Dini Hikaye; “Tevafuklar” 55. Bölüm
Çetin, yediği dayak yüzünden bayılıp odaya kapatıldıktan beş saat sonra ancak kendine gelebildi. Başını sağa sola çevirdikten sonra ayağa kalktı. Sendeleye sendeleye odadan dışarıya çıktı. Kapının önüne çıktığında Sinan Bey, Kaya ile hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. Onların sohbet ettiğini gören Çetin, ne konuştukların anlamak için kulak kesildi. Sinan Bey, Kaya’ya sert bir şekilde bağırıyor, bir işi de beceremediniz deyip hakaretler ediyordu.
Onların ne için tartıştığını anlamak için aşağıya indi ve Sinan Bey’in yanına vardı. Sinan Bey onu görünce alay edercesine:
‘Ooo beyefendimiz nihayet teşrif etti’ dedi ve yanına giderek ona hızlıca bir tokat attı.
Çetin, daha ne olduğunu anlayamadan ona:
‘Nerelerdeydin sen. O bizim işlerimize çomak sokan maskeli adam yine ortaya çıktı. Elimize geçirdiğimiz avukatı ve ailesini gözümüzün içine baka baka kurtarmış. Yahu anlamıyorum. Bu adam yapacağımız işleri nereden biliyor’ dedi Sinan Bey.
Çetin, yediği tokatın etkisinden kurtulduktan sonra:
‘Efendim, o adam malikânedeydi. Onu tam yakalayacaktım ki el kol hareketleriyle beni etkisiz hale getirdi. Uyandığımda aradan beş saat geçmiş’ dedi huzursuz bir şekilde.
Sinan Bey, duyduklarından dolayı iyice hiddetlendi ve eline ne geçtiyse kırıp geçirdi. Ardından:
‘Yok, böyle olmayacak. O maskeli adamı bulmadan bize rahat yüzü yok. O yüzden ikinize de emir veriyorum. Onu derhal bulun ve karşıma getirin’ dedi ve eliyle işaret ederek çıkmalarını istedi.
Kaya, bir taraftan Sinan Bey’i dinliyor, bir taraftan da içten içe gülüyordu ve kendi kendine ‘Allah Teâlâ’nın izniyle beni asla yakalayamayacaksınız’ dedi ve Çetin’le beraber dışarıya çıktı.
Dışarıya çıkınca Kaya, Çetin’i durdurarak:
‘Çetin Bey, söyler misin maskeli adamı nasıl yakalayacağız? Eğer onu bulamazsak Sinan Bey, bizi diri diri yakar’ dedi, ortaya çıkmamak için.
Çetin, iç geçirerek:
‘Bende bilemiyorum. O adeta bir hayalet gibi her yerde karşımıza çıkıyor. Ne konuşursak anında anlıyor ve bizim işlerimize taş koyuyor’ dedi sıkıntıyla.
‘Öyle konuşuyorsun, ama onu yakalayamazsak, Sinan Bey canımıza okur’ dedi Kaya, onu daha çok sıkıştırabilmek için.
Kaya, aslında böyle söylemekle Çetin’in maskeli adama karşı ne yapıp ne yapamayacağına dair nabzını yokluyordu. Çetin’i konuşturarak maskeli adama karşı bir şey yapamayacağını anlayınca sustu ve o konuyu bir daha açmadı. Ardından Çetin’le beraber dışarı çıkarak maskeli adamı aramaya başladılar. Ona dair en ufak bir ipucu bulabilmek için şehri altüst ettiler, ama en ufak bir ipucu bile bulamayıp geri dönmek zorunda kaldılar.
Kaya, maskeli adam kılığına girdiğinde en ufak bir ipucu bile bırakmamak için elinden gelen her şeyi yapıyordu. O yüzden de Çetin ve Sinan Bey, onu asla bulamayacaklardı.
Onların başları önde geri döndüğünü gören Sinan Bey:
‘Ne oldu. Duruşunuza bakılırsa bir şey bulamadınız gibi görünüyor’ deyince ikisi de birden kafalarını kaldırmadan ‘evet’ dediler.
Sinan Bey, aldığı cevap üzerine bir şey demeden geri döndü ve silahını alarak geri döndü. Çetin ve Kaya’nın önüne gelerek silahını çekti. Ardından iki el ateş etti. Silahını havaya sıktığından ikisine de bir şey olmamıştı, ama ikisinin de baştan aşağıya korku almıştı.
Sinan Bey, silahını ayarlayıp önlerine doğru tuttu. Mermiyi silahın ağzına verdi ve ilerleyerek önce Çetin’in kafasına tuttu. Ardından ona:
‘Demek bulamadınız ha! Benim emirlerimin yerine getirilmediğinde neler yaptığımı biliyorsun öyle değil mi?’ dedi ve silahını Kaya’ya doğrultarak ona:
‘Ya sen! Seni işe aldığımdan beri maskeli adam hep karşımıza çıkıyor. Yoksa sen onunla işbirliği mi yapıyorsun?’ dedi ve ikinci kez havaya ateş ettikten sonra çalışma odasına doğru gitti.