Dini Hikaye; “Tevafuklar” 18. Bölüm
Nurcan, koltuğa oturup ne olacağını beklerken Süreyya Hanım o sırada telefonda birileri ile hararetli bir şekilde konuşuyordu. Telefondaki kişi dolandırıcıydı ve onu polis kimliğinde kandırmaya çalışıyorlardı.
Süreyya Hanım onlara ‘ne istiyorsunuz’ diye sordu. Karşıdaki sahte polis ona ‘hanımefendi biz polisiz, oğlunuz bir hırsızlığa karıştığına dair elimizde belgeler var. Onu bu hırsızlık olayından kurtarabilmemiz için elli bin lira gerekmekte. O parayı da falan parktaki görevli polislere teslim etmeniz gerekmekte’ deyip kandırmaya çalışıyorlardı. İlk başta onlara inanan Süreyya Hanım bankaya gidip istenilen parayı çekti. Daha sonra söyledikleri parka gidecekken aklına kandırılmış olabileceği aklına geldi. O yüzden parka gitmeyi bırakıp en yakın polis karakoluna gitti.
Polis karakolunda başına gelenleri anlattıktan sonra polislerle beraber parka geldiler. Polislerin her biri birer kılığa girip sahte polisleri beklemeye başladılar. Sahte polisler polis kamuflajıyla gelip parayı tam teslim alacakken gerçek polisler her bir taraftan koşup sahte polisleri yakaladılar.
Süreyya Hanım, dolandırıcıların kendisini aralamalarından yakalanmalarına kadar dört saat geçmişti ve çok yorulmuştu. O yüzden bir an evvel oğlunun yanına gidip koltuğa oturmak istiyordu. Bu niyetle hızlıca oğlunun yattığı odaya geldi. Önce oğluna baktı daha sonra dönüp koltuğa oturacakken Nurcan’ı gördü. Onu gördüğüne memnun olmamasına rağmen gülümsemeye çalışarak yanına vardı.
Nurcan, onu görünce ayağa kalkarak elini öpmeye çalıştıysa da elini öptürmedi. Ardından ona:
‘Ne istiyorsun?’ diye sorunca Nurcan ‘Ben, ben, şey sizden’ dedi kekeleyerek. Onun heyecandan kekeleyerek konuştuğunu gören Fatma, araya girerek:
‘Hanımım, Nurcan gelip bana her şeyi anlattı’ dedikten sonra Nurcan’a bakıp gülümseyerek ‘O yaptıklarına pişman olmuş. Ayrıca annesine de bakması gerekiyormuş. O anne deyince, kendi annem aklıma geldi. O yüzden de size rica ediyorum onu işe alın’
Fatma’nın konuşmasını dinleyen Süreyya Hanım, elini kaldırıp Nurcan’a döndü ve elini yere indirmeden:
‘Sana son bir şans veriyorum. Eğer bu şansı kötüye kullanırsan Lütfü Bey bile kurtaramaz bunu bilesin’ dedi ve arkasını dönüp onu görmeyecek bir yere oturdu. Ardından günün yorgunluğu üzerinden atmak için ayaklarını koltukların üzerine uzattı ve oracıkta uyuyuverdi.
Nurcan, Süreyya Hanım’ın yanında işe alınınca içten kendi kendine gülerek ‘Şu Fatma, ne kadar aptal bir kız. Karşısında ufacık ağladım, sızlandım hemen inanıverdi. O yüzden bu kızı kandırmak çok kolay. Bu da benim işime gelir’ dedi ve durumu bildirmek için yanlarından ayrılıp gizli bir yerde Sinan Bey’e olanı biteni anlattı. Sinan Bey, olanları duyunca ‘Hah, şöyle, artık bundan sonra sorun istemiyorum’ dedi ve telefonu kapattı. O telefonu kapatınca Nurcan Süreyya Hanım’ın yanına geri döndü.