Dini Hikaye; “Tevafuklar” 62. Bölüm
Fatma, Cezmi’nin elinden kurtulduktan sonra morali bozuk bir şekilde Faruk’un yattığı hastaneye gitti. Orada, kaçırıldıktan sonra Faruk’un baygınlık geçirdiğini ve sürekli kendisini sayıkladığını öğrendi. Ayrıca Süreyya Hanım’ın Türkiye’den Almanya’ya geldiğini ve hastanede olduğunu duydu.
Fatma, Süreyya Hanım’ın geldiğini öğrenince morali yerine geldi. Bununla beraber Faruk’un kendine geldiğini ve annesine kendisini sevdiğini, ona bir şey olursa ne yapacağını bilemediğini öğrendi. Bunları öğrenince Faruk’unda kendisine karşı boş olmadığını anladı. Bunları anlar anlamaz morali iyice yerine geldi. Bu moralle beraber hızlıca yukarıya çıktı. Orada Faruk’un hangi odada yattığını öğrendi.
Onun odasına doğru giderken kalbi yerinden çıkacak gibi pır pır atıyordu. Ona kavuşacağı için yüzü kızarıyordu. Hastane odasına varıp açacakken içeriden Faruk’un annesiyle konuşmasını duydu. Onlar şöyle konuşuyordu.
Faruk:
‘Anne, Allah Teâlâ’nın izniyle iyileştiğime göre Türkiye’ye gittiğimiz zaman vakit geçirmeden Fatma’yı gidip ailesinden isteyelim. Zira artık ondan ayrı yaşamaya tahammül edemiyorum’ dedi heyecan ve mutlulukla.
Annesi:
‘Tamam, oğlum. Hele bir Fatma sağ salim gelsin. Türkiye’ye döndükten sonra ailesinden kızı isteriz’ dedi gülümseyerek.
Faruk:
‘Anne, onunla evlenirsem onu hizmetçi olarak çalıştırmam. Onun yerine yeni birisini alırız, o bize hizmet eder’ dedi mutlulukla.
Annesi:
‘Tamam, oğlum. Ben zaten gelinimi hizmetçi olarak çalıştırmak istemem’
Fatma, bunları duyunca gözleri yaşardı. Ne yapacağını bilemeden eli kapının kolunda kaldı. O öylece beklerken Saliha Hanım, onu görünce hızlıca yanına gelerek boynuna sarıldı. Ardından niçin içeriye girmeden kapıda beklediğini sordu. Bu soru üzerine Fatma:
‘Anne ile oğlun aralarındaki konuşmaları bozmak istemedim’ deyince Saliha Hanım:
‘Onlar, ne konuşuyorlardı ki, sen içeriye girmek istemedin?’
Bu soru üzerine Fatma’nın yüzü kızardı ve kem küm ettikten sonra:
‘Şey, efendim. Bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum. Aslında bunu söylemek bile beni utandırıyor’ dedi Fatma, Saliha Hanım’ın yüzüne bakmadan
Bu söz karşısında Saliha Hanım, iyice meraklanarak:
‘Söylesene kız. Ne söylüyorlardı ki, bu kadar utandın ve içeriye girmedin’ deyince Fatma:
‘Şey, Efendim. Bunu söylemesem olmaz mı?’ dedi utançla.
Saliha Hanım, biraz kızgın biraz meraklı bir şekilde:
‘Söylesene kız. Çatlatma insanı. Sen söylemezsen, ben içeriye girer her şeyi öğrenirim. O yüzden çabuk söyle, onlar ne konuşuyorlardı kendi aralarında’
‘Şey, efendim -biraz sustuktan sonra- onlar beni annemden istemeyi planlıyorlar’ dedi Fatma, yüzü iyice kızararak.
Bu söz karşısında Saliha Hanım, Fatma’yı kenara çekerek:
‘Kızım, bilirsin ben seni öz kızım gibi severim. O yüzden her isteğine ve muradına saygı duyarım. Şimdi söyle bana sen Faruk’u seviyor ve istiyor musun?’ dedi onun da Faruk’u isteyip istemediğini öğrenmek için.
‘Evet, istiyorum, ama…’ dedi Fatma, Saliha Hanım’ın kafasına soru işareti bırakarak.
‘Âmâsı ne kızım. Eğer bir problem varsa söyle halledelim’ dedi Saliha Hanım.
‘Efendim, ben ailemin tek evladıyım. O yüzden annem, babam öldükten sonra benim üzerime daha çok titredi ve elinden geldiği kadar eğitmeye çalıştı’ dedikten sonra gözlerinden bir damla yaş düştü ve ardından sözüne şöyle devam etti ‘Babam, öldükten sonra ondan kalan parayla bir müddet geçindik. Para kalmayınca üniversiteyi yarıda bırakmak zorunda kaldım. Ondan sonra bir müddet iş aradım, fakat bir türlü bulamadım. İş bulamayınca iyice çaresiz duruma düştük. Böyle devam etmeyeceğini gören annem ev temizliklerine gitmeye başladı. Bir müddet bu şekilde devam etti. O, hastalanıp güçten düşünce kimse anneme iş vermez oldular. Bende bunun üzerine gazete kupürlerine bakıp iş aradım ve Süreyya Hanım’ın yanında işe başladım. O yüzden ben evlenirsem anneme kim bakacak. O yüzden biraz tereddütlüyüm’ dedi Fatma, endişesinin annesi olduğunu açıklarcasına.
Olanları dinleyen Saliha Hanım:
‘Anneni düşünmeni anlıyorum kızım. Senin durumunda kim olsa aynı şeyi yapardı’ dedikten sonra elini Fatma’nın omzuna koyarak ‘Bunları düşünme kızım, annene Süreyya gözü gibi bakar. Şimdi söyle bana Faruk’u seviyor ve istiyor musun?’
Bu söz karşısında Fatma başını yere eğince Saliha Hanım, gülerek:
‘Anlaşıldı kızım. Sende Faruk’u seviyorsun. Şimdi bütün sorunlar hallolduğuna göre hadi içeriye girelim de anne ve oğlu sevindirelim’ dedikten sonra Faruk’un yattığı odaya girdiler.