Dini Hikaye; “Tevafuklar” 53. Bölüm
Faruk’un halası Saliha Hanım, uçağa binip Almanya’ya varınca hemen ambulans ayarlatıp Faruk’u ona bindirdi. Yaklaşık olarak bir saatlik yolculuktan sonra Saliha Hanım’ın kocasından miras kalan hastaneye geldiler. Bu hastane 4 katlı bir hastaneydi. Hemen hemen tüm bölümler vardı. Hastanedeki yatak sayısı 400 kişilikti. Bu hastaneye gelen hastaları tüm doktor ve hemşireler güler yüzle karşılarlardı. Bu sebeple hastalara güler yüz sayesinde daha hızlı iyileşirlerdi.
Saliha Hanım, içeriye girer girmez hastanede çalışan herkes ona sevgi gösterisinde bulunup hoş geldin dediler. Ardından Faruk’u yatacağı odaya götürdüler. Bu oda Faruk’a özel döşenmişti. Her türlü konfor vardı. Adeta ev gibiydi. Onun sağlığına kavuşması, mutlu olması için her şey yapılmıştı.
Faruk, odaya yatırıldıktan birkaç saat sonra doktor gelip muayene etti ve korkulacak bir durum olmadığını, ameliyattan sonra düzenli egzersizlerle sağlığına kavuşacağını bildirdi.
Saliha Hanım, doktoru dinledikten sonra mutluluk gözyaşlarıyla Faruk’a sarıldı. Ameliyat bir hafta sonra yapılacaktı. Her hangi bir komplikasyon olmazsa ameliyattan kısa bir süre sonra iyileşebilecekti. İçlerinden en çok sevineni kuşkusuz Fatma olmuştu. Çünkü o iyileştiği takdirde sevdiğini söyleyecek mutluluğu elde etmeye çalışacaktı. Ama bunu nasıl yapacağını bilemiyordu. Aldığı terbiye buna müsaade etmiyordu. Bu işi çözse çözse, ancak Saliha Hanım çözebilirdi. Zaten Saliha Hanım’ında istediği buydu.
Bir hafta sonra ameliyat günü gelmiş, Faruk ameliyata hazırlanmaya başlamıştı.
Faruk, hazırlanıp ameliyata doğru götürülürken Fatma’da onunla beraber gidiyordu.
Bir ara Faruk, onun kolundan tutarak üzüntülü bir şekilde:
‘Fatma, sana çok zulmettim. Benim bu zulümlerime hiç ses çıkarmadan sabrettin ve benimle buraya kadar geldin. Ne olur hakkını helal et’ deyince Fatma, başını yere eğerek:
‘Faruk Bey, şimdi bunları düşünmeyin ve iyileşmeye bakın’ dedi şefkatle.
‘Fatma, islama yöneldikten sonra sana karşı olan acımasızlığımı daha iyi anladım ve kendimi düzeltmeye çalıştım. Umarım bunu başarmışımdır. Aslına bakarsan hep seni taktir ettim, ama Nurcan…’
Fatma, onun sözünü kesip gülümseyerek:
‘Fazlasıyla başardınız Faruk Bey, birde ardık Nurcan’ı düşünmeyin.’ dedi başını kaldırmadan. O öyle söyleyince Faruk,
‘Fatma, müsaaden olursa seninle özel bir meselede konuşmak istiyorum’
Fatma, özel konunun ne olduğunu soracaktı ki, araya Saliha Hanım girdi ve ne konuşacaklarsa ameliyattan sonra konuşmaları gerektiğini söyledi.
Fatma, sözü kesilince merak içerisinde ameliyatın bitmesini bekledi.
Ameliyat başarılı bir şekilde bittikten sonra Faruk’u yoğun bakıma aldılar. O yoğun bakıma alınınca Saliha Hanım, doktorun yanına giderek:
‘Doktor bey’ yeğenimin ameliyatı nasıl geçti, diye sorunca Doktor Hans bey:
‘Süreyya Hanım, ameliyat başarılı bir şekilde bitti. Artık bundan sonra her şey yeğeninizin gayretine bağlı. Onun gayretiyle en kısa sürede ayağa kalkar ve eskisinden daha sağlıklı bir şekilde hayatına devam eder’ dedi onları umutlandırırcasına.
Onlar aralarında konuşurken Fatma, yoğun bakım odasının önünde Faruk’un kendine gelmesini ve ne diyeceğini merak ediyordu. Bu arada odanın penceresinden bakıyor kendi kendine:
‘Ya Rabbi! Onu bize bize bağışla. Ona merhamet et. Onu sevdiğin kulların arasına kat. Ona Şafii şerifi ismin hürmetine şifa ver ve tekrar yürümesini nasip eyle. Ya Rabbi! Onu sevdiğimi söylemem, belki nefsim için olabilir, ama onu Senin rızan için seviyorum. O yüzden de onu bana bağışla’ dediği zaman Saliha Hanım, doktorun yanından ayrılmış ve Fatma’nın gözyaşları içerisinde söylediklerini duymuştu, ama duyduğunu belli etmeden Fatma’nın yanına varmıştı.
Fatma, Saliha Hanım’ın yanına vardığını bilmeden kendi kendine konuştuktan sonra geriye dönünce Saliha Hanım’ı karşısında görünce utancından yüzü kızardı ve ne diyeceğini bilemedi ve kafasını yere eğerek:
‘Saliha Hanım, siz ne zaman geldiniz?’ dedi ve içinden ‘umarım sözlerimi duymamıştır’ diye geçirdi.
Saliha Hanım, Fatma’nın sözlerini duymuştu ve istediği tam da buydu. Fatma’nın niyetini anlamıştı. Fakat Faruk’un niyetini bilmiyordu. O yüzden de onun uyanmasını beklemekten başka çaresi yoktu.
*****