Bilim Kurgu Hikayesi; “YIL 2500 DÜNYA” 3. Bölüm
Başkanın kızının kaçırılmasından önceki bir kaç saat….
“Demek başkanın kızını kaçıracağım. Yalnız bu size çok pahalıya mal olur” dedi Davut, pis pis sırıtarak.
“Evet” dedi karanlıktaki kişi.
“Eee, başkanın kızını kaçırdıktan sonra ne olacak” dedi Davut, karanlıkta ki kişiye.
“Orası seni ilgilendirmez” dedi karanlıktaki kişi “Sen sadece işini yap”
“Tamam, tamam hemen kızma” dedi Davut ellerini kaldırarak “Sadece, beni hapishaneden neden kaçırdığınızı merak etmiştim. Ondan sordum bu soruyu”
“Davutttt, kızdırma beni ve ne diyorsam onu yap”
“Tamam, sustum” dedi Davut, eliyle ağzını işaret ederek.
Davut, emri aldıktan sonra derhal işe koyuldu. Başkanın evinin etrafında kısa bir keşif yaptı. Onun kızının eve giriş çıkışlarını tespit etti.
Kızı kaçırmak için planını tamamlayan Davut, bu işi tek başına yapamayacağını anlayınca eski dostlarını aradı ve onlardan yardım istedi. Biri hariç hepsi bu işi kabul edince bir çay bahçesinde toplandılar.
Davut, yaptığı planı dostlarına açıkladıktan sonra hep beraber başkanın evine doğru yol aldı. Oraya gelince evin etrafını sardılar ve başkanın kızının evden çıkmasını beklediler.
“Baba, arkadaşlarım beni bekliyor. Müsaade edersen çıkacağım” bunu diyen bölge başkanının kızı Banu’ydu.
“Kızım, dışarı çıktığın zaman dikkatli ol. Biliyorsun başkanlığı bırakmam için sürekli tehdit alıyorum. O yüzden bir yere giderken sağına, soluna, çevrende olanlara dikkat et” dedi başkan.
“Tamam, sevgili babacığım. Sen beni merak etme” dedi Banu. Ardından ayakkabılarını giyip dışarıya çıktı. Banu, tehlikeden habersiz dışarı çıkarken Davut ve adamları da onu bekliyordu.
Banu, evinden çıkar çıkmaz yaptığı ilk iş etrafına bakınmak oldu. Çünkü o da biliyordu babasının tehditler aldığını. Hatta bir keresinde şahit olmuştu buna. O yüzden de elinden geldiği kadar dikkatli olmaya çalışıyordu.
Her ne kadar dikkatli olsa da onu gözleyenleri fark edemiyordu. Evinden birkaç adım atmıştı ki bir anda durdu. Etrafına bakındı. Belli ki bir şeyler hissetmiş, bu yüzden de durmuştu.
Çevrede tehlike olmadığını düşünerek tekrar ilerledi. O anda karşısına üstü başı yırtık, aksak biri çıktı. O nereye gidiyorsa aksak adam peşinden gidiyor onun ilerlemesine mani oluyordu.
Banu, ne yaparsa yapsın aksak adamdan kurtulamayınca ona dönerek:
“Sen kimsin ve benden ne istiyorsun” dedi hiddetle. Söylediği sözü sert söylemişti, ama içten içe de korkmuştu karşısındaki adamdan.
Aksak adam, Banu’nun sorusu üzerine ona yaklaşarak:
“Hiiç” dedi gülerek.
“Ne hiçi, sen deli misin be adam” dedi Banu, ardından yürüyüp gidecekken aksak adam onu kolundan tutarak durdurdu.
“Bizimle geliyorsun güzel bayan” dedi ve cebinden silahını çıkarak Banu’ya doğrulttu. O aksak adam Davut’un ta kendisiydi.
“Nee, ne demek istiyorsun?” dedi Banu, bunu söylerken de korkudan sesi titriyordu.
Aksak adam, o andan itibaren kendini toparladı ve düzgün yürümeye başladı. Ayrıca, üzerindeki yırtık elbiseyi atmıştı.
“Sadede gelelim Banu Hanım, eğer bizimle gelmezsen o çok sevdiğin adamı öldürürüz. Ha bu arada babana da öyle bir şey yaparız ki insan içine çıkamaz”
“Tamam, tamam yeter ki onlara zarar vermeyin. Sizinle istediğiniz yere gelirim” dedi Banu, içi titreyerek.
O andan itibaren etrafa saklanmış olan Davut’un adamları teker teker ortaya çıktılar. Bir başkası da sakladığı aracı getirdi ve hep beraber o araçla Banu’yu kaçırdılar.
Hikayenin 1. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 3. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 4. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ