Dikkat! okumadan geçmeyiniz çocuklarınız için çok önemli bir hikaye, sonunda süper güçlerin ne olduğunu öğreneceksiniz
Hikaye “Mehmet’in Gerçek Süper Gücü”
Mehmet, Süper Çocuk çizgi filmini çok seviyordu. Onun yaptığı kahramanlıklara özeniyordu. Onun gibi süper güçlere sahip olmak ve herkese yardım etmek istiyordu.
Ayrıca Süper Çocuk kendi yaşındaydı. Kendisi gibi okula gidiyor, arkadaşlarıyla sıradan bir çocuk gibi oynuyordu. Arkadaşları ve çevresi onun süper güçlere sahip olduğunu bilmiyordu. Kötü insanlar dünyayı tehlikeye atacak kötülükler yaptıklarında gizlice Süper Çocuk kostümünü giyip maskesini takıyordu. Kötüleri yenerek dünyayı kurtarıyordu.
Mehmet her Süper Çocuk çizgi filmini seyrettikten sonra hayaller kurardı. Kendisi de onun gibi olağan üstü güçlere sahip olarak insanları kötülerden kurtarıyordu. Süper Çocuk o kadar güçlüydü ki koca bir otobüsü kaldırabiliyor, atılan füzeye yetişip masum insanların üzerine düşmeden onu yakalayabiliyordu. Ayrıca uçabiliyor ve hiçbir silah kendisine zarar veremiyordu.
Mehmet bir gün Süper Çocuk çizgi filmini izledi. Bu filmde Süper Çocuk okul arkadaşlarıyla birlikte bir okul gezisine katılmıştı. Otobüsün lastiği patlamış ve otobüs uçurumdan düşmek üzereyken, Süper Çocuk hemen kostümünü giyip otobüsü son anda uçuruma düşerken havada yakaladı. Sonra otobüsü yola koydu. Böylece bütün arkadaşlarını kurtardı.
Mehmet bu sahneden çok etkilendi.“ Ben de süper çocuk gibi uçacağım arkadaşlarımı ve insanları kurtaracağım.” dedi.
Annesinin aldığı Süper Çocuk kostümünü giydi. Yemek masasının üzerine çıktı. Hatta daha yüksek olsun diye koltukların yastıklarını üst üste koydu. Önce masaya sonra da yastıkların üzerine çıktı. O kadar yükseğe çıkmıştı ki, neredeyse eli tavana değiyordu.
“Ben, Süper Çocuğum. Mazlumları kötülerden kurtaracağım.” dedikten sonra uçmak için sıçradı. Daha ne olduğunu anlayamadan yere düştü. Mehmet düşünce ve canı yanınca büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Şaşırmış vaziyette ve ağlayarak “Süper Çocuk, kostümünü giyince süper güçlere sahip oluyordu. Neden ben öyle güçlere sahip olamadım? Ben de insanlara yardım etmek istiyordum” diye söylenmeye başladı.
Annesi bu sırada komşuya oturmaya gittiği için Mehmet’in masaya çıkıp düşmesine engel olamamıştı. Komşudan geldiğinde Mehmet’in ağladığını duyunca koşa koşa onun yanına gitti. Salona girdiğinde yemek masasının üstündeki yastıkları görüp Mehmet’i de yerde ve ağlıyor halde görünce düştüğünü anladı. Çok korktu. Aceleyle Mehmet’in yanına oturarak telaşla bağırdı. “Ne oldu yavrum sana?” dedi.
“Ben Süper Çocuk olmak istedim. Aynen onun gibi uçmak istedim. Masanın üstüne çıkıp atladım ama düştüm. Kolum çok acıyor anne.”
Mehmet’in annesi kolunun kırıldığını anladı. 112’yi ayarak ambulans çağırdı. Ambulans geldi. Görevliler İlk müdahale yaptıktan sonra Mehmet’i hastaneye götürdüler. Hastanedeki Doktor Mehmet’e kolunu nasıl kırdığını sordu. Mehmet nasıl düştüğünü anlatınca Doktor gülümseyerek “Süper Çocuk ha? Şimdi çok iyi anlamışsındır Süper Çocuk ’un gerçek olmadığını. Bir hayal ürünü olduğunu.” dedi. Hemşireler de Mehmet’e gülümsedi. Hatta annesi de “Of yavrum! Hiç Süper Çocuk olunur mu? Hiç insan süper güçlere sahip olur mu? Bunu düşünemedin mi?” diyerek Doktor ve hemşirelerin yanında azarladı.
Mehmet hastanede herkesin kendisiyle alay etmesine bilhassa annesinin herkesin önünde kendisine kızmasına çok üzüldü. Zavallı Mehmet şimdi kolunun acısına mı yoksa kendisiyle alay edilmesine mi yansın?
Akşam babası gelince Mehmet’e o da çok kızdı. “Hiç insan bir çizgi filme inanarak süper güç sahibi olur mu yavrum? Onlar ancak filmlerde olur. Gerçek hayatta insanlar böyle süper güçlere sahip olmaz. Bir daha böyle şeyleri aklından geçirme. Bu Süper çocuk çizgi filmini bir daha seyretmeyeceksin. Yine ona özenirsin. Bu sefer ayağını kırarsın” dedi.
Ertesi gün arkadaşları Mehmet’in düştüğünü öğrenince geçmiş olsun ziyaretine geldiler. Fakat Mehmet’in neden düştüğünü öğrenince hepsi birden gülüştüler. Sonra ona Süper Güç lakabını takıp “Benim kedim ağaçta kaldı onu kurtarır mısın” sözleriyle alaya aldılar.
Mehmet çevresindeki insanların kendisiyle alay etmelerine çok üzüldü. Üzüntüsünden yemek yemiyordu. Annesi “Yemezsen iyileşmezsin.” demesine rağmen hiçbir şey yemiyordu. Annesi Mehmet’in bu halini babasına anlatınca.
“Sanırım Mehmet’in keyfini yerine getirecek bir yol buldum.” dedi babası. Annesi merakla sordu. “Bu yol ne? Onu nasıl mutlu edeceğiz?”
“Mehmet’in çok sevdiği Mesut Hoca’ya götüreceğim.?”
“Evet, evet ya! Çok doğru söyledin. Bizim mahalle camimizin imamı Mesut Hoca’yı Mehmet çok seviyor. Yaz Kur’an kursunda Mesut Hoca Mehmet’le çok ilgilenmişti. Bu yüzden Mehmet de onu çek sevmişti. Gerçekten bu güzel bir fikir. Mehmet duyunca çok sevinecek.”
Babası Mehmet’in odasına gelerek neşeli bir şekilde “Haydi hazırlan senin çok seveceğin bir yere götüreceğim.” dedi. Mehmet babasına meraklı bir bakış attı ve sordu.
“Nereye gideceğiz baba?”
“Mesut Hoca seni görmek istiyormuş. Sana geçmiş olsun diyecekmiş.”
Mehmet, babasının sözlerini duyunca sevinçle yerinden fırladı. “Mesut Hoca beni mi görmek istiyormuş? Öyleyse daha niye duruyoruz baba? Hadi çabuk hemen gidelim.” dedi.
Baba oğul hazırlanarak yatsı namazına camiye gittiler. Mesut hoca Mehmet’i görür görmez “Hoş geldin benim süper kahramanım.” dedi. Mehmet bu sözlere alındı ve boynunu büktü. Mesut Hoca Mehmet’in darıldığını anlayınca “Evet sen benim süper kahramanımsın. Çünkü benim en iyi öğrencimsin. Çok çalışarak ve ödevlerini en güzel şekilde yaparak hep beni sevindiriyorsun.” dedi.
Mehmet bu sözler üzerine sevindi. Namaz kıldıktan sonra Mesut Hoca Mehmet’i odasına davet etti. Mehmet bu davete çok sevindi. Çünkü odasında bulunan çok güzel çikolatalardan veriyordu. Odaya girer girmez Mesut Hoca Mehmet’e bir çikolata verdi. “Eee Mehmet anlat bakalım kolunu nasıl kırdın.”
Mehmet nasıl düştüğünü bir bir anlattı. Mesut Hoca “Çok güzel.” dedi. Mehmet çok şaşırdı. “Bunun neresi çok güzel Hocam?”
“İnsanlara yardım etmeyi istemen gerçekten harika bir düşünce. Güzel olan işte bu Mehmet. Ancak filmlerdeki gibi süper güçler gerçek hayatta yoktur.” Mehmet hemen sordu. “Peki o zaman nasıl yardım edeceğiz insanlara?”
Mesut Hoca gülümsedi. Mehmet’e sordu. “Şimdi sen söyle bakalım. İnsanlara yardım edenler kim? Mehmet çizgi film karakterlerindeki Superman, Süper Çocuk, Zoro, Süper Kahramanlar gibi isimleri söyledi. Mesut Hoca “Teşekkür ederim. Evet, onların süper güçleri var ama onlar sadece filmdedir. Gerçek hayatta bu film kahramanları yoktur. Gerçekte insanların onlara da ihtiyacı yoktur. Aslında hepimizin süper güçleri vardır.”
Mehmet çok şaşırdı. “Hocam süper güçlü kahramanlar olmadan insanlara nasıl yardım edeceğiz ve herkesin içinde nasıl süper güç var bunu anlamdım doğrusu?” dedi. Mesut Hoca Mehmet’in gözlerine baktı aferin diyerek şöyle dedi.
“Bu yaz Kur’an kursunda süper güç sahibi kişileri ve onların bu güçlerinin nasıl kullandıklarını da anlatmıştım. Bakalım bunları bilecek misin? Mehmet düşündü fakat bir cevap veremedi. Mesut Hoca “Bir ip ucu vereyim peygamberler.” dedi. Mehmet birden gülümsedi “Evet, peygamberler ve mucizeleri.” dedi.
Mesut Hoca bu cevaptan hoşlanmış bir şekilde Mehmet’in başını okşayarak “Aferin, hatırladın. Peygamberler mucize göstererek olağan üstü olaylar meydana getirdiler. Bazen kendisini bazen de ümmetini kurtarmışlar veya insanları İmana davet etmişlerdi.” Mehmet hemen atılır. “Hz. İbrahim ateşten korunmuş, Hz. Musa Denizi yarmış, Peygamberimiz mağarada iken örümcekler mağara kapısını ağla örmüştü.”
“Evet, bak peygamberler süper güçlere sahip ama her zaman bu mucizeleri göstermişler mi?”
“Hayır”
“Demek ki süper güç insanın içindedir. Peygamberimiz ne diyor? “Bütün niyetlerinizin karşılığını alacaksınız. İyi niyet ederseniz iyilik, kötü niyet ederseniz kötü olarak bulacaksınız. Sen insanlara yardım etmek istiyorsun. Bu iyi bir niyettir. Bu iyi niyetinin karşılığını bulacaksın ve böylece insanlara yardımın dokunacaktır.”
Mehmet hocasının sözlerini anlamış fakat kafasına bir şey takılmıştı. “Şey hocam insan iyi niyetle nasıl süper güçlere sahip olur ve insanlara yardım eder?” diyerek sordu.
Mesut Hoca Mehmet’e cevap verdi. “İşte bu iyi niyeti süper güce dönüştürmek için sevgi ve merhamet sahibi olacaksın. Peygamberimiz insanlara sevgi ve merhametiyle yaklaşmıştır. Sevgisi ile insanların iman etmelerini sağlamış, onları cahillikten kurtararak iyilikte bulunmuştur. İyi niyetimizi sevgi ve merhametle gerçekleştirdiğimizde insanlara iyilik yapmış oluruz. Bu da süper güç değil midir?”
“Mutlaka sen de bu iyi niyet ve sevginle arkadaşlarına yardım etmişsindir.”
Mehmet aklına bir şey gelmiş gibi ellerini şakırdattı. “Tabii ya! Arkadaşlarımdan Selimle birlikte parkta oynarken bindiği salıncağın bir zinciri nasıl olduysa kopmuştu. Ben de binmek için onu bekliyordum. Düşeceği sırada salıncağı tuttum ve onu düşmekten kurtardım. O da bana teşekkür ederek “Sen benim kahramanımsın.” demişti.
Mesut Hoca Mehmet’e gülümseyerek baktı. “Bak gördün mü kahramanlık için iyi niyet ve sevgi yetiyormuş.” dedi.
Mehmet gözleri parlamış bir şekilde “Şimdi anladım.” dedi. Mesut Hoca konuşmasına devam etti. “Bu güçlerden daha büyük bir güç vardır. O da duadır. Rabbimiz “Dua edin ben kabul edeyim.” diyor. Peygamberimiz ve bütün peygamberler en zor anlarında Allah’a dua etmişler. Allah da onların dualarını kabul ederek onları kurtarmıştır. Tabii bu dualar zamanı gelince kabul olur.
Şimdi sen şu an Filistin’de yaşanan zulmün bitmesi, senin gibi çocukların zulümlerden kurtulması için dua edersen niyetin, sevgin ve merhametinin karşılığında duan kabul olur. Ama vakti geldiğinde. Elbet bir gün Allah senin yaptığın duan vesileyle onları kurtarır.”
Mesut Hoca, Mehmet’in omzuna dokunup samimi bir şekilde.
“Evet, Mehmet’im sen o güzel niyetinle, merhametinle ve dualarınla benim en büyük kahramanımsın. Benim için dua ediyorsun. Başıma güzel şeyler geliyor. Sevgi ve merhametin daha güzel bir hayat yaşamamı sağlıyor. Annenin, babanın arkadaşlarının mutlu olmasını sağlıyorsun.
İşte gerçek süper güç budur evladım.”
Mehmet’in yüzünde gülücükler açarak “Sağolun hocam seni çok seviyorum. Ben gerçekten süper güce sahip bir çocuğum. İyi niyetlerim var. İnsanlara sevgi ve merhametim var. Onlar için durmadan dua edeceğim.”
Mesut Hoca ve babası birbirlerine bakarak gülümsediler. Mesut Hoca bir çikolata daha verdi. “Bunu hak ettin. Bu çikolatayı yiyerek koluna güç olsun ki kolun çabuk iyileşsin. Böylece daha çok sevgi ve merhametle insanlara bilhassa Gazze’ye ve Doğu Türkistan’a dua edersin.” dedi.
Mehmet ve babası Mesut Hoca’ya teşekkür ederek odan çıktılar.
Mesut AKDAĞ
hikaye, hikaye oku, eğitici hikayeler, ders veren hikayeler, ibretlik hikayeler, çocuk hikayeleri, büyükler için masallar, büyükler için hikayeler,