Gizemli Yolculuk Hikayesi -Mektup- 2. Kısım 18. Bölüm
Ağa, iki günlük tedavisinin ardından ancak kendine geldi ve etrafındaki insanlara teşekkür ederek:
– Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Benim size yaptığım onca zulme rağmen, siz bana yardım ettiniz ve beni adamlarımın elinden kurtardınız.
Ağa konuşmayı sürdürürken Fatih Baba, onun konuşmasını kısa keserek:
– Ağa, söyler misin adamların neden sana isyan ettiler?
Ağa, kendisine yöneltilen soru üzerine biraz düşündükten sonra:
– Bana borcu olan bir kişi vardı. Bu adam, borcunu ya zamanında vermez ya da eksik verirdi. Onun tutumu karşısında artık daha fazla dayanamadım ve ona ders vermek, bir daha aynı tutumu sergilememesini sağlamak için bugün sabah saatlerinde adamlarıma talimat veriyordum. Adamlarıma talimat verip gönderdikten bir iki saat sonra kafamda müthiş bir uğultu meydana geldi. Daha sonra kafam dönmeye, gözlerim kararmaya başladı. Gözlerim karardığı sıra rüyamı gerçek mi, bilemediğim bir durum meydana geldi.
Fatih Baba, ağanın anlattığına bir anlam veremediği için onun sözünü keserek:
– Ağa, karşılaştığın durumla senin adamlarının eline düşmen arasında bir bağ kuramadım, diyerek hayretini söyleyince ağa:
– Bırakmadın ki sözümü tamamlayayım. O yüzden anlattıklarımla benim düştüğüm durum karşısında bir bağ kuramazsın, diyerek Fatih Baba’ya sitem etti ve sözüne şöyle devam etti.
– Gözüm karardığı o anda karşıma pirifâni bir adam çıktı. Karşıma çıkan bu adamın elinde kızılcık sopasına benzer bir sopa vardı ve sürekli elinde çevirerek bana ‘Bundan böyle insanlara zulüm yaparsan karşına çıkacağım ve elimdeki bu sopayla kafana vuracağım’ dedi ve sopasıyla kafama vurarak ‘bu vurduğum bundan önceki yaptıkların içindi, bundan sonra hatalarına devam edersen iki misli vuracağım’ dedi ve ortadan kayboldu. Onun ortadan kaybolmasından sonra adamlarımın ellerinde sopalarla etrafımı sardıklarını gördüm. Onlara ‘ne oluyor size’ der demez sopalarla üzerime saldırıp beni kan revan içerisinde bıraktılar. Beni, evimde sopayla döven adamlarım hırslarını alamayıp meydana götürdüler ve herkesin içerisinde dövmeye devam ettiler. Onların bana vurmalarından dolayı tam kendimi kaybedip bayılacağım sıra siz geldiniz ve beni onların elinden kurtardınız.
Ağa, sağlık ocağında en çok zulüm ettiği kişiler tarafından güler yüzle tedavi edilmesi üzerine onlara geçmişte yaptığı zulümler aklına geldi. Kendisi onlara onca zulüm ve hakaretler yağdırmış olmasına rağmen, onlar kendisine en iyi şekilde muamele etmiş ve tedavi etmişlerdi. Bunun yanında en çok güvendiği ve bütün sırlarını paylaştığı adamları tarafından dövülmüş, perişan hale getirilmişti. İşte, ağa bunları düşününce bütün yaptıkları zulümlere pişman oldu ve bu pişmanlıkla beraber kendini tutamayıp hıçkırıklarla ağladı.
Ağa, hıçkırıklarla ağlıyor, ağlıyor, yılların verdiği pişmanlıklarla ağladıkça ağlıyordu. Fatih Baba, onu sakinleştirmese belki de hiç durmadan ağlar dururdu.
Ağa, ağlaması kesilince ayağa kalkarak Fatih Baba’nın ellerini tuttu ve ona:
– Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Siz olmasaydınız belki de eski hatalarıma devam eder, insanlara daha çok zulmederdim. Şimdi anladım ki merhamet her şeyin üstünde geliyor. Merhamet eden, merhamet görüyor. Bunun karşılığında zulmeden, zulüm görüyor. Merhamet eden, her yerde sevgi ve saygı görüyor. Bunun aksine zulmeden, her yerde nefret ve öfke ile karşılaşıyor. İşte bundan dolayı bütün yaptıklarıma tövbe ediyor ve bundan sonra yaptığım hataları telafi etmeye söz veriyorum.
Fatih Baba, ağanın konuşmasını mutlulukla dinledikten sonra oğluna dönerek:
– Bak, gördün mü oğul? Onun bize yaptığı zulmü biz ona karşı yapmış olsaydık, belki de ağa zulümlerinin üzerine zulüm katar, öylece ömrünü geçirir giderdi. Hatta belki de ağanın bütün hatalarına pişman olduğuna şahitlik edemezdik.
– Haklısın baba, şimdi seni daha çok takdir ediyor ve senin gibi bir babam olduğu için şükrediyorum.
Ağa, kendine gelip tamamen toparlanınca bütün köylüyü bir araya toplayıp onlara bütün topraklarını dağıttı. Onların hepsinden helallik isteyerek bütün sıkıntılarını gidermeye çalıştı. Köyün bütün halkı, ağanın tutumunu şaşkınlık ve gözyaşları içerisinde izliyor, kimileri kendi kendilerine ‘ağamıza ne oldu da birdenbire değişiverdi’ diyor, kimileri de ‘umarız ağamız eski kötülüklerine dönmez’ diyordu. Bütün bu konuşmalar bir gün ağanın kulağına gidince, ağa onların hepsini tekrar bir araya toplayıp yaptığı kötülüklerden niçin döndüğünü anlatarak:
– Korkmayın, artık eski günlerime dönmeyeceğim dedi ve onların hepsinden tekrardan helallik istedi. Onların hepsi yeniden haklarının helal edince yönettiği diğer köylerde yaşayan halktan da helallik istemek ve kendini affettirebilmek için köyden ayrıldı.
Ağa, köyden ayrılmaya hazırlanırken o sıra da Fatih Baba, Hasan’la konuşmakta ağanın tarlaları köylüye bıraktıktan sonra verimi artırabilmek için neler yapması gerektiğini söylemekte, onlarla istişare etmekteydi. Onların istişaresi Veli’nin gelip babasına ağanın, kendini affettirebilmek için diğer köylere gittiği haber vermesine kadar devam etti.
Hikayenin 1. Kısım Bölümlerini Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Kısım 1. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Kısım 2. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Kısım 4. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Kısım 5. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Kısım 6. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Kısım 7. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Kısım 8. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Kısım 9. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Kısım 10. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Kısım 11. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Kısım 12. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Kısım 13. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Kısım 14. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Kısım 15. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Kısım 16. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Kısım 17. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Kısım 18. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Kısım 19. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
Hikayenin 2. Kısım 20. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ
