Dini Hikaye; “Tevafuklar”80. Bölüm
Büşra, neredeyse iki aydır Koray’dan haber alamıyordu. Ne telefonlarına açıyor ne de mesajlarına cevap yazıyordu. Yoksa kendisinden nefret mi ediyordu ya da ayrılmak mı istiyordu. Eğer böyle bir şey olursa ne yapardı.
Düşünceler içerisindeydi. Ne yapıp edip bu işi çözmeliydi. Ama önce ablasına danışmalıydı ve O da öyle yapıp ablasına danıştı. hikaye
Süreyya Hanım, Büşra’yı dinledikten sonra
‘Benim güzel kardeşim, sabırlı ol. Koray’ın seninle konuşmamasının elbette ki bir sebebi vardır. Bu sebep belki senden belki de ondandır. Bunu ben bilemem, ama bunu babasıyla konuşup anlayabilirim. Bu yüzden biraz sabret ve bekle. Unutma ki her şerde vardır bir hayır.
‘Abla artık sabrım kalmadı. Koray, benimle konuşmamayı sürdürürse korkarım ki ondan ayrılacağım. Bu durum her ne kadar beni üzse de bunda kararlıyım’ dedi. Büşra, kararlı bir ifadeyle.
‘Benim sabırsız kardeşim, ne olur biraz daha sabret’ dedi Süreyya Hanım.
‘Abla, sana söyledim, artık sabrım kalmadığını’ dedi Büşra sabırsız bir ifadeyle.
Süreyya, kardeşinin sabrının kalmadığını öğrenince ona:
‘Büşra, mademki sabrım kalmadı diyorsun öyleyse bu akşam gidip babasıyla konuşup bu işi çözümleyeceğim. Sende Faruk’la konuş, o da gidip Koray’la konuşsun ve onun seninle konuşmamasının sebebini öğrensin’ dedi.
Süreyya Hanım’ da Faruk’ da, aslında her şeyi biliyordu, ama bunu söylemiyordu. Çünkü Kaya ile konuşup öyle kararlaştırmışlardı.
Büşra, Faruk’un yanına geldiğinde o hiçbir şeyin farkında değilmiş gibi davranıp ona:
‘Teyze yine oldu. Sen bir şey istemedikçe benim odama adımı atmazsın. Öyle görünüyor ki yine benden bir şey isteyeceksin’ dedi teyzesine gülümseyerek
Büşra, ıkına ıkına:
‘Şey, biliyorum sen Koray’ın arkadaşısın. O uzun süredir benimle konuşmuyor ve konuşmamasının sebebini bilemiyorum. Aramızda bir sorun olsa benimle konuşmamasını anlarım ama aramızda hiçbir sorun yok. Yoksa benden ayrılmak mı istiyor’ dedi huzursuz bir ifadeyle. hikaye
Faruk oturduğu yerden kalkarak teyzesinin yanına vardı ve ona:
‘Teyze, söyleyeceğin şeyi ağzında geveleyip durmada ne söyleyeceksen çabuk söyle’ dedi teyzesini ikna edebilmek için.
Bu soru üzerine Büşra:
‘Faruk, Koray’la konuş ve aramızda ne sorun olduğunu öğren’ dedi, derdinin ne olduğunu açıklarcasına.
‘Tamam, teyze. Sen hiç merak etme. Ben onunla konuşur aranızı düzeltirim’ dedi Faruk, teyzesine.
Bu söz üzerine Büşra sevinçle Faruk’un odasından çıkıp kendi odasına geçti ve Faruk’tan gelecek haberi beklemeye başladı. hikaye
Faruk, teyzesiyle konuştuktan sonra evden çıkıp Koray’la kararlaştırdıkları yere geldi. Orada ne yapmaları gerektiğini tekrar konuştuktan sonra yerlerine geçtiler. Faruk, yerine geçtikten sonra teyzesi Büşra’ya telefon açtı. Telefon birkaç kez çaldıktan sonra Büşra telefonu eline aldı ve alo dedi. O alo deyince Faruk, ağlamaklı bir şekilde:
‘Teyze, ne olur çabuk gel. Burada çok kötü şeyler oldu’ dedi Faruk, ağlamaklı bir ifadeyle.
Büşra, Faruk’un ağlamaklı konuştuğunu duyunca telaşlı bir şekilde:
‘Faruk, ne oldu? Söyle teyzem niçin ağlıyorsun’
‘Teyze, Koray’ dedi ve tekrar ağlamaklı bir şekil takındı. Onun tekrar ağladığını duyan Büşra iyice telaşlanarak:
‘Faruk, Koray’la aranızda ne geçti’ dedi sert bir ifadeyle. hikaye
‘O, onunla konuşmak için geldiğimde benimle konuşmak istemedi ve benimle kavga etti’ dedi Faruk.
‘Faruk, ne diyorsun? O seninle kavga mı etti?’ dedi Büşra, sesini daha da yükselterek.
‘Evet, teyze. Onun yüzünden şu an yerimden kalkamıyorum. Lütfen gel beni buradan al’ dedi Faruk, iniltili bir şekilde.
Büşra, Faruk’un Koray’la kavga ettiğini duyunca iyice sinirlenerek elindeki yüzüğü çıkarıp fırlattı. Ardından Faruk’a:
‘Faruk, yerini söyle hemen gelip seni alayım’ dedi huzursuz, telaşlı bir şekilde.
‘Teyze, hani sizin her zaman buluştuğunuz kafe var ya işte oradayım’ dedi Faruk.
‘Bekle beni, hemen geliyorum’ dedi Büşra ve sinirle odasından çıkıp arabasına bindi. hikaye
Büşra, sinirle arabasını öyle sürüyordu ki ne ara Koray’la buluştukları kafeye geldiğinin bile farkına varamamıştı.
Arabadan inip kafeden içeriye öyle hızla daldı ki, karşısına kim çıksa onu devirebilirdi. İçeriye girer girmez gözüyle Faruk’u aradı, ama onu bulamadı. Hatta kafenin içinde kimsecikler yoktu.
Büşra, bu duruma çok şaşırmıştı. Çünkü geldiği saatte kafe tıka basa dolu olurdu. İşte bu durumdan dolayı çok şaşırmıştı. Şaşırmasına rağmen Faruk’u bulmak için etrafı araştırmaya başladı. Etrafı araştırdıkça daha çok şaşırıyordu. Çünkü masaların üzeri kalplerle doluydu ve kalplerin üzerinde seni seviyorum aşkım vardı. Bu kalpleri ve yazıyı kimin koyduğunu anlamak için araştırmaya devam etti ve Koray’la her zaman oturdukları masaya geldi. Masanın üzerinde şöyle bir yazı vardı, ‘Üst kata gel ben oradayım’
Bu yazının Faruk’un elinden çıktığı belli oluyordu, ama niçin bu yola başvurduğunu anlayamıyordu. O yüzden de heyecanla üst kata çıkmaya başladı. Öyle heyecanlıydı ki basamakları yavaş yavaş çıkıyordu ve kalbi de yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.
Sonunda üst kata çıktı ama Faruk orada da yoktu. Onun niçin böyle oyun oynadığını anlamak için etrafa baktı ve gördüğü şeyler karşısında şaşırıp kaldı. Onu şaşırtan şey ise üst katta her tarafa saçılmış olan yazılardı. O yazılarda ise ‘benimle ömür boyu olur musun aşkım’ yazıyordu. hikaye
Büşra, bu yazıları görünce kendi kendine ‘bu yazıları yazıların yazılmasına sebep olan kişi çok şanslı olmalı’ diye söylendi ve bağıra bağıra:
‘Faruk, neredesin. Bak bu yaptığın çok kötü bir şaka. Neredeysen çabuk ortaya çık ve bu yazıların yazılmasına sebep olan kişiler gelmeden buradan gidelim’ dediği anda telefonuna mesaj geldiğine dair bir titreşim aldı. O titreşimi alınca telefonunu açıp mesaja baktı. Mesajda şöyle yazıyordu: ‘Abla ben Koray tarafından tutsak tutuldum ve beni sen gelmeden bırakmak istemiyor. O yüzden çabuk aşağı kata in ve çay ocağına gel. Ben oradayım’
Büşra, bu mesajı okuduktan sonra: hikaye
‘Koray, ah Koray! Yaktın beni Koray. Bunca sevgi sözlerin yalan mıydı? Dedi ve hızlıca aşağıya indi. Çay ocağının nerede olduğunu bulmak için sağa sola baktı. Sağa sola baktıktan sonra telefonu tekrar titredi. Telefonu titreyince benimle oyun mu oynuyorsunuz’ deyip telefonu eline alıp mesaja baktı. Mesajda arkana bak yazıyordu. Mesajı okuyup sinirle telefonu cebine koydu ve arkasına baktı. Bakar bakmaz gözlerine inanamadı. Koray, Büşra’nın ona hediye ettiği elbiseyi giymiş karşısındaydı. Üstelik elinde de en sevdiği çiçek vardı. Faruk, ise onun yanındaydı ve kendisine gülümsüyordu.
Büşra, ikisini yan yana görünce oyuna getirildiğini anladı ama bozuntuya vermemek için ne oluyor dercesine her ikisinin de yüzüne baktıktan sonra Faruk’a dönerek:
‘Faruk, neler oluyor?’ dedi ve Koray’a dönerek: hikaye
‘Koray, aylardır niçin benimle konuşmuyorsun? Yoksa…’ dedi, Büşra kızgın bir ifadeyle.
Koray, Büşra’nın konuşmasını eliyle işaret ederek durdurduktan sonra önünde diz üstü çöktü. Ardından cebinden kırmızı yüzlü bir kutu çıkardı. Kutuyu nazikçe açıp içindeki tek taş yüzüğü Büşra’nın parmağına taktı. Tek taş yüzüğü onun parmağına taktıktan sonra Büşra’nın gözlerinin içine bakarak:
‘Büşra, ömür boyu benimle hayatını geçirir misin?’ dedi gülümseyerek. din
Büşra, Koray’ın kendisine evlenme teklifi karşısında gözleri ışıldadı ve büyük bir hevesle ‘evet’ dedi.
Büşra, Koray’ın evlenme teklifini kabul ettikten bir iki dakika sonra Kafenin içini Koray’ın ve Faruk’un arkadaşları doldurdu ve hep birlikte alkışladılar.
Büşra, evlenme teklifini kabul etmesinin hemen ardından kafenin içinin dolması ve alkışlanması karşısında ne yapacağını şaşırdı ve sevinçten gözleri yaşardı.
Faruk, teyzesi Büşra’nın sevinmesi karşısında daha fazla kendini tutamayıp teyzesine:
‘Teyze, başından ben de, annem de her şeyi biliyorduk’ deyince Büşra: din
‘Nasıl yani, her şeyi bildiğiniz halde bana haber vermediniz ha. Neden, neden benim onca zaman üzülmeme izin verdiniz’ dedi şaşkın ve kızgın bir ifadeyle.
Teyzesinin sitem dolu sözleri karşısında boynunu bükerek:
‘Teyze, seni onca zaman üzdüğümüz için annem ve kendim adıma özür dilerim, ama yaptığımız organizasyonu sana söyleseydik bu sürpriz olmazdı’ dedi Faruk, teessür bir ifadeyle. hikaye
Büşra, Faruk’un sözleri karşısında onu haklı bulduktan sonra Koray’a dönerek:
‘Koray, onca zaman sen niye beni üzdün. Onca zaman o hale geldim ki senden ayrılmayı bile düşündüm, hatta senin beni sevemediğini bile düşündüm’ deyince Koray, gülümseyerek:
‘Onca zaman seninle konuşmamamın sebebi bu organizasyonu tertip edip sana sürpriz yapmaktı. Öyle görünüyor ki bunda da başarılı olmuşum’ Din
***********
HİKAYENİN BÜTÜN BÖLÜMLERİ
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85
hikaye, hikaye oku, dini hikayeler, islami öyküler, öykü, dini öyküler, roman, Murat Canpolat Roman, din, islami hikayeler, dini roman, islami roman,