Duygusal Hikaye “Ali ve Annesi” 16. Bölüm
Ali, hayır dercesine eliyle işaret ederek:
‘Amca, anne sevgisi bambaşka bir şey, hele benim gibi sevgi görmeden yetişmiş birisiyseniz. Evet, anne olarak bildiğim kadından sürekli dayak yedim. Babam olacak o adam bile bu duruma ses çıkarmıyor, dayak yememe göz yumuyordu. Bunun neden kaynaklandığını yıllar sonra öğrendim. Fakat anlamadığım nokta şu’ dedi, yaşlı adamın gözlerinin içine bakarak ‘Tamam üvey annemi anlıyorum, sonuçta kendi çocuğu değilim. Ya babam! Babam neden dayak yememe göz yumdu. Yoksa o da üvey annem gibi beni hiç sevmedi mi?’
‘Evlat, bir insan merhametten yoksunsa ondan her şey beklenir, ister üvey ister öz olsun’ dedi yaşlı adam.
‘Âli’cim, ben her zaman yanında olacağım’ dedi Kâhya, Ali’ye sarılarak ‘Yeter ki sen üzülme. Üzüldükçe bende seninle beraber üzülüyorum. Çünkü ben senin…’ dedi ve sustu. O sırrını söyleyecekti ama son anda vazgeçti.
‘Turan amca, ne demek istiyorsun?’ dedi Ali, merak içerisinde.
‘Hiçç’ dedi Kâhya ‘Şimdi sen bunları düşünme ve sil şu gözyaşlarını’
Ali, kendine geldikten sonra:
‘Daha sonra ne oldu?’ diye sordu.
‘Bir sabah işe giderken hızla gelen bir arabanın altında kalarak vefat etmiş. Kazanın kasten yapıldığını güvenlik kameraları sayesinde öğrendik. Tahmin ettiğin gibi arabayı süren de Şevki’ydi. O, bundan dolayı bir kaç sene hapiste yatıp çıktı. Daha sonra da mahallemize bela olmaya devam etti.
‘O adam nerede, ona bir çift sözüm olacak’ dedi Ali.
‘Aman evladım yapma, o tür insanlarla uğraşılmaz’ dedi yaşlı adam.
‘Amca, hep böyle düşündüğümüzden başımız eğik kalıyor. Bugün zulme razı gösterirsek bizde aynı zulmü işlemiş gibi oluruz’ dedi Ali.
‘Mademki öyle düşünüyorsun, o zaman yerini göstereyim sana. Yalnız kendine dikkat et’
Yaşlı adam konuşmasını orada keserek Şevki’nin evini göstermek için beraber dışarıya çıktılar. O da o sıra evinden çıkmış bakkala doğru gidiyordu.
‘İşte o’ dedi yaşlı adam.
Onu gösterir göstermez Ali, koşarak Şevki’nin yanına vardı. Onu kendisine doğru bakmasını sağlayarak ona:
‘Sen nasıl insanınsın ki savunmasız insanlara zulmediyorsun’ dedi bağırarak.
‘Sen kimsin ki bana hesap soruyorsun?’ dedi Şevki, tükürürcesine konuşarak.
‘Ben kim miyim?’ dedi Ali, çakmak çakmak gözlerle ‘O zulmedip kocasını öldürdüğün kadının oğluyum’
Şevki, yavan yavan gülerek:
‘O ….. anan var ya’ dedi ağzını şapırdata şapırdata ‘Ah benim olsaydı neler vermezdim ki’ dedi alkol kokan ağzıyla.
‘Pislik, evli olduğun halde başkasının namusuna nasıl el uzatırsın’ dedi Ali ve adamın bir şey demesine fırsat vermeden yüzüne yumruk, ardından da kafa attı. O daha ne olduğunu anlayamadan karnına tekme yedi.
Şevki aldığı darbeler sonucu yere yığılırken Ali’de onun üstüne atladı. Öyle acımasızca vuruyordu ki ayırmasalar onu oracıkta öldürebilirdi.
‘Yapma evlat, o buna değmez’ dedi yaşlı adam.
Ali, ikazdan sonra adamın yüzüne tiksintiyle baktı. Ardından da geri döndü.
O bir kaç adım atmıştı ki Şevki ayaklanarak:
‘Laan bana nasıl el kaldırırsın’ diyerek cebinden bıçağını çıkardı ve ‘Bana el kaldırmanın cezasını çekeceksin’ diyerek Ali’nin üzerine doğru yürüdü.
‘Evlat, dikkat et bıçak var elinde’ dedi yaşlı adam.
Yazan – MURAT CANPOLAT
acıklı hikaye, Ağlatan Hikayeler, ağlatan öykü, çocuk masalları, duygusal hikaye, Duygusal Hikayeler, duygusal öykü, hikaye, hikaye arşivleri, hikaye oku, hikaye okuma, Hikaye Okumak, hikaye siteleri, hikaye yaz, hikayeler oku, hikayelerimiz, Kısa Hikayeler, kısa masallar, masal, Masal Oku, masal okuma, masallar oku, Öykü, öykü oku, Hüzünlü hikayeler kısa, Kısa Dramatik hikayeler, Zor hayat hikayeleri, Duygusal Hikayeler uzun, Anne Hikayeleri duygusal, Yaşanmış hayat hikayeleri, Unutulmayan hayat hikayeleri, Duygusal masallar kısa