Duygusal Hikaye: “Ali ve Annesi” 2. Bölüm
Duygusal Hikaye; Muhtarın sözleri üzerine: Duygusal Hikaye
‘Nee, benimle mi alakalı’ dedi Ali.
Onun, merak içerisindeki sözleri karşısında muhtar:
‘Evet, seninle alakalı, hem de o çok sevdiğin babaannen hakkında’ dedi ve bir müddet bekledi. Söyleyeceği sözü nasıl söyleyeceğini düşündü. Anlatacağı gerçekleri, karşısındaki genç kaldırabilir miydi? İşte bunu bilemiyordu, ama gerçekleri anlatmak zorundaydı. Zira gerçekleri anlatmayıp saklasa ömür boyu vicdan azabı çekebilirdi.
‘Evlat, senin annen yaşıyor’ dedi muhtar, sessiz bir şekilde. Bunu duyan Ali, duyduklarına inanamamış bir şekilde:
‘Nee, ama bu nasıl olur. Annem ve babam kazada öldü. Sen kalkmış annen yaşıyor, diyorsun’ dedi şaşkın bir şekilde.
‘Evlat!’ dedi muhtar, ardından ona oturmasını ve kendisini iyi dinlemesini söyledi. Ali, muhtarın gösterdiği yere oturunca ona: Duygusal Hikaye
‘Senin babaannen olacak kadın’ dediği anda Ali, hiddetle ayağa kalkarak ona:
‘Babaannem hakkında kötü konuşma, zira annem ve babam öldükten sonra o, bana baktı ve oradan ayrılacakken muhtar arkasından yetişip onu durdurarak:
‘Evlat, öyle hemen sinirlenme. Sana anlatacağım gerçeklerden sonra düşüncelerin tamamen değişecektir’ dedi, onu ikna edebilmek için.
Muhtarın, söylediği son sözlerden sonra Ali, diklenerek:
‘Anlat bakalım, neymiş o gerçekler’ dedi, sert bir ifadeyle.
Ali, konuşmasını bitirince muhtar, önce sağına soluna baktı, etrafta kendisini gözetleyen kimse var mı diye. Olmadığını anlayınca ona: Ağlatan Hikayeler.
“Evlat, az önce annen yaşıyor, demiştim” deyince Ahmet, iyice sinirlenerek:
“Muhtar, lafını ağzında geveleyip durma. Zira yapacak işlerim çok. O yüzden hemen geri dönmeliyim”
“Evlat” dedi muhtar, ardından tekrar sağına soluna baktı. Bu bakışlar Ali’nin gözünden kaçmamıştı, ama bunu daha sonra soracaktı. Ağlatan Hikayeler.
“Babaannen olacak kadın’ dedi muhtar ‘Anneni, babanla ilk evlendiğinden beri istemedi. Onun istediği senin anne olarak bildiğin kadındı. Aslında, babaannene kimse karşı çıkamazdı. Çünkü o köyün en zenginiydi ve despot bir kadındı. O yüzden de ona kimse karşı çıkamazdı. Neyse konumuza gelelim” dedikten sora “Baban, annenle evlendiği ilk günden itibaren eziyetler başladı. Baban, anneni ne kadar korumak istese de olmuyordu. Çünkü babaannen adamlarına emredip annen ile babanı ayırıyor, ondan sonra yapmadığı eziyetler kalmıyordu. Böyle eziyetler devam ederken annen sürekli hastalanmaya başladı. Bu, hastalıklı hali geçmeyince baban onu hastaneye götürmüş ve böylece ablana hamile olduğu bu yüzden de hastalandığı ortaya çıkmıştı’
Yazan – MURAT CANPOLAT