Ağlatan HikayelerMurat Canpolat

Duygusal Hikaye “Ali ve Annesi” 17. Bölüm

Duygusal Hikaye

Duygusal Hikaye “Ali ve Annesi” 17. Bölüm

Duygusal Hikaye

Yaşlı adamın ikazı üzerine geri dönen Ali, Şevki’nin elindeki bıçağı görür görmez kenarı çekilerek bıçağı savuşturdu.

‘Bundan sonra millete zarar veremeyeceksin’ dedi Ali, çakmak çakmak gözlerle. Ardından da hızlı bir şekilde Şevki’nin arkasına geçerek arkadan ona bütün gücüyle yumruk attı.

Arkadan yumruk yiyen Şevki, bir kaç adım ileri doğru gittikten sonra bıçağı elinden düşürdü. Peşinden de yere yığıldı. Bu arada ağzından da kan gelmeye başlamıştı.

Onun yere düştüğünü gören Ali, hızlı bir şekilde yanına giderek ayaklarıyla Şevki’nin dizlerine vurdu.

O ve Şevki kavga ederken mahalleli de toplanmış Ali’ye bizim yerimize de vur diyorlardı. Şevki’nin karısı da evin penceresinden olanları izliyor, eliyle göğsünü sıvazlayarak ‘Oh iyi oldu’ diyordu. Zira o da yediği dayaklardan dolayı bıkmış usanmıştı.

Ali, birkaç tane daha darbe vuracaktı ki Kâhya onu durdurarak ona:

‘Yeter evladım, bu dayak ona yeter’ dedi.

Ali, onun ikazı üzerine geri çekilerek:

‘Turan amcaya dua et, yoksa hiç acımadan şuracıkta gebertirdim seni’ dedi Şevki’ye doğru bakarak.

Mahallelinin gençleri Ali’nin etrafına toplanarak:

‘Bundan sonrası biz hallederiz, zira az sonra Polis gelip ne olacağını soracaktır. Bizde onlara kaza geçirdi deriz. O yüzden şimdi gidin buralardan’ dediler.

Ali ve Kâhya, mahalleden ayrıldıktan beş dakika sonra polisler geldi.

Mahalleye ihbar üzerine gelen polisler, kalabalığı görünce oraya doğru yöneldiler.

Polis aracından inen polislerden biri kalabalığı yararak:

‘Neler oluyor böyle, niçin toplandınız?’ diye sordu.

Onun sorusu üzerine kalabalıktan biri:

‘Mahallemize hızla gelen bir araba adama çarpıp kaçtı. Bizde onun için toplandık’ dedi.

Polis, adama bakarak:

‘Aradığımız suçlu bu. Yalnız bu araba çarpmışa benzemiyor, ama neyse’ dedi, başını sallayarak.

‘Suçu neydi ki’ dedi Ali’yi ağırlayan yaşlı adam.

‘Uyuşturucu satmak ve kullanmak ile suçlanıyor. Bundan dolayı da evinde arama yapacağız’ dedi polis memuru.

Polis memurları Şevki’yi karakola götürürken savcılığın emriyle gelen narkotik polisleri de onun evinde aramaya geçmişlerdi. Yapılan araştırma sonucunda evinde Hint keneviri ele geçirildi. Ayrıca satışa hazırlanmış eroin paketleri de vardı. Bu sonuçla Şevki içeriden uzun süre çıkamayacaktı.

Yola revan olan Ali ve Kâhya, birbirleriyle şakalaşarak ilerliyorlardı.

‘Turan amca, ilk önce gidip kardeşimi bulsak olur mu?’

‘Elbette’

Ali ve Kâhya ile konuştuktan sonra ablasını bulmak için taksi sesledi. Cebinden adresi çıkararak şoföre:

‘Şu adrese gidiyoruz’

‘Tamam, beyim’

Taksiyle beraber bir müddet gittikten sonra taksici arabayı durdurarak:

‘Kâğıtta yazılan adres burası beyim’

Geldikleri yer oldukça büyük bir bahçeye sahip bir yerdi. Bahçenin içinde çeşit çeşit meyve ağaçları vardı. Bahçe duvarlarına yakın yerlerde ise çınar, ardıç ve çam ağaçları vardı. Bahçenin ortasına doğru da malikâneye benzer bir yapı vardı.

Malikânenin kapısına yaklaşmasıyla güvenlikçi onları durdurarak:

‘Ne istiyorsunuz?’ diye sordu.

Ali, bu soru karşısında ilk önce ne diyeceğini bilemedi. Gerçi nasıl diyebilirdi ki kardeşimi görmeye geldim diye.

Aklına bir şey gelmediği için ona:

‘Saat kaç?’ diye sordu.

‘Güvenlik görevlisi onun sorusu üzerine işkillenerek:

‘Siz buraya sadece saati sormak için mi geldiniz?’ dedi, bu arada eliyle de silahını tutmuştu.

‘Şey, biz’ dedi Ali, kekeleyerek.

Ali, bir şey daha diyecekti ki Kâhya onu susturarak:

‘Malikânenin güzelliğine kapıldık. O yüzden de durup seyre daldık’ dedi yalan bir ifadeyle.

Güvenlik görevlisi elini silahından uzaklaştırarak:

‘Evet, malikâne çok güzeldir. Çetin Erdinç Bey, burayı satın aldıktan sonra buralar daha da güzelleşti’ dedi, karşılarında duran kişilerin gerçek niyetini bilemeden.

‘Çok teşekkür ederim bilgi verdiğiniz için’ dedi Kâhya, gülümseyerek. Daha sonra Ali’nin kolundan tutarak ‘Haydi gidiyoruz’ dedi ve telefon açarak taksi çağırdı. Taksi gelip ona bindiler ve yemek yemek  için lokantaya gittiler.

Yazan – MURAT CANPOLAT

HİKAYENİN BÜTÜN BÖLÜMLERİ

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

acıklı hikaye, Ağlatan Hikayeler, ağlatan öykü, çocuk masalları, duygusal hikaye, Duygusal Hikayeler, duygusal öykü, hikaye, hikaye arşivleri, hikaye oku, hikaye okuma, Hikaye Okumak, hikaye siteleri, hikaye yaz, hikayeler oku, hikayelerimiz, Kısa Hikayeler, kısa masallar, masal, Masal Oku, masal okuma, masallar oku, Öykü, öykü oku, Hüzünlü hikayeler kısa, Kısa Dramatik hikayeler, Zor hayat hikayeleri, Duygusal Hikayeler uzun, Anne Hikayeleri duygusal, Yaşanmış hayat hikayeleri, Unutulmayan hayat hikayeleri, Duygusal masallar kısa

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu