Aşk Hikayesi “Yaşlı Bakkal ve Kızı” 10. Bölüm
Bakkalın kızı başını tuta tuta dışarıya çıkarak:
‘Baba, taşı kim attı. Atılan taş camı kırmasıyla beraber başıma değdi, değmesiyle beraber o cam da başımı kırdı’ dedi sızlanarak.
Ferit, kızın başının kırıldığını görünce kan beynine sıçramış gibi oldu. Bu yüzden ona taş atan adamın üzerine gidecekken kızın babası onu durdurarak:
‘Oğlum, sen kızımı alıp acile götür. Ben burayla ilgilenirim. Hem öfkeyle kalkan zararla oturur, öyle değil mi?’ dedi, bunu derken öfkeli adamın yüzüne bakmıştı.
Ferit, onun sözlerinden sonra geri çekilerek taksi çağırdı. Taksinin gelmesiyle kızı alıp hastaneye götürdü. O gittikten sonra yaşlı bakkal, adama dönerek:
‘Yaptığını beğendin mi?’ dedi, sinirle karışık bir ifadeyle.
Bütün olanlara rağmen adam pişkince:
‘Ne yapmışım ki ben?’ dedi sırıtarak. Onun bu sözlerinden sonra yaşlı bakkal sinirlerine daha fazla hâkim olamamış adamın üzerine yürüyerek ona okkalı bir tokat atmıştı. Asım bey, onu tutmasa belki de daha fazla ileri gider adamı tekme tokat döverdi.
Asım Bey, yaşlı bakkalı geri çektikten sonra ona:
‘Yapmayın Şakir Bey, o bunlara değmez’ dedikten sonra adama dönerek ‘Bana ve karına iftira attığınız o gün karın bana gelip şikâyette bulunmuştu. Senin onu çok dövdüğünü bu yüzden yatağını ayırmak zorunda kaldığını bu yüzden de vebali olup olmadığını sormuştu. Bende ona gereken cevabı verdiğim zaman sen çıkagelmiş ilişkimiz olduğunu iddia etmiştin?’ dedi sinirle.
Bunları derken adamın kızı çıkageldi. Yüzünden ağladığı anlaşılıyordu.
‘Baba’ dedi bağırarak ‘Bize bunu neden yaptın. Annemle beni neden ayırdın. Neden, neden baba, anneme iftira attın?’
‘Bunu nereden çıkardın’ dedi babası, bunu derken yüzü kızarmış bu yüzden de başka tarafa bakmak zorunda kalmıştı.
‘Nereden olacak baba, annemden, annemden öğrendim her şeyi. Ha, onu nerede gördün dersen sen bu sabah evden çıktıktan sonra geldi ve her şeyi anlattı. Senin ne kadar pislik bir insan olduğunu, ondan kurtulmak için iftira attığını anlattı’
Onun bu sözlerinden sonra adam söz söyleyecek bir şey bulamamıştı.
Yaşlı bakkal, olanları duyduktan sonra adamın yakasına yapışarak:
‘Ne kadar alçak bir adamsın’ dedi bağırarak ‘Senin yüzünden Asım Bey, mahallemizden gitmek zorunda kaldı. Üstelik attığın iftiraya da herkesi inandırdın’
Asım Bey, onun omzundan tutarak:
‘Şakir Bey, bırak onu. O, buna değmez’ dedikten sonra halka dönerek ‘Aslında onun attığı iftirayı açığa çıkarabilirdim ama o sırada geçmişten gelen bir sıkıntı yüzünden bu işin üzerine gitmekten vazgeçmek zorunda kaldım’ deyince bütün halk ondan özür diledi. Ardından ona:
‘Buralardan gitmenize sebep olan olay neydi?’ diye sordular.
‘Az önce demiştim ya geçmişten gelen bir sıkıntı diye’ dedi Asım Bey ‘Benim büyük büyük dedelerimden biri kavgayı ayırmak isterken birini öldürmüş. Karşı tarafın ailesi de bu yüzden dedeme kin gütmeye başlamışlar. Dedem bu yüzden uzun süre hapis yatmış ve çıkmış. Çıktıktan birkaç gün sonra da kin güdenler dedemi silahla vurarak öldürmüşler. Onlar dedemi öldürünce bizim taraftan da onların tarafa ateş açılmış ve birkaç kişi ölmüş. İşte o günden bugüne kadar kan davası devam etmekte, ta ki bundan birkaç gün evveline kadar. Araya sivil toplum kuruluşlarından bir kaçı girerek her iki aileyi barıştırmayı başardı. Zaten ben hep demişimdir cinayetin çok büyük günah olduğunu, ama beni dinleyen kim. Asıl benim buralardan gitmeme sebep olan meseleye gelince de onu şöyle izah edeyim. Bu cinayetler benim zamanıma kadar geldi. Karşı taraf babamı öldürünce annem tutturdu intikam için sende onlardan birini öldüreceksin diye. Annem öyle söyleyince öyle üzüldüm öyle üzüldüm ki anlatamam. Böyle bir şeyi bana nasıl söylersin diye anneme çok dil döktüm. Hatta cinayetin çok büyük günah olduğunu anlatmaya bile çalıştım. Buna rağmen annem adeta beni dinlemiyor gibiydi. Onun aklı fikri intikamımızı nasıl alabilirizdeydi. Baktım annemi ikna edemiyorum, bende çareyi buralardan kaçmakta buldum. O yüzden işimden istifa edip buralardan uzaklaştım’ dedi üzgün bir şekilde.
Asım Bey’in anlatmak istediği fakat anlatamadığı birçok şey daha vardı, ama anlatamıyordu. Anlatamadığı o sırrı yıllarca içine atmış kimseye anlatamamıştı.
Yazar – Murat CANPOLAT
hikaye, öykü, aşk hikayesi, aşk öyküsü, hikaye okuma, hikaye arşivleri, hikaye ödevi, hikaye örnekleri, gerçek aşk, bakkal, kısa hikaye, bizim hikaye, uzun hikaye, hikaye örneği, hikaye kitabı, hikaye kitapları, Romantik aşk hikayeleri, Duygusal aşk masalları, Yaşanmiş aşk hikayesi, Dünyanın en acıklı aşk hikayesi, Yasak aşk hikayesi, Duygusal aşk masalları Kısa, Aşk hikayesi kısa, Muhteşem aşk hikayesi,