Aşk HikayeleriMurat Canpolat

Aşk Hikayesi; “Salih İle Büşra” 46. Bölüm

Aşk Hikayesi

Aşk Hikayesi; “Salih İle Büşra” 46. Bölüm

Aşk Hikayesi

Annesinden sonra şimdi de onu kaybedecekti. O yüzden içi burkulmuştu.

‘Ne oldu kızım? Sevinmen gerekirken neden öyle durgunsun?’ dedi Handan.

‘Abla, biliyorsun annemden sonra seni annem yerine koydum. Her şeyimi sana anlattım. Derdim olduğu zaman sen beni dinler gidermeye çalışırdın. Şimdi ben çıkıyorum sen buradasın. Söyle bana şimdi derdimi kime anlatayım’ dedi Büşra, iç geçirerek.

‘Oy kurban olduğum. Bende seni kızım yerine koymuştum. Seni gördükçe kaybettiğim kızımı görüyor gibi oluyordum. O yüzden de hep seninle ilgilendim. Seni her türlü kötülükten korumaya çalıştım’ dedi Handan, ağlayarak:

‘Handan abla, ben şimdi çıkıyorum ama yine ziyaretine geleceğim. Sen kızını kaybetmiş olabilirsin ama unutma ki bende senin bir kızınım’ dedi Büşra.

‘Elbette ki kızım. Zaten bende iki ay sonra çıkacağım. O zaman seninle bol bol görüşürüz’ dedi Handan.

Onun iki ay sonra çıkacağını öğrenen Büşra, sevinçle boynuna sarıldı. Ardından ona:

‘Abla, bildiğim kadarıyla seninde benim gibi kimsen yok. Buradan çıktıktan sonra nereye gideceksin?’ diye sordu.

Bu soru Handan’ın yarasına tuz basmış gibi oldu. Evet, onun sözü doğruydu. Buradan çıktıktan sonra nereye gidecekti, oğlunun yanına mı? Hayır, zaten o ve gelini yüzünden bu durumlara düşmüştü. Bu yüzden onların yanına gidemezdi.

‘Nereye gideceğimi bende bilemiyorum. O yüzden buradan çıkmışım veya çıkmamışım ne yazar’ dedi huzursuz bir şekilde.

‘Abla, biliyorsun buradan çıktıktan sonra avukat hanımım evinde çalışmaya başlayacağım. Abla, diyeceğim şu. Onlara seni söyleyeceğim. Eğer kabul ederlerse, benimle beraber çalışmaya başlarsın. Böylece hem kalacak bir yer bulursun hem de seninle ayrılmamış oluruz’ dedi Büşra, onun gözlerinin içine bakarak.

Handan, Büşra’nın sözlerine sevinmişti ama bunu yapamazdı. Çünkü oraya gitse ölmediği ortaya çıkardı.

‘Bu olmaz kızım. Hem gel bakalım ki onlar beni kabul edecek mi?’ dedi Handan.

‘Gördüğüm kadarıyla onlar öyle insanlar değil. O yüzden gel de inat etme abla’ dedi Büşra, onu ikna edebilmek için.

Onun vazgeçmeyeceğini anlayan Handan:

‘Tamam, kızım dediğin gibi olsun’ dedi güler yüzlü bir şekilde.

****************

Salih, heyecanlıydı Büşra çıkacağı için. Holdingde işlerinin başındaydı, ama aklı hep ondaydı. Ne yapsa ne etse onu aklından çıkaramıyordu. Ona öyle gönülden bağlanmıştı ki düşlerinde bile onu görüyordu.

Ona gönülden bağlıydı, ama ya o. Dıştan ona gülümsüyordu. Fakat ya kalbi, kalbi kendisi için atıyor mu? İşte onu bilemiyordu. Bunu anlamanın tek yolu onunla konuşmaktı. Onunla konuşmak içinde çıkmasını bekleyecekti.

O, Büşra’yı düşünürken Ceylan’da onun peşindeydi, kim olduğunu öğrenebilmek için.

Araştırmalarının sonunda hapse düştüğünü öğrenmişti. Hatta çıkacağı günü bile. O gün gelince peşine düşecek ve nereye gideceğini öğrenecekti.

**********

Hapishanenin kapısı açıldı ve elinde çantasıyla Büşra dışarıya çıktı. Onu kapının önünde arabasıyla Türkan bekliyordu.

Türkan, onu arabasına alıp doğruca evine götürdü. Onu orada Bünyamin Bey ve Berna Hanım bekliyordu.

Büşra, yeni bir eve gelmenin heyecanını yaşıyordu. Acaba orada ne olacaktı. Yoksa yine aynı şeyleri mi yaşayacaktı. Bu düşünceler kafasında dönüp duruyordu.

Küçüklüğünden beri Talip Bey ve Selma Hanım’a hizmet etmişti. Talip Bey’den zarar görmemişti ama Selma Hanım, onun hayatını zindana çevirmişti. Yıllarca onların yanında çalıştığı ve bir yerlere gitmediği için kendisini tuhaf hissediyordu.

Yabancı bir yerde çalışmak ona zor geliyordu ama buna alışmalıydı, alışmak zorundaydı. Çünkü bundan başka çaresi yoktu.

Bünyamin Bey ve Berna Hanım, onu kapıda karşıladılar. Salih ve Türkan onun başından geçen her şeyi anlattıkları için onun hakkında her şeyi biliyorlardı.

Onlar, paraya önem vermeyen kimselerdi. Onlar için para, mal, mülk, güzellik gelip geçici şeylerdi. Onlar için önemli olan insanın iç güzelliği idi. Bir de onun Talip Bey’in hizmetçisi olduğunu öğrenmişlerdi. Hani şu eski ortaklarının.

Bünyamin Bey, onu görür görmez kalbinde bir sıcaklık hissetti. Sanki bir yakınıymış gibi.

Onunla ilk konuşan Berna Hanım oldu. Berna Hanım ona:

‘Hoş geldin kızım. Artık burayı kendi evin gibi bil’ dedi. Bunu söylerken adeta ağzından merhamet akıyordu.

‘Kızım, geçmişte yaşadığın şeyleri Türkan’dan öğrendim. Öyle görünüyor ki çok sıkıntılar çekmişsin. Kızım, burada çalışan herkes bizim gözümüzde kardeş gibiler. O yüzden kedini burada hizmetçi gibi hissetme’ dedi Bünyamin Bey, onu rahatlatmak için.

Büşra, duydukları karşısında hem şaşırmış hem de duygulanmıştı. Çünkü şimdiye kadar hep hor görülmüştü. O yüzden duygulanmıştı. Az sonra da kendini tutamayıp oracıkta ağladı.

Onun ağladığını gören Bünyamin Bey:

‘Ne oldu kızım? Niçin ağlıyorsun?’ diye sordu. Bunu söylerken aslında o da duygulanmıştı. Onun ağlamasına niçin dayanamamıştı bilemiyordu. Diğer hizmetçilerle ilgilenir onların dertlerini dinlerdi, ama hiç böyle olmazdı. Bunun sebebini bir gün öğrenecekti hem de hiç ummadığı bir şekilde.

‘Sizi üzdüysem özür dilerim’ dedi Büşra. Daha sonra ona ‘Besleme olarak verildiğim o günden beri hep itilip kakıldım. Hor görülmediğim, aşağılanmadığım bir günüm olmadı. Şimdi sizin bu şekilde konuşmanız beni hem şaşırttı hem de duygulandırdı. Oysaki sizi görene kadar sizin gibileri hep aynı zannederdim’ dedi şaşkınlığını belli edercesine.

‘Bak kızım, her insan bir olmaz. İyisi de olabileceği gibi kötüsü de olabilir. Az önce bahsettiğin gibi benim gibi insanlar oldukça çoktur. Ama yine de insanlara güven olmaz. Yüzüne karşı iyi görünür, arkandan iş çevirir. Bir insanı kötü görürsün oysaki o iyi bir insandır. O yüzden insanları dış görünüşüyle yargılamamak lazım. Bir de şunu unutma, bir insanı ne çok sev ne de nefret et. O çok sevdiğin insan bir gün öyle bir şey yapar ki üzülürsün. O çok nefret ettiğin kişi öyle bir şey yapar ki mahcup olursun’ dedi Bünyamin Bey, bir baba edasıyla.

Onlar konuşurken o sırada sesleri işiten Halit, odasından çıkıp aşağıya indi. Annesi ve babasının biriyle konuştuğunu gördü. Onlarla konuşanı daha iyi görebilmek yaklaştığında gördüğü karşısında şaşırıp kaldı. O polis aracında gördüğü ve kardeşi gibi hissettiği kişiydi.

Murat CANPOLAT

Hikayenin Bölümleri

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25

26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47

 

aşk hikayeleri, dini aşk hikayeleri, hikaye, hikâye, hikaye arşivleri, hikaye oku, hikaye okuma, hikaye okumak, hikaye siteleri, hikaye yaz, hikayelerimiz, masal, masal oku, masal okuma, öykü, öykü oku, story, kısa hikayeler, çocuk masalları, kısa masallar, kısa hikayeler, masallar oku, hikayeler oku, güzel hikayeler.

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu