Aşk Hikayesi; “Salih İle Büşra” 27 Bölüm
Aşk Hikayesi; Nalân, onların konuşmalarını bölerek:
‘Büşra abla, peki şimdi ne olacak. Suçsuzluğun nasıl kanıtlanacak’ dedi merak içerisinde.
Büşra, umutsuz bir şekilde:Aşk Hikayesi;
‘Bende bilmiyorum Nalân, yalnız avukat hanımın bu konuda bir şeyler yapacağından eminim’ dedi iç çekerek.
İlk celsenin yapılmasından bu yana bir ay geçmişti. Semiha ve ona yakın mahkûmlar sürekli onu tehdit ediyorlar, dediklerini yapmadığı takdirde canının yanacağını söylüyorlardı. O bunların sataşmalarına cevap vermiyor, sadece Allah Teâlâ’ya sığınıyordu.
Yine böyle bir gün gece lavaboya gitti. O gidince Semiha yastığının altına sakladığı şişi çıkardı. Şişi eline sıkıca tutup ona bağlı olan mahkûmlara sesledi. Onlar uyanınca hep beraber lavaboya gittiler.
Onlar lavaboya doğru giderken Nalân’da uyanmış onları seyrediyordu ne yaptıklarını anlamak için. Onları seyrederken birden aklına Büşra geldi ve onun yattığı yere doğru baktı. Onu yerinde göremeyince ‘Eyvah! Onu öldürmeye gidiyorlar deyip bütün koğuşu ayağa kaldırdı.
Koğuştakiler ayağa kalkıp lavaboya gittiklerinde Büşra’yı kanlar içerisinde yerde yattığını gördüler. Olanları gördükten sonra hep beraber diğer mahkûmların üzerine saldırıp tartakladılar. O sırada gürültüleri duyan gardiyanlar koğuşun kapısını açıp içeriye girdiler ve mahkûmları ayırdılar.
Mahkûmlar ayrılınca Büşra, kanlar içerisinde yerde yatıyor, inliyordu.
Gardiyanlardan biri onun kanlar içerisinde olduğunu görünce derhal ambulansı çağırdı. Ambulans gelip onu hastaneye götürdükten sonra gardiyanlardan diğeri mahkûmlara dönerek:
‘Söyleyin bunu kim yaptı. Eğer söylemezseniz biz gereğini yapar, kimin yaptığını ortaya çıkarırız. Biz ortaya çıkarırsak eğer sizin için daha kötü olur bilesiniz’ dedi mahkûmları tehdit edercesine.
Gardiyanın tehdidi üzerine Nalân, öne çıkarak olan biteni olduğu gibi anlattı. Gardiyan Nalân’ı dinledikten sonra Semiha ve onun yanındakilere dönerek:
‘Artık sizin yaptıklarınız dağı aştı. Bundan sonra derdinizi müdür beye anlatırsınız’ dedi ve onları alıp götürdü. Onlar gidince diğer mahkûmlar derin bir oh çekip bayram ettiler.