Macera HikayeleriMurat Canpolat

Güzel Bir Macera Hikayesi; “Gizemli Yolculuk” XVIII. Bölüm

Gizemli Yolculuk

Güzel Bir Macera Hikayesi; “Gizemli Yolculuk” XVIII. Bölüm

Hikaye Oku; Hasan, dağın zirvesine ulaştığı zaman üçüncü kapıya girip orada karşılaştığı içleri doldurulmuş hayvanlarla, burada da karşılaştı. Karşılaştığı bu manzara çok korkunçtu. Her taraf kan gölü olmuş ve bu kan gölünden etrafa pis kokular yayılmaya başlamıştı. Acaba bu hayvanlara bu kötülüğü kim yapabilirdi. Ne istemişti bu hayvanlardan, üstelik bu hayvanlar normal hayvanlara benzemiyorlardı. Belki yeni bir tür olabilirdi, o yüzden koruma altına alınmaları gerekebilirdi. Dağın zirvesinde karşılaştığı bu hayvanlar, ormanın içine girip karşılaştığı hayvanlara benziyorlardı. Korku verici bu manzarayı kim yapmış olabilirdi?  Belki de aslanın anlattığı avcı tarafından yakalanarak buraya getirilmiş ve içleri doldurulmuş olabilirdi. Bu düşünceler içersinde ilerlerken karşısına birinci kapıdan girip kendisini o garip hayvanlardan kurtaran kral çıktı. Onu görünce şaşkınlıktan bir an duraksadı, ne yapacağını bilemedi. Bir müddet adama öylece baktıktan sonra kendini toparlayarak adamın boynuna sarıldı. Fakat adam hiç oralı olmadan Hasan’ın kollarından tuttuğu gibi geri itekledi. Hasan, bu beklenmedik durum karşısında önce irkildi, ardından yalpalayarak geriye düştü. Geriye düşünce o anda kendi kendine ‘acaba neden beni tanımadı. Hâlbuki ben onu birinci kapıdan içeriye girip, o acayip hayvanlara yem olmaktan kurtarmıştım’ diye düşündü. Daha sonra ayağa kalkarak düşüncesini adama anlattı. Adam kendisine yine sert bir tavır takındı ve ardından:

– Demek sendin ha, kardeşimi o yaratıkların elinden kurtaran. Sen olmasaydın, ben şimdi ülkemde kral olmuştum. Ama şimdi, senin sayende hem kral olmaktan mahrum kaldım hem de ülkeme geri dönemiyorum. Onun için sana o kadar öfkeliyim ki her an seni parçalayabilirim.

Hasan, adamın konuşmalarından sonra onun neden öyle davrandığını anlamıştı. Demek ki, bu adam kralın, ülkesinden kovulan onu övgülerle bahsettiği kardeşiydi. Kralın kardeşi, kısa bir konuşmadan sonra Hasan’ın üzerine doğru gelip kavga çıkarmaya çalıştı. Hasan, onun kavga etmeye niyetlendiğini görünce geri çekildi ve onu kavgadan vazgeçmesi için ikna etmeye çalıştı. Onun her üzerine gelişinde geri çekildi ve yine konuşmaya çalıştı. Böyle, belki yarım saat uğraştı kavgadan vazgeçmesi için ama bir türlü kavgadan vazgeçiremedi. Onu vazgeçiremeyeceğini anlayınca da endişe içerisinde onun üzerine gelmesini bekledi ve olduğu yere oturdu.

Kralın kardeşi, o kadar hiddetli ve sinirliydi ki gözü hiçbir şey görmüyordu. Ne yapıp edip bütün hırsımı çıkarmalıyım diye düşünüyor, her seferinde hamle yapmaya çalışıyordu. En son hamle yapıp Hasan’ın üzerine gelmeye niyetlendiği zaman onun endişeli bir şekilde yere oturduğu gördü. Birden onu o şekilde görünce durdu ve kafasını kaşıyarak ona doğru baktı. Neden kendisiyle kavga etmeyip, kedisini kavgadan vazgeçirmeye çalışmıştı. Neden endişe içerisinde yere oturmuştu. Bu düşünceler içerisinde kavgadan vazgeçip Hasan’ın yanına giderek yere oturdu ve kafasındaki soruları ona sordu. Hasan, kralın kardeşinin bu sorusu üzerine bütün olan bitenleri anlatarak kralın, bütün yaptıklarına rağmen halen daha kendisini sevdiğini söyledi. Kralın kardeşi, bütün olan bitenleri duyunca bütün hırsı geçti ve kafasını ellerinin arasına alarak ağlamaklı bir şekilde:

– Aslında, bende yaptıklarımdan memnun değilim. Neden böyle bir şeye kalkıştım, halen daha anlayamıyorum, ama şuna eminim ki, bu başıma gelenler hep başa geçme hırsımdan dolayı kaynaklandı. Bu hırsım bütün benliğimi öyle kaplamıştı ki gözüm hiçbir şey görmez olmuştu. O yüzden olmayacak işlere kalkıştım. Halkıma zulmettim, öğrendiğim ilmi kötüye kullandım. Babam, benim bu hırsım yüzünden hastalanarak öldü. Babamın, benim yüzümden öldüğünü bildiğim halde yine hırsıma yenildim ve başa geçmeyi düşündüm ve harekete geçtim. Yoldayken kardeşimin başa geçtiğini duyunca iyice çılgına döndüm. Ondan sonra bu benliğim, beni öyle sardı ki aklımı kullanamaz hale geldim ve nefsimin esiri oldum. Nefsim beni nereye yönlendiriyorsa oraya gidiyordum. Ürettiğim bir maddeyi sincabın üzerinde kullandım ve ortaya bambaşka bir hayvan çıktı ve hızla çoğalmaya başladılar. Ürettiğim maddeyle çıkan bu hayvanlar öğrendikleri her şeyi hafızalarına yerleştiriyorlar ve öğrendikleri her şeyi uygulamaya çalışıyorlardı. Ayrıca, onları izlerken müzikten çok hoşlandıklarını ve etkilendiklerini gördüm. Onlar müzik dinleyip etkilendikten sonra tamamen kendilerinden geçiyorlar ve hiçbir şey göremez oluyorlardı. Ondan sonra ne istersen onları yapıyorlar ve bir müddet bu şekilde devam ediyorlardı. Onların müzikten etkilenip her şeyi yapmaya başladıklarını görünce aklıma bu hayvanları kardeşimin üzerine salmak fikri geldi ve bu aklıma gelen bu fikri uygulamak için o hayvanları kardeşimin üzerine saldım. Onlar, kardeşimi birkaç sefer ele geçirip tam parçalamak üzereydiler ki, askerler gelip onu kurtardılar. En son yakalanışında ise onu sen kurtardın. Başa geçme hırsı beni o kadar sarmıştı ki, o hayvanların kardeşimi yakaladıklarını bildiğim halde kılımı bile kıpırdatmadım.

Hasan, kralın kardeşini dinledikçe yüzü renkten renge giriyor kendi kendine ‘bir insan kardeşine bunları nasıl yapabilir’ diyor ve bu düşünceler içerisinde kralın kardeşine kızgınlığı giderek artıyordu. Fakat, bu kızgınlığını dışarıya yansıtmamaya çalışıyor, sabırla onu dinliyordu. Bir müddet daha sabırla dinledikten sonra artık daha fazla tahammül edemedi ve ona:

– Bir insan, kardeşine bunları nasıl yapabilir bir türlü anlamıyorum, dedi ve kralın kardeşine artık daha fazla seni dinlemek istemiyorum der gibi hareketler yaptı. Kafasını ondan çevirip oturduğu yerden kalkarak birkaç adım yürüdü. Sonra, aklına bir şeyler takılmış olmalı ki olduğu yerde durdu ve kafasını sağa sola çevirip durdu. Kafasındaki sorular, aklını kurcalıyor onu geri döndürmeye zorluyordu. Ne yapmalıydı, geri dönüp kafasındaki soruları ona sormalı mı, yoksa ileri mi gitmeliydi. Buna bir türlü karar veremiyor, ne ileri gidebiliyor ne de geri gidebiliyordu. Belki yarım saat kafasındaki bu düşünceler kendisini uğraştırdı ve sonunda geri dönüp kafasındaki soruları kralın kardeşine sormaya karar verdi.

O, bu düşünceler içerisinde geri dönüp gelirken kralın kardeşi ‘Acaba, bana daha da mı çok bağırıp çağıracak. Gerçi, ben bunları hak ettim, ama yinede öyle bağırıp çağırmadan bana ümit verebilirdi. O zaman içimde daha çok ümit doğar ve geri dönüp kardeşimden ve halkımdan özür dilemek için elimden gelen her şeyi yapardım. Fakat, onun söylediği sözler içime bir ok gibi saplandı ve neredeyse geri dönme ümidimi kırdı’ gibi sözlerle söyleniyor, Hasan’ın yanına gelip bağırıp çağırmasını bekliyordu.

Hasan, kralın kardeşinin yanına gelince onun omzundan tutarak karşı samimi tavırlar takındı. Güler yüz gösterdi. Onu rahatlatmaya çalıştı. Kafasına takılan soruyu sormak için onu yanına oturttu ve daha sonra ona:

– Söyler misin, senin pişman olmana sebep olan şey neydi?

Kralın kardeşi, geçmişte yaptığı kusurlar aklına geldikçe içi kor ateş gibi oluyor, bütün yaptıklarına gönülden pişmanlık duyuyor, elinden tutup huzura kavuşturacak birini arıyor, sabrediyordu. Bu pişmanlık içerisindeyken karşısına Hasan çıkmıştı. Fakat, Hasan’ın kardeşini kurtaran kişi olduğunu duyunca, içinden tamamen çıkmamış olan hırs duygusu ağır basmış, onunla dövüşmeye kalkışmıştı. Ama, onun takındığı tavır nedeniyle içindeki hırs duygusu tamamen yok olmuş, pişmanlığını dile getirmek için içini dökmeye başlamıştı. Sonra, anlattığı şeylerden etkilenip kendisini terslemesi üzerine ümidi kırılma noktasına gelmişti. Hasan’ın söylediği son sözden sonra ümidi kırılma noktasına gelmişken, onun geri dönüp dostça davranmasından dolayı ümidi tekrardan yeşermeye başlamıştı.

Hasan, sorduğu sorudan sonra cevap alamayınca, ondan az önceki sözlerinden dolayı özür dileyerek aynı soruyu tekrar sordu. Kralın kardeşi, bu soru üzerine önce duraksadı, sonra kendini toparlayarak:

– Bu anlatacaklarım seni iyice kızdırabilir, o yüzden bana kızıp bağırmayacağına dair söz vermelisin?

– Tamam, söz veriyorum.

Yazar: Murat CANPOLAT

Hikayenin I. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin II. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin III. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin IV. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin V. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin VI. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin VII. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin VIII. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin IX. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin X. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XI. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XII. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XIII. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XIV. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XV. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XVI. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XVII. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XVIII. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XIX. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XX. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XXI. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XXII. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XXIII. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XXIV. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XXV. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XXVI. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XXVII. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XXVIII. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XXIX Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XXX Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XXXI Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XXXII Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin XXXIII Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

 

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu