Umman Ninenin Mektuplarından
Şiveli Hikaye; Ey benim deruni dilden, cânı gönülden, ilâna gibi dürülgen, gursağımın incisi, gözümün zencisi, bağrımın dört parmak aşşâsında zabah yıldızı gibi parıl parıl parlıyan, gök boncuk gibi ışıl ışıl ışıldeyen, çay gibi çağıl çağıl çağıldeyen, gıymatlım, çılbağım, gaplanım, evranım, gülüm, Gara Amadım benim.
Nasılsın? Eyimisin? Eyi olmanı Cenabı Hak’tan dova ve neyazi eylerin. Bizi sorarsan hamd olsun ırabbımıza hindilik çok eyiyiz. Sen Aslan, garip Gara Amadımında bu münval üzere olmasını dileyoruz.
Oğlum, buradan havadis isteyon. Gök Durmuş düğün eddi. Kel Osman’ın Topbaş Zeynebi aldı. Düvünü çok eyi oldu gari. Ah bi olmalıydın da bende eller gibi oyununu doya doya bakeydim de sevineydim.
Esmilen Hakgı bi oyun atıvedi emme; Gudurasının oğlu çok faydalı oyneyyo çok. Aynı Hasan emmisi gibi. Hopleyşini bi göreydin, acık da ırakı işmiş. Mısdıvecinin Ümmü gız elden utanmısa damın üstünden atlep, oğlanın boynuna poçasını doleycek. Ne etceğni bilemeybatı gızcaz.
Arap Alının sarı öküz öldü, gızıl gurt bulmuş. Gannı demirinnen yakdılar emme, nahasın gurtaramadılar. Asardan Aş yemez Osmanı bile getirdile, O da bişey yapımadı. Oda ocağı sönesi öküzlere biyol bu dert çıkdı. Oğlancağza yazık oldu gâri. Oğlan bet tasılanıbatı. Gonşula teselli ediyo emme, ne ossa boş. Gidi mor tosun bağıra bağıra. Allah cilbir tekliği vermesin.
Keş Osman’ın Habbili gızın gaca nişanı atıldı. Nişanını Gulaksız Alı, Gacar Amat, Kedi Osman, Gacar Mısdıva, Goca Durmuş atmışlâ. Nişanında; dört dene al grap, üç çeki, iki cizi gabırga, üç dene sarı göyneklik, iki yel bileziği, yarım okga çam sakızı, yedi dene çevre götürmüşle. Zengin deymi ya Amadım! Zar götürüler. Hele bi esgerlin yetsin, sene de ne gızlar buluruz. Iramatlı dedenin gadife delmesi öylece sandığımda duruyo. Gelesiye bi geyde kövü iki üç yo dolanıve; kaç dene haber geliyo bakıve. Bizleri bile o delme aldatdı. Sen onun üçün marak edme.
İsmelcenin Durgadın, Isman’ın meresine girmeyomuydun? Bi yorgan, üç evlek tarla, iki çanak, bi sitil düşmüş. Epeyce malı va. Senden ötürü nenesi Erepceye biyolcuk naf çaldırdım.
– “Oğlan biyo esgerden gesin, goley olur” dedi.
Gızın gönü va gibi. Hergün bizim gocu kapının yandan geçiyo. Bekir Dayına çünüğü dünürlüğe salalım. Oluvercek olussan, gök deredeki yarım dönüm hisseyi satar çapıt görüz. Düvün işini de al daneyle gara gulak guzuyu satarız. Al dana, anan ıramatlının ineciğinin danasıydı emme, ne idelim gine alırız. Davılıda iki edelim oğlum ibiret için urkuycuların evinin yanda bi sehet dövdürelim. Davılcı Topal Hakkı davılı güzel huruyo. O davul dövdükçe hu yaşdan sonura benim bile içim bi hoş oluyo.
Ah Amadım ötey gız çok iyiydi emme, gaçırdık bakma gari. Zebeb olannar kebab osun; donuz başı bulası Zeliya zebeb oldu. Her gün ileniyon. Eveli gün Irza Oğlanın yanda bet ilendim gâri bet. Naha patlak Zeliyaca, gara gursandan bul, yağlı gurşun önüne gel, ırabbım bilinmedik dertle vesin, guruya gal seydi vaggasına uğra, naha patlak gözün kör osun da sürüm sürüm sürün, naha da bışça handan, ciğer bağından yan daleciğin patlasın, ocağın tütmesin, gıymatlından bul uluyası eğri bacak, yıkıla gal, naha tümbek, goca goca tefci yolunu gayıp et, çenen düşsün, dilin gopsun! Dedim de betettim. Haa oğlum, Eski Köylü Memiş’in Gadir Oğlan esgerliğe senin yana gelceymiş. Orası eyi değlisen, höyle eyi bi yere düşür gâri. Onbaşıymışın işdeya… köylüler çok övüpbatı gâri; onbaşı olmuş otura gomuş deyyolla. Yanındeki esgercikleri irezil etme oğlum, senin gibi yetimler vardır.
Oğlum bi hotugırafını yollı da, mescide çakıveren, eş dos baksın. Zaddine oğlan akıl yüküymüş deye, seni dillenden düşürmeyolla.
Amadım deyceğmiz bugıda. Bu yandan ben selam eder gara gözlenden doyunceye gadar öperin. Irmazan Oğlan, Habbili Gız, Mısdılı selâm eder ellenden öperler. Gonşuladan, Topal Asiyse, Gacar Amat, İmselce, Hapış, Gara Elif, Çünük Amcan, Muradın Mısdıva, Çakıcı Dayın, Gaz Amat, Hörücenin Kör Oğlan, Fadime’nin Hamit, Nazife’nin Mısdıva, Çivili İbiram, Çil Ümmet, göccük Osman deden, Ekdi İmsel deden, Tarneci Hasan dayın, Gılı Gılı Zeynep selam ederler. Bizi yola Bakıdıp durma meddubun covabını çabık yolla Amadım.
Öğretmen Yazar Mehmet YILMAZ (1964)
Kırca Köyü-Acıpayam/DENİZLİ