Macera HikayeleriMurat Canpolat

Gizemli Yolculuk Hikayesi -Mektup- 2. Kısım 22. Bölüm

Mektup

Hasan, pirifani adamın kaybolmasından sonra ayı ininin olduğu yerde daha fazla oyalanmayıp atına atlayarak geri döndü ve Kerim Ağa’yla kızının ve Ahmet’in birbirlerine sarmaş dolaş olmuş bir şekilde güldüklerini gördü. Onları o şekilde görünce ne diyeceğini bilemedi. Sevinç içerisinde onlara öylece bakakaldı. Bir müddet öylece onlara baktıktan sonra onların yanına giderek sevinçlerine ortak oldu.

Birbirlerine adeta kenetlenmiş bir şekilde sarılan Ahmet, Zehra, Kerim Ağa ve Hasan birbirlerinden ayrıldıktan sonra Hasan, Kerim Ağa’ya neler olup bittiğini sordu.  Kerim Ağa, bu soru üzerine ‘neler olup bittiğini sana anlatayım’ dedi ve sözlerine şöyle devam etti.

– Sen çıktıktan sonra doktor geldi. Kızımı muayene ettikten sonra korkulacak bir durumun olmadığını, sadece beklemeleri gerektiğini ve kız uyandığında onun bütün isteklerinin mutlaka yerine getirilmesi gerektiğini, aksi davranışlarda bulunulması durumlarında ise daha kötü duruma düşebileceğini söyleyip reçetesini yazdı ve daha sonra konaktan ayrıldı.

– Eee! Sonra ne oldu.

– Doktor ayrıldıktan onbeş yirmi dakika sonra bu odada kim varsa hepimiz üzerimizde bir ağırlığın çöktüğünü hissettik ve daha sonra uyumaya başladık. Bir müddet uyuyup uyandıktan sonra kalktık baktık ki kızım uyanmış, üzerini giyinmiş sevinç içerisinde bize bakıyor. Onun iyileşip ayağa kalktığını görünce sevinç içerisinde ayağa kalkarak ona sarıldık ve birden bire nasıl olup da iyileştiğini ve ayağa kalktığını sorduk.

– Peki! Bu soru üzerine kızın ne dedi?

– O da bize rüyasında pirifani bir adamın geldiğini, kendisine bir şeyler koklattırdığını ve daha sonra kendisine bütün acılarının sona ereceğini, sevdiğine kavuşacağını ve mutlu olacağını söyledikten sonra kaybolduğunu, o kaybolduktan sonra uyandığını ve tıpkı pirifani adamın söylediği gibi acılarının sona erdiğini ve iyileştiğini söyledi. Kızımı dinledikten sonra artık sevdiğine kavuşacağını söyledik. Kızım, sevdiğine kavuşacağını duyunca sevinç içerisinde bize sarıldı, ardından gülmeye başladı. O gülünce bizde güldük ve birbirimize sarıldık. İşte, birbirimize sarılmamızın ve gülmemizin sebebi bu.

Hasan, olup bitenleri dinledikten sonra onların sevinçlerine katıldı. Birbirlerine sarılıp gülmeyi bıraktıktan sonra ayı ininde karşısına çıkan pirifani adamın söylediklerini onlara anlattı.

Kerim Ağa, Hasan’ı dinledikten sonra kızını üzmeyeceğine ve onları bir daha ayırmayacağına dair herkesin içinde söz verdi. Bu sözlerin ardından bir hafta geçtikten sonra düğün hazırlıkları yapıldı.

Hasan ile Dr. Burak, her şey tatlıya bağlanıp Ahmet ile Zehra’nın düğün kararı alınıp düğün hazırlıkları yapılınca Ahmet’i yanlarına çağırarak:

– Ahmet, söyler misin, seninle ilk karşılaştığımız zaman çınar ağacının zehirli olma sebebini neden o zaman söylemedin?

Ahmet, bu soru üzerine düşüncelere daldı.  Ne diyeceğini bilemedi. Çınar ağacının zehirli olma sebebini sevgilerinden dolayı kaynaklandığını, o zaman neden söyleyememişti. Zaten söylemiş olsa bile ne yapabilirlerdi ki… O bu düşünceler içerisindeyken Dr. Burak soruyu tekrarlayınca düşüncelerinden sıyrılarak onlara:

– Sizi ilk gördüğüm zaman, ne yapacağımı bilemez haldeydim. Zaten söylemiş olsam bile o zaman belki de bir şey yapamayabilirdiniz. Hem kötümü oldu. Böylelikle Fatih Baba’yla tanışmış oldunuz. Hem de onu ailesine kavuşmasına vesile oldunuz.

– Evet, haklısın ama Fatih Baba’yla olan alakasını anlayamadım.

Ahmet, kendine yöneltilen bu soru karşısında ‘onu da anlatayım’ dedi ve sözlerine şöyle devam etti:

– Çünkü bu meseleyi tek bilen ve çözebilecek kişi o olduğundan dolayı o zaman onun ismini söyledim ve sizi ona yönlendirdim.

– Peki, bizim senin sorunlarını halledebileceğimizi nasıl anladın?

– Bilmem! Belki de içimden öyle geldi.

Aralarındaki bu konuşmaların hemen ertesi günü düğünleri zehirli çınar ağacının etrafında yapıldı. Düğünden sonra gelin ve damat çınar ağacının gövdesine el ele tutuşmuş bir şekilde dokundular. Daha sonra birbirlerini hiçbir zaman üzmeyeceklerine, kavga gürültü çıkarmayacaklarına dair söz verdiler ve daha sonra olanları gözlemek için geri çekildiler. Onların geri çekilmelerinden on dakika sonra hafif bir yer sarsıntısı oldu. Yer sarsıntısı kesilir kesilmez zehirli çınar ağacı sağa sola doğru canlanmaya başladı. Canlandıkça da yaprakları yere dökülüyor ve yerine yenisi geliyordu. Zehirli çınar ağacı sallantıyı kesince toprağın rengi değişti ve kıpkırmızı oldu. Ardından toprak eski haline döndü. Böylece zehirli çınar ağacı zehirlerinden kurtuldu. Etrafı yaşanır hale geldi.

Yazan – Murat CANPOLAT

Hikayenin 1. Kısım Bölümlerini Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 1. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 2. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 4. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 5. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 6. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 7. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 8. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 9. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 10. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 11. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 12. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 13. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 14. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 15. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 16. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 17. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 18. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 19. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 20. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 21. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 22. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Kısım 23. Bölümünü Okumak İçin TIKLAYINIZ

Önceki sayfa 1 2

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu