Bilim Kurgu HikayeleriFantastik HikayelerMurat Canpolat

“Uzay Oyunları” Hikayesi 6. Bölüm

Bilim Kurgu Hikayeleri

“Uzay Oyunları” Hikayesi 6. Bölüm

Aldığı bu haber üzerine sinirlenen Kaptan Sam, bağırıp çağırdı. Ardından ‘halkım, halkım ne olacak şimdi’ diye ağlamaya başladı.

Onun ağladığını gören Salih, usulca yanına sokularak yere oturdu. ‘Ağlama ne olur, bak bizi de ağlatıyorsun’ dedi onu teselli edip güldürmek için.

Kaptan Sam, onun konuşmasına hafifçe gülümseyerek karşılık verdi. Ardından ona döndü. Bir arkadaş gibi kolunu Salih’in omzuna attı. İçini dökercesine ona:

‘Biliyor musun senin gibi bir sırdaşım vardı bir zamanlar’ dedi iç çekercesine.

Salih de aynısını yapıp Kaptan Sam’a doğru kolunu uzattı ve ona:

‘Görüyorum ki çok dertlisin. Anlat da rahatla. Belki böylece hem sen rahatlarsın hem de ben neler olduğunu öğrenirim’ dedi rahatlatıcı bir ses tonuyla.

Kaptan Sam, bu babacan tavır karşısında gözleri yaşardı. Derinden bir iç çekerek ‘of’ dedi. Ardından Salih’e:

‘Bundan uzun zaman önce yardımcım ve sırdaşım olan Kaptan Yardımcısı Ham ile beraber ‘Uzayda yaşam var mı yok mu?’ diye yolculuğumuz sırasında bir gezegene rastladık. Tıpkı sizin dünyanız gibi. O kadar yeşil ve berrak görünüyordu ki onu görüp etkilenmemek elde değildi’ dedi ve gözlerinden iki damla yaş düştü. Ardından sözüne şöyle devam etti:

‘Yardımcım Ham ile gezegeni keşfettikten sonra orada koloni kurmaya karar verdik. Bu kararı da gezegenimizdeki başkanlığa ilettik. Başkanlık bu kararımızı olumlu karşılayınca koloni kurmaya başladık. Kısa sürede kolonimizi kurduk. İki üç yıl içerisinde kolonimizin sayısı oldukça fazlalaştı. Bu fazlalıktan dolayı artık sığamıyorduk. Bizde bunun üzerine keşfettiğimiz gezegenin diğer kısmına geçip yerleştik. Ama orası yardımcım dâhil koloninin sonu oldu’ dedi huzursuz bir şekilde.

Son lafını duyan Salih, lafa karışarak ona:

‘Nasıl yani, hepsi öldü mü?’ dedi merak içerisinde.

Kaptan Sam ‘Evet, hepsi öldü’ dedikten sonra ona:

‘Yeni yerleştiğimiz bölge tıpkı ilk yerleştiğimiz bölgeye benziyordu ama tam tersi çıktı. Oradan esen rüzgârlar hepimizin benzini sararttı. Ayrıca suyu tatlı olmasına rağmen zehir yüklüydü. Ama biz bunun farkına bile varmadan o sulardan içip durduk, ta ki ilk ölümler başlayana ve bu ölümlerin bütün koloniyi etkisi alana kadar. İşte o zaman oranın yaşamaya uygun bir yer olmadığını anladık ama çoktan iş işten geçmiş hastalık bütün koloniyi sarmıştı.  Doktorlarımızın onca uğraşmasına ve çare aramasına rağmen ölümlerin önünü alamadık. Ölümler çoğalınca o gezegeni arkamızda bırakıp uzaklaştık. Yine de bu yetmedi. Orayı terk etmek zorunda kalan yardımcım ve koloni halkı gezegenimize varmadan yarı yolda öldüler’ dedi gözyaşlarını tutamayarak.

Salih, üzüntülü bir şekilde başını yere eğerek ona:

‘Senin ve koloni halkının adına çok üzüldüm’ dedi ve başını ona doğru çevirerek: ‘Peki, sen nasıl kurtuldun’ diye bir soru sordu.

Bu soru üzerine Kaptan Sam, üzgün bir şekilde:

‘Hastalık bana da çoktan bulaşmış ve vücudumun her yerini sarmıştı. Bu yüzden bitkin bir durumdaydım. Zorla da olsa gemiyi gezegenimize indirdim. Gezegenimizdeki doktorlar hastalığın başka yerlere de bulaşmaması için bana özel bir giysi giydirdiler. Ardından gemiyi dezenfekte ettiler. Geminin içindeki ölüleri de özel bir yöntemle yakıp yok ettiler. Özel giysiyle aylarca hastane de yattım ve sonunda iyileştim. Dezenfekte edilen gemimi her ihtimale karşı hastalık yaymaması için parçalayıp yok etmişler. Bu yüzden de sizin de bulunduğunuz bu gemiye beni atadılar’ dedi gözyaşlarını silerek.

Kaptan Sam, Salih’le konuştuktan sonra ayağa kalktı. Birkaç adım attıktan sonra durdu. Ardından geminin başkanlıkla iletişimini sağlayan Sim’e döndü ve ona:

‘Bay Sim, başkanlıkla iletişimi sağlayabildiniz mi?’ diye sordu. Bu soru üzerine Bay Sim:

MURAT CANPOLAT

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19

MURAT CANPOLAT

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu