“Uzay Oyunları” Hikayesi 26. Bölüm (Son)
Bilim Kurgu Hikayesi, Artık yolun sonuna geldiğini anlaşılmıştı Kaptan Yam için, ama o bunu anlamamış gibi görünüyordu. Bunu herkes anlamıştı, kardeşi Sam bile.
“Yam, bu senin son şansın. Ya teslim ol, ya da…” dedi Sam ve daha fazla sürdüremedi sözünü. Yaralı olduğu için tansiyonu düşmüş, olduğu yere yığılıp kalmıştı.
Başkan, onu yere yıkıldığını görünce sağlık çalışanlarını çağırdı. Bu çağrı üzerine gelen sağlıkçılar kısa bir muayeneden sonra onu alıp götürdüler.
O gittikten kısa bir süre sonra…
“Yam, yarım saatin var. Teslim oldun oldun, olmazsan kendinle beraber evini havaya uçuracağız diye bağırdı başkan. Ardından beklemeye başladı.
On dakika, yirmi dakika derken ona tanınan süre dolmuş Yam ve adamlarından ses çıkmamıştı. Onlara tanınan süre dolunca başkan emrini verdi “Ateş edin”
Hayatını kötülüklerle geçiren Kaptan Yam’ın hayatı hazin bulmuştu. Ondan geriye kocaman bir enkaz kalmıştı. Geride bıraktığı enkazın düzelmesi ise uzun bir zaman alacak gibi görünüyordu.
Kaptan Sam, hastanede tedavi olup çıktığında içi buruktu. Çünkü hastanedeyken kardeşinin öldürüldüğünün haberini almıştı.
O ne de olsa kardeşiydi, her ne kadar kötü olsa da. Onunla yaşadığı güzel günler hürmetine onu unutmayacaktı.
Eve geldiğinde doğruca eşini ve çocuklarını sakladığı mahzene vardı. Eşine “Ben geldim, artık çıkabilirsin” diye bağırdı. Eşinin sesini ve parfüm kokusunu tanıyan Gora bulunduğu yerden çıkarak eşinin boynuna sarıldı “Seni çok ama çok seviyorum aşkım. Ömrüm boyunca da sevmeye devam edeceğim” dedi uzun uzun sarılarak.
*******
Kaptan Yam’ın öldürülmesinden birkaç gün sonra…
“Sevgili Sirius A başkanı ve sevgili Sirius B başkanı bu salona ömür boyu barış sağlamak için toplandınız” dedi baş yargıç her iki başkanın yüzüne bakarak. Ardından uzay oyunları sakinlerine dönerek “Sevgili dünyalı kardeşlerim. Buradakiler size uzay oyunları sakinleri diyormuş, o yüzden bende size öyle hitap edeceğim. Siz olmasaydınız biz bu barışı belki de hiç bir zaman sağlayamazdık. Bunun için size minnettarız” dedikten sonra Kaptan Sam’a dönerek “Ayrıca sana da teşekkür ederiz dünyalı kardeşlerimizi buraya getirdiğin için”
O konuşurken halk onu dinliyor bir taraftan da onu alkışlıyorlardı. Bu yüzden de konuşması sık sık yarıda kesiliyordu.
Baş yargıç, konuşmasını tamamlayamayınca halkı eliyle susturdu. Ardından konuşmasını tamamladı. Konuşması bittikten sonra karşılıklı olarak imzalar atıldı ve böylece barış sağlanmış oldu.
Uzay oyunları sakinleri barış sağlandıktan sonra Sirius A gezegeninde birkaç gün daha kaldıktan sonra hep beraber başkanın yanına gittiler. Başkan onları görünce önce “Hoş geldiniz” dedi ardından onların hepsini teker teker kucakladı. Onlar kucaklaşırken Kaptan Sam, eşi ve çocuklarıyla beraber başkanlığa gelmiş onları bekliyorlardı.
Başkanla selamlaşan uzay oyunları sakinleri, Kaptan Sam’ı görünce yanına giderek sarıldılar. Ardından Kaptan Sam, eşini ve çocuklarını göstererek:
“Bu eşim Gora, sağdaki oğlum Kam, soldaki ise kızım Aşil” dedi. O eşi ve çocuklarını tanıştırdıktan sonra hep beraber “Tanıştığımıza memnun olduk” dediler.
Ertesi Gün…
“Demek gitme vaktiniz geldi ha!” dedi Kaptan Sam, uzay oyunları sakinlerine.
“Evet” dedi içlerinden Salih “Seninle tanıştığımızdan bu yana neredeyse iki ay geçti. Bu iki ay içerisinde iyi ve kötü anılarımız oldu. Sizinle kah güldük kah ağladık” dedi hüzünlü bir şekilde.
“Hem sizden ayrılacağım hem de sizi bir daha göremeyeceğim diye üzgünüm” dedi Tülin, gözündeki yaşı silerken.
“Bundan sonra daha görüşemeyecek miyiz?” dedi Mustafa.
Onlar konuşurken Başkan “Durun, durun” dedi gülümseyerek “İsterseniz bizim dünyamıza tekrar dönebilirsiniz” dedi.
Dönebilme sözünü duyan uzay oyunları sakinleri hep bir ağızdan “Nasıl yani” dediler şaşkınlıkla. Onların şaşkınlığı Kaptan Yam ve oradakilerin hepsini güldürdü.
“Kolumuza taktığımız saate benzer aletle” dedi Başkan “Biz bu aletle her şey yapabiliyoruz. Sizinde gördüğünüz gibi görünmez olabiliyoruz. Gezegenler arası yolculuk yapabiliyoruz. Dilersek ufak bir ayarla geçmişe de gidebiliyoruz. Bu aleti iletişim aracı olarak da kullanabiliyoruz” Bu habere sevinen uzay oyunları sakinleri hep bir ağızdan “Ohhh be!” dedikten sonra “Öyleyse yine görüşebiliriz” dediler.
Başkan gerekli açıklamayı yaptıktan sonra yanında getirdiği aletleri uzay oyunları sakinlerine verdi. Ardından nasıl çalıştığını, iletişime nasıl geçildiğini ve geçmişe nasıl gidildiğini gösterdi.
Aradan uzun zaman geçtiği için uluslararası uzay oyunlarını kaçırdıklarını düşünen uzay oyunları sakinleri geçmişe gidebileceklerini duyunca sevinçle kollarındaki aletleri ayarladılar. Aletler ayarlandıktan sonra hepsine el sallayıp aletleri çalıştırdılar.
*****
Her şey ellerine mektup geçmeden önceki zamana dönmüştü, sanki Sirius A gezegeninde yaşadıkları olaylar yaşanmamış gibi eskiye dönmüştü.
Ertesi gün yapılacak olan yarışmaya hazırlanmak için yataklarına yatıp uyudular.
Bir sonraki gün…
Yarışma salonu yarışmacılarla dolup taşmıştı. Herkes heyecanla grupların yapılmasını bekliyorlardı. Guruplar sekizer kişilik ekiplerle oluşacaktı.
Yarışmacıların beklediği zaman gelmiş guruplar oluşturulmuştu. Bu gruplar içerisinde uzay oyunları sakinleri aynı gruba düşmüştü.
Yarışmanın sonuna doğru Uzay oyunları sakinleri öne geçmiş diğer yarışmacıları geride bırakmışlardı. Yarışmanın sonunda ise onlar kazanmayı başarmışlar, kupalarını almışlardı.
Bir çay bahçesi…
“Arkadaşlar, bizim aynı gruba düşmemiz ne güzel oldu değil mi” bunu diyen Mustafa’ydı.
“Evet” dedi Selin “Birde yarışmayı kazanmamız hepimizi çook çok mutlu etti”
“Arkadaşlar, Sirius A gezegenine geri dönecek miyiz?” dedi Mustafa, arkadaşlarının düşüncelerini anlamak için
“Elbette ki gideceğiz” dedi Tülin
“Ailelerimiz ne olacak” Zafer, zira o ailesine çok bağlı ve düşkündü.
“Onları da götürelim” dedi Yavuz.
Aralarındaki konuşmalar bittikten sonra çay bahçesinden ayrıldılar. Her biri kendi evlerine giderken “Ertesi gün Sirius A gezegenin de buluşuruz” deyip her biri ayrı ayrı yöne gittiler.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26