Düşündüren-Eğitici Hikayeler

Evde Kal

Evde Kal

Evde Kal

Her evlat gibi annem babam için endişelenip telefonla onları aradım: “Endişelenme 6 aylık yiyeceğimiz var” dedi babam. “Peki ekmek” dedim. “Birazdan annenle bazlama yapacağız” dedi.

Marketten ne istersin diye babam sorduğunda “bana fazlaca un al bir yılı çıkarırız” demiş annem. “Annen çöp atmaya kapının önüne çıkarmıyor merak etme” dedi.

Kiler kültürünü araştıran, hakkında okumalar yapan, hatta bu kültürün içinde doğup, büyüyüp, yetişen ben bazen yapılan kış hazırlıklarını abartı bulurdum. Tabii eskiler ne günler ne yokluklar geçirip görmüşler şimdi anlıyorum.

Yazın başı pişenin kışın aşı pişermiş. İşini kış tutacakmışsın, yaz çıkarsa bahtınaymış. Yokluk içinde para biriktirip zor günde eşinin önüne altın ya da para koyan annemin jenerasyonu ve henüz para yüklenmemiş kredi kartlarından harcama yapan benim jenerasyonum. Annemin babamın jenerasyonuna ait her geleneksel Türk evine gitseniz markete gitmeden minimum 6 ay yaşarsınız. Kültürel belleğin hatırlatıcı kurumları:

Kurutmalıklar, turşular, reçeller, salçalar, yufkalar…

(Gerçi bu tespit köy ve ilçelerde yaşayanlar için olabilir. Zira dört mutfaklı (kiler+sütlük+tandırevi+mutfak) evlerden Fransız ya da Amerikan tarzı mutfakların olduğu apartmanlara taşınmış çoğumuz.)

Yemekle hafıza arasında çok kuvvetli bir bağ var. Kiler kültürünün önemini bugünlerde çok iyi anladım. İki üç günde bir markete gitmeyi gerektiren tüketici kültürü yağmacılık kültürünü de yanında getirdi.

Ayrıca bir unla çeşit çeşit yemek yapan bir nesilden hazır pizza sipariş eden bir nesle dönüşün bedellerinin de hüzünlü tablosu.

Bir diğer dikkatimi çeken husus da yasaklar ne kadar çok kültürel kodlarla ve yaşam tarzı ile ilgili. Bireysel yaşamın belirgin olduğu Avrupa’da kişiler toplu spor yapamaz yasağı var sosyal bağların kuvvetli olduğu Türkiye’de piknik yapamaz ya da asker uğurlayamaz yasağı var. Biz her durumda paylaşmayı bir araya gelmeyi seven bir milletiz. Bebek doğar yemek veririz, dişi çıkar yemek veririz, sünnet olur, askere gider, evlenir yemek veririz. Kötü rüya görünce bile hayra gelsin diye yemek paylaşırız. Ramazan hazırlıklarını birlikte yaparız. Bu açıdan bizim açımızdan daha zor bir süreç lakin ritüellerimizi törenlerimizi erteleyip kültürümüzün köşe taşları, gelenek aktarıcıları büyüklerimizi ve kendimizi korumak için evimizde kalalım.

Büyüklerimiz; bize gelenekleri, hayatın özünü taşıdılar, biz onlara virüs taşımayalım! Çıkmazsanız değil, çıkarsanız ayıp olur!

Evde Kal TÜRKİYEM

Edebiyat Zinciri

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu