Bilim Kurgu HikayeleriFantastik HikayelerMurat Canpolat

Fantastik Hikaye “Zamanda Yolculuk” 19. Bölüm

Fantastik Hikaye

Fantastik Hikaye “Zamanda Yolculuk” 19. Bölüm

Üç gün süren tedavinin ardından yaşlı adam, Nuri ve Yasin gece yarısı kimseye görünmeden yola çıktılar. Bir hafta süren yolculuktan sonra yaşlı adamın söylediği kasabaya geldiler.

‘Burada yollarımız ayrılıyor’ dedi yaşlı adam.

‘Teşekkür ederiz’ dediler Yasin ve Nuri, ardından yaşlı adamın elini öpüp yanından ayrıldılar.

‘Umarım bundan sonra sorun çıkmaz’ dedi Nuri.

‘Merak etme her şey yoluna girecek’

‘Ne bileyim, neye elimizi attıysak yüzümüze gözümüze bulaştırdık. Bundan dolayı huzursuzum’

‘Umudunu kaybetme, Hayatın iniş çıkışlı dönemleri arasında hepimiz kendimizi zaman zaman umutsuz hissedebiliriz. İşler önümüzde yığılır, ailemiz bizden ilgi bekler, günlük hayatımızı bir şekilde sürdürmemiz gerekir ama biz yataktan bile çıkmak istemeyiz. Umutsuzluğun çevremize yayıldığı dönemlerde kontrolden çıkmak ve bir üzüntü çemberinin içinde yolumuzu kaybetmek oldukça kolaydır. Böyle zamanlarda hayatımızın kontrolünü yeniden elimize almak için biraz gayret etmemiz gerekir. Eğer siz de son zamanlarda kendinizi umutsuz hissediyor, gelecekten korkuyor ve bir anlamsızlık hissiyle mücadele ediyorsanız, sizin için derlediğimiz bazı önerileri uygulayarak bu dönemi kendiniz için daha kolay hale getirebilirsiniz: İçinde bulunduğunuz güne odaklanın, geleceği öngörmeye çalışmayın; Umutsuz olduğumuzda kendimizi sürekli gelecek hakkında endişelenirken buluruz. Doğru olan ise, sadece içinde bulunduğumuz güne odaklanmaktır. Uyandığınızda bugüne odaklanın ve kendinize iyileşmek için “bugün” ne yapabileceğinizi sorun. Yarın yeni bir gün olacak, bunu hiçbir zaman unutmayın. Emin olun, şu an yaşadığınız tecrübe her ne ise, dışarıda bir yerlerde sizinle aynı şeyleri yaşayan birileri var. Dünyanın tüm problemlerini tek başınıza sırtlamak zorunda değilsiniz. Arkadaşlarınıza, ailenize yanınızda olmaları için izin verin. Dayanışma, zor zamanlardan çıkmanın en önemli yoludur. Eğer üzüntülerinizi, öfkenizi, hayatınızda ve çevrenizde yanlış gidenleri sürekli düşünürseniz, bunlar sizin gerçekliğiniz haline gelin. Zihninizden başlayın. Düşünceleriniz belki bir günde değişmeyecek, ancak onları bugün kontrol etmeye başlayabilirsiniz. Her şeyin aynı kaldığını, hiçbir şeyin değişmediğini düşünüyorsanız, değişime kendinizden başlayın. Gandi’nin dediği gibi, görmek istediğiniz değişimin kendisi olun. Hiç içinizden gelmese de, bugün başlayın. Hayattaki her zorluk bizi geliştirir. Zor zamanlarda kendinize bunu hatırlatın. Şu an böyle hissetmeseniz de, ileride bir gün bu zorluktan çıkmanın size ne kadar yardımcı olduğunu hatırlayacaksınız’

‘Haklısın kardeşim, ne güzel anlattın’

‘Şimdi bakalım neredeyiz’ dedikten sonra elindeki aleti 2021yılına getirdi Yasin. Kırmızı düğmeye bastığında ise kendi zamanlarına gelmişlerdi. Geçmişe her gidiş gelişleri onları iyice yorgun düşürüyordu.

‘Kollarımı kaldıramıyorum artık’ dedi Nuri.

‘Al benden de o kadar’ dedi Yasin.

Her ikisi de etraflarında ne oluğunun farkına varmadan oracıkta uyudular. Uykudan uyandıklarında ise etraflarını polisler çevirmişti.

‘Çocuklar, başka uyuyacak yer bulamadınız mı?’ dedi polislerden biri.

Nuri, uykulu gözlerle ona baktı, ardından da etrafına. Bulundukları yer emniyet müdürlüğünün olduğu yerdi. Onlar uyuyakalınca polisler harekete geçmiş, etraflarını sarmışlardı.

‘Siz, madde mi kullandınız?’ dedi bir başka polis

Yasin, ayağa kalkarak onlardan özür diledi, daha sonra da:

‘Hayır, madde kullanmadık’ dedi, o polise ithafen.

‘Eee, öyleyse neden yol ortasında uyuyakaldınız, hem de hiç olmayacak bir yerde?’

‘Baş ağrısından mustaribiz’ dedi Yasin, yalancıktan  ‘Kullandığımız ilaçlar da uyku meydana getiriyor’

‘Müsaade ederseniz gidelim artık’ dedi Nuri.

‘Geçmiş olsun’ dedi, polisler. Ardından da gidebilirsiniz dercesine ellerini hareket ettirdiler.

İkili, başlarıyla onlara selam verdikten sonra kasabanın otobüs durağına geldiler. Orada İstanbul’a gitmek için bilet aldılar. Kalkış saati gelene kadar bekledikten sonra otobüse bindiler.

İstanbul’a geldiklerinde her değişmişti. Arabaların gidiş geliş yönü, insanların hareketleri ve evler. Kısacası her değişmişti.

‘İlk önce eve gidelim’ dedi Yasin ‘Zira annem bizi merak etmiştir. Evde biraz dinlendikten sonra her şeyi nasıl eskiye getirebiliriz onu düşünelim’ dedi Yasin.

Taksiye bindikten sonra eve geldiler. Evde annesini görünce iyice şaşırmıştı Yasin. Çünkü annesi iyice yaşlanmış görünüyordu. Gözlerinde de gözlük vardı. Belide iki büklüm olmuştu. Hâlbuki o orta yaşlarda birisiydi. Ayağa kalktı mı dimdik duruyordu. Ayrıca şimdiye kadar hiç gözlük kullanmamıştı.

‘Sen mi geldin oğlum?’ dedi annesi ‘Evde ekmek bitmiş, git de marketten ekmek alda gel’

Tam evden çıkacakken annesi ona:

‘Yanındaki kim tanıyamadım?’ dedi, Nuri’ye dik dik bakarak.

‘Anne o Nuri, tanıyamadın mı?’ dedi Yasin, endişeyle ‘daha önce seninle tanıştırmıştım. Hatta birkaç gün evimizde bile kalmıştı’

‘Hayır, tanıyamadım’ dedi annesi.

‘Anne beni endişelendiriyorsun, yoksa Alzheimer mı oldun?’

‘Hadi oradan, ben o kadar yaşlanmadım’ dedi annesi ‘Hem beni bırak da çabuk ol. Bir saat sonra amcanlar gelecek ve hiçbir hazırlığımız yok’

‘Anne, ne amcası’ dedi Yasin şaşırarak ‘benim amcam hiç olmadı ki, hatta babamı bile pek hatırlamıyorum’

‘Eşek herif, sen kimi tanımıyorsun?’ dedi içeriden bir erkek sesi.

‘Hah! İşte babanı da kızdırdın’ dedi annesi ‘Şimdi baban bastonu alıp gelecektir’

Annesinin dediği gibi içeriden yaşlı bir adam çıkıp gelmişti.

‘Sen kimi tanımıyorsun?’ dedi yaşlı adam bastonunu Yasin’e doğru fırlatarak.

‘Baba! Ama nasıl’ dedi Yasin, üzerine gelen bastondan kurtularak.

O, babasını sadece fotoğraflardan tanıyordu. Şimdi ise babası kanlı canlı karşısındaydı.

‘Senin yüzünden haberleri kaçırdım’ dedi babası ‘Padişahımız konuşma yapacaktı, senin yüzünden kaçırdım’

‘Ne padişahı ya, siz ne diyorsunuz’ dedi Yasin, onlara çıkışarak.

‘Bak hele, birde padişahımıza karşı çıkıyor’ dedi babası, belini tuta tuta Yasin’in üzerine gelerek.

Murat CANPOLAT

1 – 2 3 – 4 5 – 6 – 7 – 8 9 10 11 – 1213 14 – 15 – 16 17  18 19 

Fantastik Hikaye, hikaye, fantastik hikayeler, bilim kurgu hikayeleri, bilim kurgu, fantastik, hikayeler, hikaye örneği, hikaye örnekleri, hikaye okuma, hikaye okumak,  hikaye arşivi, zaman, zamanda yolculuk, Frenk, mağara, zaman yolculuğu, İstanbul, kısa hikaye, uzun hikaye, hikayeler

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu