Fantastik Hikaye “Zamanda Yolculuk” 8. Bölüm
Fantastik Hikaye; ‘Nereden başlayacağımı bilemiyorum’ dedi Nuri iç geçirerek‘ Senin bana sorduğun soruyu bende babama sordum. O da bana bunun sebebini şöyle anlattı’ dedikten sonra;
‘Bundan yaklaşık iki yüz yıl evvel kanlılarımızın kızıyla büyük büyük büyük dedelerimden biri birbirlerini görüp aşık olmuşlar. Bir süre sonra da evlenmeye karar vermişler. Karar vermesine karar vermişler ama her iki tarafın aileleri de bu durumdan hoşlanmamış. Çünkü o sıralar ticaret konusunda birbirlerine rakipmişler. Bundan dolayı da evlenmeleri tehlikeye düşmüş. Buna rağmen aşkları hiçbir zaman sönmemiş’ dedi gözleri dolu bir şekilde.
‘Böyle aşklar günümüzde kalmadı’ dedi Yasin, ah çekerek.
‘Evet, öyle’ dedi, Nuri ‘Bir süre sonra kaçarak evlenmeye karar vermişler. Aldıkları bu karardan sonra hazırlıklarını tamamlayıp tam kaçacakları zaman kız tarafı onları yakalamış ve oracıkta dedemi öldürmüşler. Bunu duyan dedemin tarafı da silahlanıp onlardan birkaç kişiyi öldürmüşler. O günden bu yana kadar da her iki taraftan birçok insan ölmüş. En son babam onlardan birini istemeye istemeye öldürdü ve şu an hapiste yatıyor. Babam onlardan birini öldürünce onlarda benim peşime düştüler’ dedikten sonra etrafına tedirgin bir şekilde baktı. Ardından Yasin’e ‘İşte böyle kardeşim. Başım şu an dertte ve ne yapacağımı bilemeyecek durumdayım’
Onu sabırla dinleyen Yasin:
‘Sana yardım ederim. Yalnız seninle bir yere gitmemiz lazım’ dedikten sonra başından geçenleri anlattı.
‘Hadi canım sende. Öyle şey mi olur’ dedi Nuri, başını sallayarak.
‘Mademki bana inanmıyorsun. Öyleyse benimle gel’ dedi Yasin ve Nuri’yi beklemeden kahvehaneden çıktı.
O dışarıya çıkınca Nuri, kanlılarının dışarıda olma ihtimalinden dolayı korksa da arkadaşının ne demek istediğini anlamak için mecburen kahvehaneden çıktı.
İkisi de çıkınca Yasin, Nuri’ye:
‘bak şimdi neler olacak’ dedi ve onun kolundan tuttu. Ardından aleti 1651 sayısına getirdi ve kırmızı düğmesine bastı. Âlet dönmeye başlayınca her taraf karıncalandı. Durduğunda ise her şey normale dönmüştü. Yalnız her şey değişmişti, hatta insanların giyimleri bile. İnsanlar birden bire değişmiş Osmanlı zamanında giyilen elbiseleri üzerlerine çekmişlerdi.
Nuri, daha ne olduğunu anlayamadan Yasin, sert tavırlı adama:
‘Padişahım, işte gördüğünüz gibi, beni asmaya çalıştınız ama olmadı. Üstelik yanımda bir arkadaşımı da getirdim’
‘Ne oluyor burada, hem siz kimsiniz?’ dedi Nuri, hem şaşkın hem de sert bir şekilde’
‘Hööst’ dedi 4. Mehmet ‘Padişahın yanında nasıl sesini yükseltirsin’ dedi ve ona okkalı bir tokat attı.
Nuri, yediği tokadın etkisiyle sendeleyip yere düşerken sanki kanlılarını görür gibi oldu. Bu yüzden de kendi kendine.
‘Dur yapma, hem beni öldürmekle eline ne geçecek’ diyor, yerde kıvranıyordu.
Padişah, ne olduğunu anlamadığı için yeniçeri başı Kara Hasanzade Hüseyin Ağa’ya neler oluyor dercesine baktı. Onların birbirlerine anlamamış gibi baktığını gören Yasin, arkadaşının neden öyle davrandığını anlattı.
Padişah, onu dinlendikten sonra:
‘Çocuk, sen kimsin sihirbaz mısın, müneccim misin?’ dedi hayretler içerisinde.
‘Padişahım’ dedi Yasin saygıyla ‘Ben ne sihirbazım ne de müneccim sadece zaman gezginiyim’
Murat CANPOLAT
Fantastik Hikaye, hikaye, fantastik hikayeler, bilim kurgu hikayeleri, bilim kurgu, fantastik, hikayeler, hikaye örneği, hikaye örnekleri, hikaye okuma, hikaye okumak, hikaye arşivi, zaman, zamanda yolculuk, Frenk, mağara, zaman yolculuğu, İstanbul, kısa hikaye, uzun hikaye, hikayeler