Murat Canpolat

Hikaye “Yetim Mustafa” 8. Bölüm

Hikaye

Hikaye “Yetim Mustafa” 8. Bölüm

Hikaye Oku; Onun sustuğunu gören hemşire:

‘Neden sustun. Az önce ne güzel konuşuyordun’ demesi üzerine Mustafa, eliyle arka tarafını gösterdi. Onun gösterdiği yere bakınca gözleri Fal taşı gibi açıldı. Ayrıca Hatice de ona aynı şekilde bakıyordu.

******

Tahir’in adamları, kızın erkek arkadaşını kendi evine girecekken yakaladılar ve tutup yaka paça arabaya bindirdiler.

Genç arabaya bindirilirken ‘Siz de kimsiniz ve benden ne istiyorsunuz’diye bağırıyor, onlara direnmeye çalışıyordu. Bu yüzden adamlar onun ağzını bağırmasın diye bantladılar ve yaka paça arabaya bindirdiler.

1 saat sonrası…

‘Tahir Bey genci getirdik’ dedikten sonra ‘Ne yapmamızı istersiniz?’ diye sordu iri kıyım olan adam. Duyduğu habere sevilen Tahir Bey ‘güzeel’ dedi, dişlerini göstererek ardından adamlarına:

‘Haydi, gidelim’ dedi ve arkasına bakmadan ilerledi. Genci alıkoydukları depoya gelince de adamlarına işaret ederek:

‘Uyandırın şunu,  bakalım neyin nesiymiş’ dedi.

Gencin tutulduğu depo, zaman zaman birileri girer, birileri çıkardı. Tabii çıkanlar yüzü gözü kan içerisinde kalmış bir şekilde çıkardı. Aslında Tahir Bey göründüğü gibi değildi. Karanlık bir tarafı vardı. Para ve pul için yapmayacağı şeyi yoktu. Tamamen paranın kölesi olmuştu. Zehir kaçakçılığından tutunda insan kaçakçılığına kadar her şey vardı onda. Bunun böyle bir kişi olduğunu ne ailesi biliyordu ne dedi bir akrabası. Bütün işlerini herkesten gizli bir şekilde yürütür, hiç kimsenin de haberi olmazdı.

Adamlar genci uyandırmak için üzerine soğuk su döktüler. Genç uyanınca bir de baktı ki sandalyeye bağlı bir şekildeydi ve etrafında da tanımadığı kişiler vardı.

Ah İnsanlık ah! Ne kadar gaddarsın böyle.  Bütün dünya benimmiş gibi davranıyorsun, ama öyle değil. Tarih boyunca nice insanlar gelip geçti hiçbiri bu dünyada kalıcı olmadı. Hepsi de göçüp gitti bu dünyadan. Sen yine her şey benimmiş gibi davranıyorsun. Dünyada iyilik yapmak varken neden kötülük yapmaya meylediyoruz. Ey insan! Kötülük yapmakla kendini güçlü mü zannediyorsun Hayır, asla değilsin. Aslında kendine kötülük yapıyorsun ama bunun farkında değilsin. Hepimiz bu dünyada misafiriz, misafir ev sahibine nasıl davranıyorsa, biz de dünyaya öyle davranmalıyız. Dünyaya kötülük yayıldıkça, sorunlar da çoğalıyor. Bunun tam tersi iyilik yayıldığında ise bütün sorunlar otomatikman ortadan kalkıyor.

Tanımadığı kişileri gören genç:

‘Siz de kimsiniz? Beni niye buraya getirdiniz?’ dedi diklenerek. Onun diklenmesi adamlardan birini sinirlendirmişti. Bu yüzden de kendini tutamayarak yumruk attı gence. Genç yediği yumruğun etkisiyle bağlı bulunduğu sandalye ile beraber yere düştü. O yere düşünce, Tahir Bey adamlarına dönerek:

‘Kaldırın şunu yerden. Bakalım yine diklenecek kadar ayakta kalacak mı?’ dedi sinirle.

Adamları, aldıkları emir üzerine genci düştüğü yerden kaldırdılar. Ardından Tahir Bey’e doğru çevirdiler. Genç ile karşı karşıya gelen Tahir Bey ona:

“Sen kim oluyorsun da bize diklenerek hesap soruyorsun’ dedi sinirle. Ardından oda bir yumruk attı gence. Bunun üzerine genç, aldığı yumruk darbesiyle iki dişi kırılmış yere fırlamıştı. Gencin dişi kırılmasına rağmen, ne bir bağırma ne de yalvarma gibi sesler duyuluyordu. Bu durum Tahir Bey’i iyice çileden çıkarmıştı. Bundan dolayı da burnundan soluyordu.

*****

Hatice, hemşireyi görünce hiddetle ayağa kalktı. Ardından hemşireye ‘Hacer, sen ha! Yıllar Sonra Nihayet karşılaştık seninle” dedi, sinirli bir şekilde.

“Hatice abla ne olur dinle beni. Neden kaçtığımı anlatmaya çalıştıkça telefonu yüzüme kapattın. O yüzden de bir daha aramadım sizi” dedi, Hacer hemşire. Bu sözleri derken ellerini yalvarırcasına hareket ettiriyordu.

‘Ne dinleyeceğim Seni’ dedi, Hatice sert bir ifadeyle ‘Senin yüzünden abim, bizi terk etti. Bu yüzden annem ve babam üzüntüden hastalandı. Çok geçmeden de vefat ettiler. İşte bundan dolayı da seni hiçbir zaman affetmedim’ dedi Hatice, bunu derken öyle sinirliydi ki dişleri birbirine vuruyordu.

‘Abla, beni bir dinlesen hak vereceksin, ama dinlemiyorsun ki’ dedi Hacer hemşire sitemli bir şekilde.

Onlar tartışırken Mustafa, daha fazla dayanamayarak:

‘Niçin tartışıyorsunuz?’ diye bağırdı. Onların tartışmalarını engelleyebilmek için.

Hatice, Mustafa’nın sesini duyunca bir an duraksadı. Sesin, diğer odalardan gelme ihtimali de vardı. Bu yüzden sağa sola bakındı. Sesin diğer odalardan gelmediğini anlayınca Mustafa’ya döndü ve ona şaşkın bir şekilde bakındı.

‘Hatice abla ne oluyor. Çocuğa karşı niye şaşkın bir şekilde bakıyorsun’ dedi Hacer hemşire merak içerisinde.

Bu soru üzerine Hatice, büyük bir neşe ile ona:

‘Hacer biliyor musun yatakta yatan şu çocuk yetimhaneye bırakıldığından beri konuşamıyordu’

Onun sözleri üzerine Hacer hemşire:

‘Yani şimdi’ dedi sözünü tamamlayamadan yutkundu. Ardından ona, ‘İyi de hastaneye geldiğinde konuşuyordu zaten’ dedi merak içerisinde.

‘Evet’ dedi Hatice ‘Bu yaşına kadar onun konuştuğunu ve güldüğünü görmedim. Bu yüzden doktora bile götürdüm, fakat onlar da bir çare bulamadılar’ dedi hüzünlü bir şekilde.

‘Tamam, da’ dedi Hacer hemşire ‘Benim yanımda çok rahat konuşuyor, senin ve yetimhanede konuşmak istememesinin sebebi neydi?’

‘Bende bunu bilemiyorum’ dedi Hatice ‘Bunu ancak Mustafa’ya sorarak öğrenebiliriz’

Yazan – Murat CANPOLAT

HİKAYENİN BÜTÜN BÖLÜMLERİ 

1 2 3 4 5 6 7 8 9

Hikaye, Büyükler için Hikaye, Aşk hikayeleri, Romantik aşk hikayeleri, Anlamlı hikayeler, Kısa hikayeler, hikaye okuma,Yetim,

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu