Dehşet ÖyküleriGenesisKorku HikayeleriSizden Gelenler

GENESİS’İN MUHTEŞEM KORKU HİKAYELERİ “TOTEM”+18

Kısa sürede kurguladığım planı uygulamak için öncelikle ondan kaçmam gerekiyordu. Ben pencereye doğru koşmaya başlayınca Alfa da hızla peşinden koştu. Pencereye birkaç metre yaklaştığımda durup bekledim ve o, pençelerini üzerime indirmek için sıçramaya hazırlandığı esnada son sürat ona doğru koştum. Alfa kaçan ya da olduğu yerde duran bir hedefi avlamak için harekete geçip atak yapmıştı; fakat şimdi karşısında, saldırmak için kendisine doğru hızla koşan bir rakip bulmuştu ve bu ani değişiklik onun kısa süreliğine afallamasına neden olmuştu. Alfa’nın ön pençeleri havaya kalktığı ve gövdesinin ön kısmı havalanmaya başladığı anda eğilerek tırnaklarımı boynuna geçirdim ve boğazını ısırdım. Bir kayış kadar sert ve kalın derisini dişlerimin arasında var gücümle çiğnerken ağzıma oluk oluk akan pis kanı çenemden aşağı süzüldü. Alfa gök gürültüsünü andıran bir böğürtüyle ellerinin üzerine düştüğünde ben de onun altında sırt üstü yere düştüm ve kaçmak için dönüp doğrulmaya çalıştığımda ellerim ve ayaklarım sıcak kanın kayganlaştırdığı zemin üzerinde boşa çabaladı. Olduğum yere yüz üstü düştükten sonra sırtımın, Alfa’nın çelik gibi pençeleriyle lime lime edildiğini ve keskin dişlerinin kaburgalarımı çatlattığını hissettim. Zeminde biriken kan göletinin içinde boğulacakken başımı yukarı kaldırdım ve tam karşımdaki kırık pencereden yüzüme esen havadan derin bir nefes aldım. Sonra ben ileri doğru sürünmeye çalışırken Alfa çenesiyle sol ayak bileğimden kavrayarak beni geriye doğru savurup metrelerce fırlattı ve üzerine düştüğüm sehpa kırılarak parçalara ayrıldı. Alfa bana doğru emin ve sabırlı adımlarla yürürken “Benden kolay kurtulamayacaksın, ölümün uzun ve acı verici olacak. Öyle ki seni hemen öldürmem için bana yalvaracaksın.” dedi ve başımda bir cellat gibi dikildi.

***
Alfa oldukça sakin görünüyordu ve bu da benim için bir dezavantajdı. Hata yapabilmesi için kendisini anlık heyecanlara ve öfke nöbetlerine kaptırması gerekiyordu. İşte bu yüzden doğruldum ve emekleyerek Alfa’nın çevresinden dolandıktan sonra, daha önce onun idrarını bıraktığı yer olan kanepenin dibine gittim ve onun yapmış olduğu şeyin aynısını yaptım. Tüm sürünün gözleri önünde sergilediğim bu davranıştan daha aşağılayıcı bir davranış olamazdı Alfa için. Beni izleyen gözlerinde bir anlığına nefret kıvılcımları yanıp sönen Alfa hırlayarak bana doğru koşmaya başlayınca ben de kırık pencereye doğru koştum ve pencerenin önündeki kan göletine ulaştığımda koşmayı aniden kestim. Kan birikintisi üzerinde döne döne kayarak pencerenin önünde son anda durdum; fakat son sürat koşarak beni takip eden ve vücut ağırlığı neredeyse benim iki katım olan Alfa’nın bu kan birikintisi üzerinde benim kadar kolay durması beklenemezdi. Alfa da kan göletinin üzerinde istemsiz olarak kaydı ve tam bana çarpacakken kendimi yana atarak ondan kurtuldum. Alfa duramayacağını anlayınca tırnaklarını zemine geçirdi; fakat o kadar ivme kazanmıştı ki bu bile ona fayda etmedi ve az sonra koca gövdesi, zemine kadar inen kırık pencere camının halen ayakta duran kısmına çarparak, dağılan cam parçalarıyla birlikte yirmi birinci kattan aşağı düştü. Bir süre sonra, sürü bana doğru yaklaşmaya ve etrafımda oluşan çemberi daraltmaya başladı. Onlar yaklaştıkça geriledim, geriledim, ta ki geriye tek bir adım dahi atacak zemin kalmayana kadar… Artık pencerenin ucundaydım ve binanın dışında esen rüzgar, görünmeyen habis bir el gibi omuzlarımı sarsıp dengemi bozmaya çalışıyordu. Yolun sonuna geldiğimi düşündüğüm anda sürü hep bir ağızdan ulur gibi “Yüce efendimiz, kutsal yol göstericimiz…” diyerek yere eğilip kalkmaya başladı ve az sonra Nurşen aralarından sıyrılıp yanıma gelerek başını omzuma dayadı ve gidip gelip vücuduma süründü. Sesimi, çevremizde toplanmış olan kalabalığa duyurabilmek için adeta kükremek zorunda kaldım ve “Ben sizin lideriniz değilim, gidin ve kendinize başka bir lider bulun.” dedim.

Sürü yine hep bir ağızdan bu defa “Sen artık sürümüzün koruyucu ruhusun. Liderimizsin, totem bunu gerektirir.” diyerek karşılık verdi.

“Totem mi?” diye çıkıştım, sinirlerime hakim olmaya çalışırken, “Sizin sapkın inançlarınızın umurumda olduğunu da nereden çıkarıyorsunuz. Aslında şu anda sizinle konuşabiliyor olmama bile şaşırıyorum; çünkü sizler birer hayvansınız.”

Bu sözlerimin üzerine, ihtiyar ama ilerlemiş yaşına rağmen oldukça adeleli bir vücuda sahip bir adam yere vurduğu yumruklarıyla bedenini ileri çeke çeke sürünün içinden çıkıp karşıma dikildi ve “Doğru söylüyorsunuz efendim. Evet bizler hayvanız; ama siz de öylesiniz.” dedi. Adam daha sonra kırık pencereden görünen karanlık gökyüzüne doğru çenesiyle işaret etti ve “Bakın efendimiz, atalarımızın kutsal ışıkları bize nasıl da göz kırpıyor. Bu kutsal totem gecesinde sizin bizim liderimiz olmanız ne de büyük bir şeref.” diyerek sözlerine devam etti.

“Hayır ihtiyar! Ben ne sizin liderinizim, ne de sizin gibi bir hayvanım. Şu ana kadar sergilediğim insanlık dışı davranışlar sadece sizi aldatmak içindi. Şu anda dört ayak üzerinde duruyorsam bu sırf sizden biri olduğumu sanmanız içindi; ama şimdi liderinizi alt ettim ve inançlarınıza göre bu durumda bana zarar veremeyeceğiniz için artık rol yapmama gerek kalmadı.” dedim ve dizlerimin üzerinde doğrularak ayağa kalktım; fakat bu, Alfa’nın kırmış olduğu kaburgalarımda gerilim yarattığı için oldukça zor ve acı verici oldu. Yürümek için ilk adımımı attığım esnada, uyuşmuş bacaklarımla dengemi sağlayamayarak ellerimin ve dizlerimin üzerine düştüm.

Adam “Efendimiz, eğer insansanız neden insan gibi yürüyemiyorsunuz peki? “ dedi.

“Çünkü,” dedim, “çünkü sizden korktuğum için bir süredir dört ayak üzerinde yürümek zorunda kaldım ve bu da kan akışını yavaşlatarak dizlerimi uyuşturdu. İşte bakın, bakın da iki ayak üzerinde nasıl yürüdüğümü görün.”

Tekrar dizlerimin üzerinde acıyla doğruldum, fakat yürümek için ileri doğru bir adım attığımda bu defa da yere yüz üstü düştüm.

O anda yanımda duran Nurşen çenesiyle boynuma destek olarak beni tekrar ellerimin ve dizlerimin üzerine kaldırdı ve “Bilinçaltı Yusuf, bilinçaltı… Bilinçaltı absürt olarak karşılanabilecek birtakım davranışlarını sana makul gösterebilmek için mazeretler uydurur. Yoksa unuttun mu?” dedi.

GENESİS

Önceki sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

14 Yorum

  1. Yorumun altında cevapla butonu çıkmadı. Buradan yazıyorum. Daha yeni okumaya başladım 3. Sayfaya kdr gelebildim Açlık Çekenlere başladım, muazzam hatalarıyla birlikte acayip güzel bir hikaye olmuş. Sırayla ilerliyorum beğendiklerime hatrı sayılır yorum da yazınca yavaş ilerliyor. Arayı kapatayım ilk fırsatta bilim kurgu hikayenide kesinlikle okuyacağım. En mantıklısını yapmışsın, farklı tarzda hikaye yazman farkında olmadan diğer tarafa da katkı sağlayacaktır. Hep örnek verdiğim korkunun üstadı st. King de aynı numarayı yapar tüm hikayeleri korku değildir. Tıkandığı zaman nadasa bırakıp daha başarılı geri döner.

  2. Bravo. Herzamanki gibi muhteşemdi.
    Yazım dili akıcı hikaye örgüsü özgün. Herzaman söylediğim gibi senin hikayelerinin filmi yapılmalı. Bir çırpıda okunuyor çünkü tasvirleri dozunda bırakıyorsun gerilimi düşürmeyerek okuyucuyu kaybetmiyorsun. Sadece sonundaki şu konuşma mevzusu fazla üstü kapalı olmuş. Hikayenin başında sadece hırlıyorlar demiştin yani aslında kahramanlarımız değişim geçirdiği için o hırlamaları algılıyorlar? Birde yaşlı adam ileri çıkıp konuştuktan sonra Yusuf cama baktığında yansımasını görüp durumdan şüphelenmesini beklerdim. O kısım amaçsız geldi.
    Son olarak Yusuf karakterini sevmedim. Fazla entrikacı. Hasan da aynı şekilde. En masum nurşendi. Keşke 2 adam da ölüp Nurşen alfa olsaydı. İlla erkekler mi alfa olmalı? Cinsiyetçi davranılmış gibi hissettim. Bu tip filmlerde genelde kötüler kaybeder.

    1. Yorumun için teşekkür ederim Night. Hikayede bazı üstü kapalı anlatımlar yapmayı tercih ettim. İnsanların günlük hayatta farkında olmadan sergiledikleri, insan olma onuruna yakışmayacak davranışlarını, düşmanlıklarını ve kıskançlıklarını temel alarak bu hikayeyi yazdığım için ortaya böyle karakterler ve böyle bir hikaye çıktı. Kusuruma bakma, sinema ve edebiyat kültürün ve ayrıntıları gözden kaçırmayışın bana çok tanıdık geldi ama Night nickini hatırlıyamadım. Acaba daha önce başka bir nick mi kullanıyordun?

      1. Tebrikler çok iyi yakaladın. Genesis tahmin eder diye düşünmüştüm. Bizim ufaklığın ismini nick olarak kullanıyorum. Sağlıksal sorunlar nedeniyle birsüredir uzak kalmıştım fırsat buldukça hikayeleri okuyup arayı kapatmaya çalışıyorum.

        1. Sen olduğunu tahmin etmiştim zaten :) Bu arada çok geçmiş olsun. Sen yokken ben de pek fazla hikaye yazmadım. Yazmak içimden gelmedi daha doğrusu. Geri dönmene çok sevindim

          1. Yazarlik tikanmasi mi. Sana da gecmis olsun diyelim oyleyse. Beni bir kardesin olarak kabul ettigini umarak ve haddim olmayarak, belki tarzini degistirmelisin diyecegim korku yerine bilim kurgu, fantastik fln gibi. Ilk etapta aliskanlik disi oldugu icin urkutucu gelebilir ama uzun vadede ise yarayabilir.

          2. Night sen yokken üç hikaye yazdım. Okudun mu bilmiyorum ama bunlardan biri olan “Derin Kırmızı Göz” bir bilim kurgu zaten. Bu ayni zamanda yazdığım en uzun hikaye oldu galiba

  3. Hikayesini okuduğumda gerçekten mutlu olduğum kişiler densin. Seni tekrar tebrik etmek istiyorum. Ama bu arada bu sitedeki birçok yazarın hikayesini de beğendiğimi söylemek isterim, yoksa diğer kişilerin hikayelerini beğenmediğimi falan kastetmiyorum. Fakat nedense senin yazılarını okuyunca ayrıca bir yorum yazmak istiyorum.
    Birde yanlış anlamazsan kardeşim bu hikayende çok güzel ama önceki yazılarında ki havayı yakalayamadım. Belki benim şu andaki bulunduğum ruh halimden olabilir. Herkese tekrar teşekkürler.
    Kimse alınmasın derken yine uzun bir yorum oldu :))

    1. Yorumun için teşekkür ederim Zenhar kardeşim. Bu hikayede hayal gücümde ya da anlatım dilimde bazı noktalarda yetersiz kalmış olmalıyım büyük ihtimalle. Bunu fark etmemi sağladığın için çok sağ ol. Değindiğin bu konuyu dikkate alıp ileride daha iyi yazılar yazmaya çalışacağım.

  4. Teşekkür ederim Gökhan kardeşim. Ben de senin hikayelerini beğeniyle okuyorum. Yorumun beni çok mutlu etti

  5. Hikayeyi yeni fark ettim. Kardeşim eline sağlık yine çok güzel yazmışın. Uzun zamandır hikayelerini okuyorum. Uzun hikaye yazmak bir risktir. Çünkü uzun bir hikaye yazarken okuyucuyu sürekli tetikte bırakmalısın. Sürekli ilerlemeye teşvik etmelisin ve sen bunu çok iyi başarıyorsun. Gerek betimlemeler gerek olay kurgusu gayet güzeldi. Kurt adamları mı demeliyim bilmiyorum ama bu konuya daha farklı bir gözle bakarak yazman bizimde hayal ufkumuzu genişletti. Tekrardan fazlasıyla beğendiğimi söylemek isterim. İnşallah yakın zamanda senden bir roman bekliyoruz. Eğer çıkarırsan buradaki herkesin beklediğini bildirmek isterim :))

  6. Teşekkür ederim yorumlarınız için. Yazım yanlışları dokunmatik klavye kaynaklı. Aslında bu tür şeylere dikkat ediyorum ama bazen gözümden kaçabiliyor. Kusuruma bakmayın

  7. her hikayen birbirinden güzel diyecek bir söz yok bir kaç tane yazim yanlışı harici eksik bi şey yok o kadarı da normal hikayenin her bölümü sürükleyici başarılarının devamını diliyorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu