Dehşet ÖyküleriGenesisKorku HikayeleriSizden Gelenler

GENESİS’İN MUHTEŞEM KORKU HİKAYELERİ “TOTEM”+18

“Her ne kadar tüyler ürpertici bir fikirmiş gibi görünse de sanırım şu an için akla en yatkın olanı bu.” dedi Hasan, Nurşen’in gözlerine ikna edici bir bakış atarak; Nurşen ise “Siz gerçekten çıldırmışsınız, ben asla böyle bir şey yapmayacağım.” diyerek ona karşılık verdi.

“Her neyse, o an geldiğinde bu sözlerini hatırlamayacaksın bile.” dedim, “O an korunma içgüdülerimiz bize bu silahı kullandıracaktır. Tabancada on iki fişek var, emniyeti açık ve mekanizması kurulu. Ateş etmek için hedefe doğrultup tetiği çekmek yeterli.”

Bir süre herkesin bakışları silaha takıldı, belli ki her ikisi de kendisini tehlikede hissettiğinde silaha ilk uzanan kişi olmayı istiyordu. Nurşen’in silahı kullanmayacağını her fırsatta kesin bir dille ifade etmesi ise aslında bilinçaltında bunu ne kadar çok istediğine işaret ediyordu.

***
Tepemizde yanan avizeye doğru başını hafifçe kaldıran Hasan, bir elini kısılan gözlerine siper ettikten sonra oturduğu yerden aceleyle kalktı ve avizenin ışığını söndürüp karanlığın ortasında tıpkı bir karabasan gibi bir süre öylece kaldı. Sırtı bize dönüktü ve pencerelerden içeriye süzülen şehir ışıklarının loşluğunda görebildiğim kadarıyla titriyor ya da sarsılıyor gibiydi. Az sonra ıkınıyormuş gibi belli belirsiz tuhaf sesler çıkarmaya başladığında, Nurşen ondaki garipliği fark edip başını ona doğru çevirdi ve fısıltıyla karışık titrek bir sesle “ Ne oluyor, ona ne oluyor Yusuf?” dedi.

Nurşen’in sesinin dokusundaki korku bir an içimi ürpertiyle doldurdu ve sorduğu bu soruya o an için verebilecek bir cevabım yoktu. Hasan’ın karanlık silüeti elleri ve dizleri üzerine çöküp emeklemeye başlayınca, Nurşen ağzından kurtulmak üzere olan isterik bir çığlığı eliyle boğdu ve dönüp sehpanın üzerindeki silaha uzandı. Nurşen’in titreyen ellerinin sımsıkı kavradığı silahın namlusu şimdi yerde emekleyerek odanın içinde gezinen ve kendi çevresinde turlar atan Hasan’ı gösteriyordu. Nurşen ateş etmek için uygun zamanı kollarken, Hasan salonun sağ köşesinde duran çalışma masasına doğru emekledi ve ellerini masanın üzerine kaldırıp masanın üzerindeki abajuru yakınca kavuniçi renkli zayıf ışık, yüzündeki tekinsiz ifadeyi aydınlattı. Hasan tekrar ellerini yere koydu ve odanın içinde birkaç defa daha tur attıktan sonra bize doğru yöneldi.

“Yaklaşıyor! Ne yapayım, ateş edeyim mi? diye fısıldadı Nurşen, “Sanırım başına nişan almalıyım, öyle değil mi?”

“Silah şu anda senin elinde ve ne yapacağının kararını tek başına vermelisin, çünkü az sonra ben de o hayvanlardan birine dönüşebilirim.” diye yanıt verdim.

“Tamam, onu vuracağım.” dedi Nurşen ve az öncekine göre daha yüksek bir sesle “Üzgünüm Hasan.” diye ekledi.

Bunu duyan Hasan “Ne için hayatım?” dedi hala yerlere bakınırken. Bu esnada Nurşen elindeki silahı gizlice tekrar sehpanın üzerine koydu. Hasan ayağa kalktı ve gelip yine Nurşen’in yanına oturdu.

“Neden ışıkları söndürdün?” diye sorduğumda, Hasan “Böylesi daha iyi. O hayvanlar buraya tekrar gelirlerse burada olduğumuzu anlamazlar, fena mı?” dedi.

“Gayet mantıklı gibi görünüyor.” diye karşılık verdim, “Fakat ışıkları söndürmenin asıl nedeni ışığın gözlerini rahatsız etmesi olabilir mi?”

“Hiç de bile…” diye çıkıştı Hasan kaşlarını çatarak, “Ne yapamaya çalıştığını biliyorum Yusuf. Amacın Nurşen’i benim değişim geçirmeye başladığıma inandırmak ve bu sayede beni ona vurdurtmak. Az önce Nurşen’in bana silah doğrulttuğunu görmediğimi mi sanıyorsun?”

“Özür dilerim hayatım.” diyerek araya girdi Nurşen, “Çok korkmuştum, bir an senin onlardan birine dönüşmeye başladığını düşündüm.”

Hasan Nurşen’in sözlerini pek umursuyormuş gibi görünmüyordu, dikkatini tamamen benim üzerime yoğunlaştırmış gibiydi. “Demek beni diskalifiye etmeye çalışıyordun.” diyerek benimle uğraşmaya devam etti ve “Beni öldürtüp Nurşen’le birlikte olacaktın öyle değil mi? Benim, sandığın kadar aptal birisi olduğumu mu sandın?” diyerek sözlerine devam etti.

“Dönüşmeye başladın Hasan, bunu görmüyor musun?” diyerek karşılık verdim, “Diyelim ki ışıkları gözlerini rahatsız ettiği için değil de dışarıdaki hayvanlara karşı bir tedbir olarak kapattın; peki o zaman bize az önce odanın içinde neden emekleyerek dolaştığını söyler misin? O halinle onlardan hiçbir farkın yoktu.”

Hasan iğrenç bir kahkaha attı ve “Kilitlediğim dış kapının anahtarını yere düşürmüştüm ve onu arıyordum; beni bunun için öldürmek istediğinize inanamıyorum. Hayır! Benden buna inanmamı beklemeyin. İnandığım şeyi size söyleyeyim mi? Siz ikiniz birbirinize aşıksınız ve beni böyle saçma sapan bir bahaneyle öldürüp ortadan kaldırmayı planlıyorsunuz. Ne de olsa insanların birbirini katlettiği böyle bir gecede küçük bir cinayeti kimse irdelemez öyle değil mi?” dedi.

“Sen neler saçmalıyorsun?” diye çıkıştı Nurşen hiddetle ayağa kalkarak.

“Bunu görebiliyorum.” diye karşılık verdi Hasan, “Gözleriniz sizi ele veriyor, birbirinize tutkuyla bakıyorsunuz. O bakışlar sıradan arkadaşların birbirlerine yönelttiği bakışlar değil; sinsi, fırsat kollayan, şehvet dolu bakışlar…”

“Bir şey sorabilir miyim Hasan?” dedim oturduğum yerden kalkarak, “Şu bahsettiğin anahtarı bulabildin mi peki?”

“Evet, neyse ki buldum.” diye cevap verdi.

“Haydi o zaman, bize onu göstersene.” dedim.

Hasan elini pantolonunun cebine götürünce yüz ifadesi birden değişti ve telaşla diğer ceplerini yokladı. “Ama nasıl olur? İkinci defa düşürmüş olmalıyım.” dedi tekrar dizleri ve elleri üzerine çökerken.

“Sen çıldırmışsın!” dedi Nurşen, cebinden çıkardığı bir anahtar destesini havada sallayıp şıkırdatarak, “Kapıyı ben kilitlemiştim ve anahtar hep bendeydi.”

Hasan olduğu yerde başını nerdeyse yüz seksen derece çevirerek Nurşen’e baktı ve gözleri dehşetle büyüyerek “Nerede buldun onu?” dedi.

Nurşen ani bir hareketle sehpanın üzerindeki silaha uzanıp onu Hasan’a doğrulttu ve “Bu anahtar hiç bir zaman sende olmadı.” dedi.

Önceki sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11Sonraki sayfa

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

14 Yorum

  1. Yorumun altında cevapla butonu çıkmadı. Buradan yazıyorum. Daha yeni okumaya başladım 3. Sayfaya kdr gelebildim Açlık Çekenlere başladım, muazzam hatalarıyla birlikte acayip güzel bir hikaye olmuş. Sırayla ilerliyorum beğendiklerime hatrı sayılır yorum da yazınca yavaş ilerliyor. Arayı kapatayım ilk fırsatta bilim kurgu hikayenide kesinlikle okuyacağım. En mantıklısını yapmışsın, farklı tarzda hikaye yazman farkında olmadan diğer tarafa da katkı sağlayacaktır. Hep örnek verdiğim korkunun üstadı st. King de aynı numarayı yapar tüm hikayeleri korku değildir. Tıkandığı zaman nadasa bırakıp daha başarılı geri döner.

  2. Bravo. Herzamanki gibi muhteşemdi.
    Yazım dili akıcı hikaye örgüsü özgün. Herzaman söylediğim gibi senin hikayelerinin filmi yapılmalı. Bir çırpıda okunuyor çünkü tasvirleri dozunda bırakıyorsun gerilimi düşürmeyerek okuyucuyu kaybetmiyorsun. Sadece sonundaki şu konuşma mevzusu fazla üstü kapalı olmuş. Hikayenin başında sadece hırlıyorlar demiştin yani aslında kahramanlarımız değişim geçirdiği için o hırlamaları algılıyorlar? Birde yaşlı adam ileri çıkıp konuştuktan sonra Yusuf cama baktığında yansımasını görüp durumdan şüphelenmesini beklerdim. O kısım amaçsız geldi.
    Son olarak Yusuf karakterini sevmedim. Fazla entrikacı. Hasan da aynı şekilde. En masum nurşendi. Keşke 2 adam da ölüp Nurşen alfa olsaydı. İlla erkekler mi alfa olmalı? Cinsiyetçi davranılmış gibi hissettim. Bu tip filmlerde genelde kötüler kaybeder.

    1. Yorumun için teşekkür ederim Night. Hikayede bazı üstü kapalı anlatımlar yapmayı tercih ettim. İnsanların günlük hayatta farkında olmadan sergiledikleri, insan olma onuruna yakışmayacak davranışlarını, düşmanlıklarını ve kıskançlıklarını temel alarak bu hikayeyi yazdığım için ortaya böyle karakterler ve böyle bir hikaye çıktı. Kusuruma bakma, sinema ve edebiyat kültürün ve ayrıntıları gözden kaçırmayışın bana çok tanıdık geldi ama Night nickini hatırlıyamadım. Acaba daha önce başka bir nick mi kullanıyordun?

      1. Tebrikler çok iyi yakaladın. Genesis tahmin eder diye düşünmüştüm. Bizim ufaklığın ismini nick olarak kullanıyorum. Sağlıksal sorunlar nedeniyle birsüredir uzak kalmıştım fırsat buldukça hikayeleri okuyup arayı kapatmaya çalışıyorum.

        1. Sen olduğunu tahmin etmiştim zaten :) Bu arada çok geçmiş olsun. Sen yokken ben de pek fazla hikaye yazmadım. Yazmak içimden gelmedi daha doğrusu. Geri dönmene çok sevindim

          1. Yazarlik tikanmasi mi. Sana da gecmis olsun diyelim oyleyse. Beni bir kardesin olarak kabul ettigini umarak ve haddim olmayarak, belki tarzini degistirmelisin diyecegim korku yerine bilim kurgu, fantastik fln gibi. Ilk etapta aliskanlik disi oldugu icin urkutucu gelebilir ama uzun vadede ise yarayabilir.

          2. Night sen yokken üç hikaye yazdım. Okudun mu bilmiyorum ama bunlardan biri olan “Derin Kırmızı Göz” bir bilim kurgu zaten. Bu ayni zamanda yazdığım en uzun hikaye oldu galiba

  3. Hikayesini okuduğumda gerçekten mutlu olduğum kişiler densin. Seni tekrar tebrik etmek istiyorum. Ama bu arada bu sitedeki birçok yazarın hikayesini de beğendiğimi söylemek isterim, yoksa diğer kişilerin hikayelerini beğenmediğimi falan kastetmiyorum. Fakat nedense senin yazılarını okuyunca ayrıca bir yorum yazmak istiyorum.
    Birde yanlış anlamazsan kardeşim bu hikayende çok güzel ama önceki yazılarında ki havayı yakalayamadım. Belki benim şu andaki bulunduğum ruh halimden olabilir. Herkese tekrar teşekkürler.
    Kimse alınmasın derken yine uzun bir yorum oldu :))

    1. Yorumun için teşekkür ederim Zenhar kardeşim. Bu hikayede hayal gücümde ya da anlatım dilimde bazı noktalarda yetersiz kalmış olmalıyım büyük ihtimalle. Bunu fark etmemi sağladığın için çok sağ ol. Değindiğin bu konuyu dikkate alıp ileride daha iyi yazılar yazmaya çalışacağım.

  4. Teşekkür ederim Gökhan kardeşim. Ben de senin hikayelerini beğeniyle okuyorum. Yorumun beni çok mutlu etti

  5. Hikayeyi yeni fark ettim. Kardeşim eline sağlık yine çok güzel yazmışın. Uzun zamandır hikayelerini okuyorum. Uzun hikaye yazmak bir risktir. Çünkü uzun bir hikaye yazarken okuyucuyu sürekli tetikte bırakmalısın. Sürekli ilerlemeye teşvik etmelisin ve sen bunu çok iyi başarıyorsun. Gerek betimlemeler gerek olay kurgusu gayet güzeldi. Kurt adamları mı demeliyim bilmiyorum ama bu konuya daha farklı bir gözle bakarak yazman bizimde hayal ufkumuzu genişletti. Tekrardan fazlasıyla beğendiğimi söylemek isterim. İnşallah yakın zamanda senden bir roman bekliyoruz. Eğer çıkarırsan buradaki herkesin beklediğini bildirmek isterim :))

  6. Teşekkür ederim yorumlarınız için. Yazım yanlışları dokunmatik klavye kaynaklı. Aslında bu tür şeylere dikkat ediyorum ama bazen gözümden kaçabiliyor. Kusuruma bakmayın

  7. her hikayen birbirinden güzel diyecek bir söz yok bir kaç tane yazim yanlışı harici eksik bi şey yok o kadarı da normal hikayenin her bölümü sürükleyici başarılarının devamını diliyorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu