Korku HikayeleriMurat Canpolat

Korku Hikayesi; “Cin Tahtasi” 2. Bölüm

Korku Hikayesi

Korku Hikayesi; “Cin Tahtasi” 2. Bölüm

Asıl kâbuslu günlerimiz arkadaşımızın o sözlerinden sonra başladı. O günden sonra ben dâhil Mehmet ve Suat ne yediklerimizden ne de uykularımızdan lezzet alabiliyorduk.

Yemek yerken yediklerimizden sürekli kurt çıkıyordu. Geceleri rüyalarımızda en sevdiğimiz insanlar suretin de görünüyor bizi farklı farklı yerlere götürüyorlardı. Uyandığımızda ise kendimizi o yerler de buluyorduk.

O varlık rüyalarında sürekli bizi öldüreceğini söylüyordu. Hatta mezarlarımızı bile gösteriyordu.

Bu musallat cin çağırma yüzünden mi başımıza gelmişti. Yoksa başka bir şeyden mi. Kafamızda ki bu soruların cevabını bir türlü çözemiyorduk. Bu yüzden de neredeyse aklımızı yitirmek üzereydik.

Bizimle beraber ailelerimiz de perişan olmuştu. Özellikle benim annem ağlamaktan neredeyse gözleri kör olacaktı.

Dededen kalma mal varlığımız vardı. Bununla gül gibi geçinip gidiyorduk. Ama bu olaylardan sona mal mülk gözümüzde hiç olmuştu. Öyle bir hale gelmiştik ki bu olaylardan kurtulmak için bütün servetimizi vermeye razıydık.

Araştırmalarımız sonucunda bir medyum bulmuştuk, ama o da çok para istiyordu. Biz de mecburen kabul ettik.

Neyse sözü fazla uzatmadan medyuma gidişimizi anlatayım. Medyuma gittikten sonra medyum gözlerimizin içine öyle baktı ki sanki bizi yiyecekmiş gibi hissettik.

O medyum gözlerimizin içine baktıktan sonra ailelerimize dönerek:

‘Bu çocuklar da kuvvetli nazar var’ dedi ve elindeki çubukla üzerimize vurmaya başladı. Ardından nefesiyle bize üfürdü. İşlemi bittikten sonra bize ‘Geçmiş olsun, kurtuldunuz’ dedi ve istenilen parayı aldıktan sonra bir de üçümüze muska yazdı ve ne olursa olsun çıkarmamızı söyledi. Ardından bizi yolcu etti.

Biz oradan kurtulmanın verdiği sevinçle evlerimize dönerken, asıl belanın içine düştüğümüzün farkında değildik.

Eve gittikten sonra yemeklerimizi yedik ve çok yorgun olduğumuz için yatıp uyuduk.  Aradan yarım saat geçmiş veya geçmemişti ki üzerimde büyük bir ağırlık varmış gibi hissederek uyandım. Hay uyanmaz olaydım. O varlık korkutucu haliyle üzerimdeydi ve boğazıma yapışmış beni boğmaya çalışıyordu.

Nefes almakta zorlamıyordum ve gözlerim neredeyse yuvalarından çıkacak gibiydi.

O varlığın elinde mi ölecektim. Sonum böyle mi olacaktı. Ah keşke babaannemin bana öğrettiği dualar aklıma gelebilseydi. O zaman onları okur o varlıktan kurtulurdum.

Bunları düşünürken odamın kapısı açıldı ve annem içeriğe girdi. Onun odama girmesiyle beraber o varlık ortadan kayboldu.

Benim kan ter içinde kaldığımı gören annem bana:

‘Oğlum ne oldu? Neden öyle bağırıyorsun? Hem söyle bana neden kan ter içinde kaldın. Yoksa…’ deyince anneme korku içerisinde bakarak.

‘Evet anne, tam tahmin ettiğin gibi. Yine o korkunç varlık. Bu sefer beni boğmaya çalışıyordu’ dedim.

O gece annem sabaha kadar başımda bekledi. Sabah olunca komşumuzun bize tarif ettiği hocanın yanına gittik.

Hocanın evi tek katlı müstakil bir evdi. Bizi kızı olduğunu tahmin ettiğimiz küçük bir kız açtı. İçerisi ana baba günüydü. Tedavi olmak için sıra bekleyen o kadar çok insan vardı ki iğne atsan yere düşmeyecek gibiydi sanki.

Ben tedirginlik içerisinde beklerken hocanın kızı yanıma geldi ve garip bir şekilde yüzüme baktı. Ardından öyle bir bağırdı ki sanki yer gök inledi.

Ben daha ne olduğunu anlayamadan o kız gözlerimin içine bakarak:

‘Çabuk kaybol buradan. Senin buraya girme iznin yok’ dedi ve yüzüme tokat attı.

Onun öyle davranması karşısında öyle mahcup oldum ki yerin dibine girdim sandım. Kızın davranışı karşısında annem kızarak:

‘İstenmediğimiz yerde durmayız’ dedi ve kolumdan tutup beni çekiştirerek dışarıya çıkardı.

Murat Canpolat

Hikayenin 1. Bölümü İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 2. Bölümü İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 3. Bölümü İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin 4. Bölümü İçin TIKLAYINIZ

Hikayenin Son Bölümü İçin TIKLAYINIZ

 

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu