Dini HikayelerMurat Canpolat

Dini Hikaye; “Tevafuklar” 50. Bölüm

Dini Hikaye

“Evlat, bilirsin seni severim, ama sen bu düşünceler içerisinde olursan yanımda barınamazsın. Buradan ayrılsan bile ben devamlı peşinde olurum. Her gittiğin yerde beni ve adamlarımı karşında bulursun. İşlerine çomak sokar, hiçbir işte barındırmam seni. O yüzden kendine çeki düzen ver ve bu düşüncelerden vazgeç” dedi adamlarına bile acımadığını belli ederek.

Sinan Bey’in tehdit edercesine konuşmasından sonra bir müddet sükût etti. Daha sonra ona:

“Peki, efendim siz nasıl isterseniz. Zaten bende buradan ayrılmak istemem. Sizin yanınızda çalışmaktan gurur duyuyorum. O yüzden elimden geleni yapacak ve işime dört elle sarılacağım” dedi Sinan Bey’i ikna edebilmek ve onun ne işler çevirdiğini öğrenebilmek için.

“Aferin evlat, böyle olmaya devam et” dedi Sinan Bey, ardından eliyle işaret ederek gitmesini söyledi.

Kaya, çekilip gidince Çetin gelerek:

“Efendim, şimdi ne yapacağız. Her şey üstümüze geliyor sanki. Galiba sonumuz geldi artık” dedi endişeli bir şekilde.

Sinan, Çetin’in sözlerinden sonra iç geçirerek:

“Haklısın, yolumuz buraya kadarmış, ama henüz daha işimiz bitmedi. Bir takım planlarım var”

“Planlarımız nedir efendim?” dedi Çetin, onun ne planladığını öğrenebilmek için.

“İlk önce Süreyya Hanım’ın avukatıyla ilgili bilgiler elde edeceksin. Daha sonra elimizden kaçan ailemin izini bulup bana haber vereceksin. En sonunda da emirlerimizi dinlemeyip ortadan kaybolan avukatımı bulup buraya getireceksin” dedi Sinan Bey.

“Emirleriniz yerine getirilecektir efendim?” dedi Çetin.

Sinan Bey, Çetinle konuşurken Kaya’da onları dinliyordu. Çetin, aldığı emir üzerine yola çıkınca onu kaçırmamak için bir bahane uydurarak o da izin alarak peşine takıldı.

Çetin, arabasına binip yola çıkınca o da taksiye binerek taksiciye yeşil arabayı gösterip takip etmesini istedi. Taksici bunu duyunca:

“Baş üstüne efendim” dedi ve heyecanla “Hep bunu istemişimdir” dedi ve gaza basarak yeşil arabanın peşine takıldı. Çetin önde onlar arkada birbirlerini bir müddet takip ettikten sonra Çetin takip edildiğini fark edince izini kaybettirmek için arabasını bir sağa sürdü bir sola sürdü. Sonunda takip edilmekten kurtulamayacağını anlayınca geri döndü.

Faruk, Çetin’in geri döndüğünü görünce taksiciye kendisine doğru yolu gösteren Hoca’nın oturduğu eve doğru gitmesini istedi.

Selman Hoca, ikindi namazını kılıp cemaate vaaz verdikten sonra evine doğru gidince kapının önünde bekleyen bir kişi olduğunu gördü. Biraz daha yaklaşınca sevinerek:

“Evlat, nerelerdesin. Uzun süredir ortalıklarda yoktun” deyince Kaya, boynunu bükerek:

“Özür dilerim hocam. İşlerimin yoğunluğundan dolayı gelemedim. Bundan dolayı özür dilerim” dedi mahcup bir şekilde.

“Özür dilemene gerek yok evlat. Anlat bakalım neler yaptın” dedi Selman Hoca:

Kaya, başından geçen bütün olayları anlattıktan sonra Selman Hoca bir an duraksadı. Aklına geçmişte yaşadığı acı tecrübeler geldi. Yaşadığı o acı tecrübeler yeniden karşısındaydı.

Kaya, Selman Hoca’nın sustuğunu görünce:

“Neden susuyorsunuz hocam?”

“Hiiç eski anılarım aklıma geldi de ondan sustum” dedi Selman Hoca iç geçirerek.

“Hocam, sizi bu kadar etkilediğine göre bayağı sizi etkilemiş” dedi Kaya.

“Evet, öyle” dedi Selman Hoca.

“Hocam, anlatmak ister misiniz? Belki bir faydam olur” dedi Kaya, hocasını teselli etmek için.

“Anlatmasına anlatırım, ama anlatacaklarım uzun. Umarım vaktin vardır” dedi Selman Hoca.

“Var hocam, merak etmeyin” dedi Kaya, vaktinin olduğunu, onu dinlemeye hazır olduğunu belirtircesine.

“Anlatacaklarım, senin yanında çalıştığın Sinan’la ilgili” dedi Selman Hoca.

Duydukları karşısında şaşıran Kaya:

“Nee, Sinan Bey’le mi?” dedi merak içerisinde.

“Evet” dedi Selman Hoca:

Kaya, iyice merak ederek:

“Hocam, iyice meraklandım. Şu işi anlatsanız artık?”

“Sevgili çocuğum, bu anlatacaklarım yıllar öncesine dayanmaktadır. Yıllar önce mutlu bir evliliğim vardı. Ama bu evlilikte bir sorun vardı. Zevcem, çok iyi birisi olmasına rağmen gözü hep yükseklerdeydi. Zenginlik, zevk ve sefa arzusu kendisini öyle kaptırmıştı ki, benim nasihatlerimi bile dinlemez olmuştu. Zevcem, Sinan Bey’le karşılaştığında hamileydi ve çocuğumu taşıyordu” dedi Selman Hoca üzüntüyle.

Faruk, Selman Hoca’nın anlattıklarını duyunca kendi kendine “acaba Hülya, Selman Hoca’nın kızı mı?” diye düşündü. Ardından kulağını hocaya vererek dinlemeye devam etti.

Önceki sayfa 1 2 3 4 5 6 7Sonraki sayfa

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu