İyiyim
Tek bir sözcüğe sığdırabiliyorum içimdeki karanlığı, iyiyim. Gerçekten iyiyim ben. Uzağım çünkü iyi’den yana her şeyden. Giremediğim umut kapılarında, giryelerimden uzunca bir yol yaptım. Islanan yanaklarım, müjganlarımın suçu. Kara bulutlar üşüşüyor üstüme. Kimsesiz yağmurların altında durulanıyorum. İstek dışı mırıldanmalara esir düşüyorum. İşgal ediliyor yüreğim. Susuyorum, iç’remdeki sükut şarkılara inat. Yüreğimin dayanacak gücü kalmadı sanırım. İyiyim galiba, sanırım iyiyim, evet çok iyiyim. Uzak mı, yasak mı yollar kestiremiyorum. Gitmek için erken mi geç mi kavrayamıyorum. Yakamdan düşmek bilmeyen gölge’m eşlik ediyor, sonu bilinmezliğe çıkan yollarda. Hiddetli rüzgarlar ile savrulup, yıldızların canını acıtarak üzerlerine basa basa gidiyorum. İyiyim sözcüğü sessizlik ile baş edemiyor. Kimsesizliğin çan’ı tıngırdıyor kulağımda. Heybemde duran gerçekleri savurmak istiyorum, ayna karşısındaki ben’e. Hissettiklerim kadar iyi, anladıklarım kadar kötüyüm işte. Şu bir gerçek; Bir ben kadar iyi, bir ben varım. Vakitsiz dar’a düşen iyiyim’lerimi tel örgü ile sardım. Hepimiz iyiyiz, çünkü iyiyim denilen yalan’ın sermayesiyiz.
İyiyim, iyi olmadığımı bildiğim halde iyiyim.
Dudaklarımdan daha kaç kez dökülecek iyiyim sözcüğü ?
Daha kaç kez iyiyim diyerek yalan söyleyeceğim?
İyiyim sözcüğüyle daha kaç kez yanılacağım, yanıltacağım ?
Daha kaç kez giryelerimin kurbanı olacağım ?
Ve daha kaç kez iyiyim geçecek hayatımda ?
İdam sehpasında duran ”iyiyim” sözcüğünün ölme vakti geldi.