Ihlamur ve Soba

Ihlamur ve Soba

Yeri doldurulamayan iki şey var. Kışlara meydan okuyan, soğukları hizaya sokan, nezleyi, gribi defeden ikili. Sonbaharın gelip çatmasıyla başlar yavaştan hazırlık. Ardiyeden çıkarılır sobalar. Evlerin en sadık dostu. Su kaynatır, çamaşır kurutur, yemek yapar, ekmek pişirir. Gripten, nezleden yatanı iyi eder, diriltir.

Ihlamur… Güzelce toplanır, serilip kurutulur. İçilmeden evvel tozu gitsin diye yıkanır. İlk ısıtmada suyu tekrar süzülür, acı olmasın diye. Sonrası tam bir lezzet için bekleyiş. Alüminyum demlikte kaynatılır. Kahvaltı sofralarının bir numaralı içeceğidir. Doldur büyük bardağa doya doya yudumla.

Elleri üşüyenleri ısıtır. Dışardan gelen aile bireyleri etrafında toplanır, ses yapar soba. Yoğun tempoyla yanıyorsa eğer, eski dizel minibüslerin motor sesine benzer. Üstte hareketli küçük kapak sallanır basınçtan. Ev karanlıksa alev tavana yansır. Ihlamura çay demem zaten.

O şifadır. Çay başka ıhlamur başka. İkisinin de adı tadı çok ayrı. İlaç diye içermiş eskiler ıhlamuru. Kim bilir kaç türlü devası var. Bir özelliği de renginde. İyice kaynatılınca en az üç renklerden oluşan bir görüntüsü var ama o rengin adı yok. Özel yani.

Ne yakarsan yak sobada. Yakıt seçmez, seçenekler çoktur. Kömür, odun, karton, talaş, fındık kabuğu. Eskileri hatırladım şimdi. Talebelik dönemimde okuldan geldiğim zaman odunluktan eve yakıt ikmali yapardım. Onları hazırlamak büyük zevkimdi benim. Sobayı temizleyip doldurmak, en üste kalın talaş koyarak tek kibritle ateşlemek üzere hazırlamak, alüminyum demliği üzerine bırakıp beklemek.

Ruhsuz olmak lâzım bu zevkleri tatmamak için. Doksanların tadı başkaydı. Sonu gelmeyecek zannettiğim neşeli günlerin sonu geldi. Aklım ve gözlerim geride takılı kaldı. Aramızdan ayrılanlar da var. En büyük kayıp onlar. Diğeri zaman, biri de o zamanın içindeki hatıralar.

Sobaydı evimizi ısıtan, ıhlamurdu içimize dolan. Hatırlamak diye bir şey olmasaydı şayet ikisi de şimdi olmuştu koca bir yalan. Harika ikiliyle sürmüştük senelerce devran. Şimdi eskisi gibi çıkmıyor bacalarımızdan gri duman. Onların yerine kombiler, petekler, sallama ve soğuk çaylar, acayip içecekler var, inan.

Sinan Korkmaz