Rüya Ormanı Hikayesi 2. Bölüm
Mai ve Mavi Göl
Bir gün Mai’nin canı, her gün oynadığı oyunlardan daha değişik oyunlar oynamak ve dolaştığı yerlerden daha farklı yerlere gitmek istedi. Uzun zamandır bu ormandaydı ama hiç gitmediği, yanına bile yaklaşmadığı tek bir yer kalmıştı; orası da Rüya Ormanı Gölü’ydü. İçinde ne olduğunu bilmediği kocaman bu su birikintisi onu hep tedirgin ediyordu. Çok korkuyordu ve bu nedenle gölün yanına bile yaklaşmamıştı. Ancak uzaktan bile masmavi, ışıl ışıl parlayan gölü, akasya ağaçlarına sırtını dayayarak seyretmeden de duramazdı. Birkaç kere gitmek için cesaretlense de sonradan vazgeçmişti.
Ama Mai büyüdükçe daha cesur bir kız olmuştu. O gün, uzun zamandır içinde bastırmaya çalıştığı duygularına daha fazla karşı koyamadı. Merakına yenik düşerek, topladığı tüm cesaretiyle göle doğru yürüdü.
Minik çalkantılarıyla göl, yaklaştıkça gözüne daha da güzel görünüyordu. Işıl ışıl parıltılar vardı yüzeyinde ve güneşin altında ayna gibi parlıyordu. İyice yaklaştı, dayanamadı bileklerine kadar suyun içine girdi. Çok değişik ve hoş bir duyguydu. Şimdiye kadarki tedirginliğinin boşuna olduğunu düşündü.
Sonra birden gölün üzerindeki yansımasına takıldı gözleri, kendini ilk kez görüyordu. Saçlarına baktı, gözlerine, ağzına, burnuna, bütün yüzüne dokundu ve daha önce Rüya Ormanı sakinlerinden başka kimseyi görmediği için yansıyan görüntüsüne anlam veremeyerek “Ben neyim?” diye sordu kendine. Diğerlerinden farklı olduğunun farkındaydı ancak bu durumu anlayamıyordu. Büyüdükçe bu farklılığından dolayı aklında daha fazla sorular oluşmuştu. Mai ne ağaçlara benziyordu ne de kuşlara…
Hikayenin Diğer Bölümlerini Okumak İçin
- Bölümü Okumak için TIKLAYINIZ
- Bölümü Okumak için TIKLAYINIZ
- Bölümü Okumak için TIKLAYINIZ
- Bölümü Okumak için TIKLAYINIZ
- Bölümü Okumak İçin TIKLAYINIZ