Korku Hikayesi; “Cemalin Sır Ölümü”
Korku Hikayesi Oku; Göz gözü görmüyordu, sanki bulutlar yeryüzüne inmiş bir yorgan gibi etrafı örtmüş, karanlıkla ittifak kurup değim yerindeyse burun ucunu görmeyeceği kadar görüş mesafesini kapatmıştı, iki çobandık 22 baş büyük, 96 baş küçük hayvanı otlatmak için yaylada iki arkadaş ben ve cemalden başka birde çoban köpeğimiz çomar vardı. İki kişinin sığabileceği yünden çadır iki tane hasır yatağımız ve su kaynatmak, yemek pişirmek gibi işlere yarayan birkaç parça çanak çömleğimiz var, birde bize bir ay yetecek yiyeceğimiz.
O gün hayvanlar kaybolmasın diye çok çaba sarf etmiştik ama dediğim gibi bırak hayvanları elimizi uzattığımızda elimizi bile göremiyorduk. Anca hayvanların seslerini duyuyorduk. Cemale seslenerek;
– Cemal! Nerdesin oğlum seni göremiyorum
– Burdayım Ahmet abi bende seni göremiyorum
– Sesime gel cemal sesime. (diyerek devamlı sesleniyordum)
Bir hengaven bir kargaşa oluşmuş sürünün içinde yabancı bir varlık varda sürüyü korkutuyor hayvanların bağırtıları garipleşmiş, sanki kasap elinde bıçakla kesecekmişte hayvanlar sezmiş sağa sola kaçışıyorlardı ama dediğim gibi sisten ne olup bittiğini göremiyordum. Cemale seslendim ama Cemalinde sesi çıkmıyordu. Duruma işkillendim ve el fenerinin açarak belki sis lambası etkisi yapar da görüş mesafemi genişletirim diyerek sağa sola tutup hayvanların seslerinin geldiği yöne doğru ilerliyordum. Ayağım bir şeye takılıp düşünce takıldığım şeyin Cemal olduğunu anladım. Yanına yaklaşıp ayıltmaya çalışıyordum ama bütün çabalarım nafile bir türlü kendine getiremedim tabi bu durumda ister istemez bir korku sardı içimi Cemal ayılana kadar başında beklemeye karar verdim en nihayetinde ve baya bir zaman sonra kendine gelir gibi oldu, gözlerini açıp beni görünce “kaçalım abi çabuk,” diye sıçrayıp elimden tutarak sürüklemeye başladı ne olduğunu sorduğumda sadece “kaç kaç” diyordu. “Oğlum zaten gözümüz bir şey görmüyor nereye kaçacağız bekle,” deyip onu sakinleştirmeye çalıştım güç bela durdurdum.
– Abi burda garip bir yaratık var gördüm üzerime atladı boğazımı ısırdı beni öldürdü ve bırakıp gitti, dedi.
Halbuki boğazında ısırık izi falan yoktu korkudan halisünasyon gördüğü belliydi, “korkma lan ölsen şimdi nasıl konuşurdun” dedim. “Abi zamanı gelirse anlarsın” deyip sakın ha bir daha buralara gelme dedi ayağa kalktı ve hızla benden uzaklaşarak siste kayboldu. Arkasından “Cemal Cemal” diye bağırdım ama hiçbir cevap alamadım koştuğu yöne doğru ilerlemeye başladım ama bir türlü bulamadım. Çaresiz olduğum yere oturup beklemeye başladım biraz zaman geçince üzerime bir ağırlık çöktü ve uykuya dalmıştım. Uyandığımda sis dağılmıştı aya kalktım etrafıma bakındığımda hayvanlar yaklaşık 100 metre ilerde duruyorlardı. Oraya doğru ilerledim yaklaştığımda bazı hayvanların parçalandığını fark ettim 10-12 tane küçük baş, 3 tane büyük baş hayvan telef olmuştu kurt yada ayı olabileceğini düşünerek üzülmüştüm ama Cemal’den hala iz yoktu haykırarak “Ceeemaaal….” diye bir kaç kez bağırdım ama Cemal yoktu belki çadıra gitmiştir diye hayvanları bırakıp çadıra doğru yola koyuldum 100-150 metre kadar ilerlemiştim ki küçük bir tümseğin arkasında Cemal’in boğazı parçalanmış cesediyle karşılaştım. Ne yapacağımı bilmez bir şekilde Cemal’in başında ağlayarak bekledim ne kadar bekledim bilmiyorum, bir elin ne yapıyorsun bur da diyerek sırtıma dokunmasıyla irkildim dönüp baktığımda devriye ye çıkmış jandarma komutanıyla karşılaştım başımdan geçen olayı anlatınca Cemal’in cenazesi için savcıyı davet ettiler.
Adli tıp raporunda bilinmeyen bir hayvanın öldürdüğü onaylandı. Hala düşünüyorum Cemal beni bulduktan sonramı öldü yoksa ayrıldıktan sonramı ve böyle öleceğini nerden biliyordu?
Ahmet Turan YÜCEKAYA