Çocuk Hikayeleri; “Kardan Adam Satan Çocuklar”
Hikaye Oku; Bugün çok kar yağdı buraya. Sabah erken kalktım. Okul için hazırlancaktım ki annem giyinme dedi. Babam işe gitmişti. Annem onu yolcu ederken tüm okulların tatil edildiği haberini telefonuna okuldan gelen mesajla almış televizyonda da izlemişti. Bugün Perşembe… Yarın da tatil etmişler. Kar nasıl yağıyor. Kahvaltı yaparken mutfağın penceresinden doya doya izliyorum. Bugünü nasıl değerlendirsem acaba? Hava soğuk. Çıkan olsa dışarı peşinden gidicem ama nerde…
Anneler izin verir mi? Semih ve Ensar evdeler. Zeynep kesin çıkar karla oynar. Kahvaltıyı yaptıktan sonra camın dibine yaklaştım iyice. Hepiniz bilirsiniz bu oyunu. Kar tanesi takibi. Seçtim bir tanesini. Nasıl mutluyum ben. Gelip de inmez mi yavaşça penceremizin önüne. Bakışıyoruz. Ellerim çenemde. Kaybolmasın diye dua ediyorum. Kaybolmadı da. Öylece duruyor. Neden sana bu kadar değer verdim ki. Can sıkıntısımıydı, görgüsüzlük mü? Kıskanmaya başladım seni. Sanki biri onu bana benim için atmıştı. Dakikalarca bekledim. Bekliyorum hâlâ acaba başka bir kar tanesi senin üzerine inecek mi diye. Denk gelen olmadı. Adını kristal koydum senin.
Annem mutfaktaki işlerini bitirdi çayını aldı yanıma geldi. “Elif,” dedi. “Efendim anne?” “Neye daldın bakim sen?” “Şu kar tanesi varya anne…” “Nolmuş ona?” “O indi ve direk benim yanıma geldi.” “Öyle mi?” “Evet, ben öyle hissediyorum. Çünkü ben onu inerken takip ediyordum. Bu özel birşey benim için anne.” “Dur bakalım ne kadar daha erimeden duracak. Erirse üzülmek yok” dedi annem. “Yok tabi ki, ondan bir sürü var, niye üzülecekmişim,” dedim.
Dışarıdan sesler gelmeye başladı. Annem ayağa kalktı, birde ne görsün? Zeynep ve Semih, Ensar’ı kartopuna tutuyor. Gülüşüyorlar. Annem döndü bana baktı, “çıkcan mı,” dedi. Tereddütsüz “evet” dedim. Kartanesini yani kristali izlemeyi bırakıp üzerimi giyinmeye gittim ve dışarı çıktım. Bizim çocuklar beni de görünce iyice keyiflendiler. Hemen kardan adam yapıverdik yolun kıyısına. Sohbet ettik. Semih kızak getirdi sırayla binip birbirimizi ittik ve çektik. Onlara kristalden bahsettim. Bana güldüler meğer onlar da aynı şeyi yapmışlar. Bizim bahçeye geldik. Mutfak penceresinin önünde durduk. Kristalin yanına yeni arkadaşlar inmişti birkaç tane. Onları da seyrettik sonra tekrar yol kıyısındaki alanda karla oynamaya devam ettik.
Markete gidesimiz geldi ancak hiçbirimizde para yoktu. Oyun oynarken canımız çikolata bisküvi çekti. Nasıl alacaktık? Kimseden isteyemezdik. Bu işin yattığını anladık. Tekrar karlarla oynamaya başladık. Bir kardan adam daha yaptık. Güzelce süsledik. O sırada tanımadığımız bir çocuk ve annesi yoldan geçerken aniden durup bize doğru yaklaştı. Çocuk yaşça bizden küçüktü birazda mızmız. Kaşlarını kaldırmış gergin ve umutsuz bir yüz ifadesiyle kardan adama bakıyordu. Annesi hafiften ona kızıyor gibiydi. Meğer aile az ilerdeki villanın yeni sahipleriymiş. Zengin oldukları hallerinden belliydi. Kadın bize dönerek, “bu kardan adamdan bir tane bizim bahçeye yapar mısınız çocuklar,” dedi. Birbirimize baktık ve “olur” dedik. Hep birlikte o villaya gittik. Hemen kardan adamın alt gövde kısmını hazırladık. Bizi izleyen Berkant sevinmeye başlamıştı. Annesi içerde bir şeyler hazırlıyordu. Kardan adamın tamamını yaklaşık yarım saatte tamam ettik. Harika bir iş çıkardık. Berkant’ın annesi daha önce böyle güzel bir kardan adam yapamadıklarını söyleyerek bize defalarca teşekkür etti. Hemen oğlunu yanına alarak kardan adamla resim çektirdi. Sosyal medyalarda paylaştı. Resimleri gören dostlarından biri onu arayarak kardan adamı çok beğendiğini söyledi. Aynısından istediğini belirtti. Kadın kendisini arayan arkadaşına o kardan adamı bizim yaptığımızı söyledi. Bize dönerek “bundan bir tane daha yapar mısınız,” dedi. “Olur” dedik. Semih dedi ki gerek yok. Zaten hazırda iki adet var. Kadın tamam diyerek arkadaşına buraya gelmesini söyledi ve telefonu kapattı. Cebinden dört adet aynı miktarda para çıkararak bize uzattı. Israr etmeden aldık. Pişirdiği kek ve böreklerden de ikram etti. Ayaküstü atıştırmaya başlamıştık ki dev bir pikap yanaştı villanın önüne. İçinden inen kadın bizim sokakta yaptığımız diğer iki kardan adamı almaya gelmişti. Zenginlik fışkırıyordu. Bizler ise dar gelirli ailelerin çocuklarıydık. Her dediğimiz alınamaz her istediğimize sahip olamazdık. İkramları bitirip bizim sokağa geçtik. Berkant’da bizimle geldi. İki kardan adamı yerinden söktük hep birlikte pikaba yükledik. Kadın cebinden dört adet para çıkararak bize uzattı ve teşekkür etti. Bizde ona teşekkür ettik. Doğruca markete gittik. Oyuncak benzeri bir şeyler aldık. Para boldu cebimizde. Karnımızda toktu. Berkant’ı annesine bıraktık ve evlerimize dağıldık.
Sinan KORKMAZ
kar hala yağmdı bizede tatil olsa birkaçgün
beni icine ceken ender hikayelerden oldu bu satirlarin icinde kendimi o cocuklarin yaninda yaptiklarini izlerken hissettim keske yine cocuk olsaydim ksr yagsaydi tatil olsaydi
banada eski kar tatillerini hatırlattı dersi defteri doldurur karla oynamaya koşardık güzel hikaye
ayy super ya canlarım cok sirinler okurken icim ısındı cocukken bzlerde boyle degilmiydik neseli enerji dolu