Korku Hikayesi Oku; “Cinli Yayla ve Nazire Hala”
Korku Hikayesi Oku; Havalar soğumaya başlayınca yayladaki evler ıssızlaşır. Yaz mevsiminde oralar bir hayli kalabalık ve hareketlidir. Kimi sağlıklı yaşamak adına kimi de işlerinden dolayı yaylalara çıkar.
Nazire hala da o yaylacılardandır. Bir gün kapısı çalınır. Orta yaşlarda bir adam selam sabah eder ve “acıktım yenge” der. Nazire hala onu aşağı ki köylerden gelen biri zanneder. Bir şeyler hazırlar ve ikram eder. Meğer bu gelen kişi yayla sakinlerinden Fırtına adında yaklaşık yedi yüz yaşlarında bir cinmiş. Zaman zaman insanlardan bir bedene bürünüp evlere konuk olurmuş. Nazire hala Fırtına adlı cini ninesinden duymuş hatta kaç kez ninesine ziyarete gelmiş ancak görmeden inanmamış.
Meğer o kendini hane sahibine iki türlü işaret verip belli edermiş. Önce derin derin odanın bir köşesine bakarmış. Sonra da dermiş ki “Gecelerden korkmayın, siz bana emanetsiniz…” Nazire hala bu cümleyi ondan beklemiş. Eğer söylerse tamamdır bu o. Yaşlı cin karnını doyurmuş dualar etmiş. Nazire haladan helallik istemiş vedalaşırken kendini belli etmiş uzun uzun bakmış odanın köşesine dalıp gitmiş, sonra da demiş ki “Gecelerden korkmayın, siz bana emanetsiniz…”
Nazire hala anlamış anlayacağını. Fırtına ordan uzaklaşmış gözlerden kaybolmuş. Kış ortalarında bir şiir yazıp Nazire halanın ıssız evine girerek duvara asmış.
Asmış ama nasıl asmış..? Yaz başlarında tekrardan ailesiyle yaylaya çıkan hala o şiiri duvarda görmüş. Ona yabancı kalarak derin derin bakmış… Ailesi şaşırmış, bu kağıt diğer kağıtlardan farklıymış, kalınca ve sarı renkli. Yazı da bir tuhafmış. Üstelik kağıt çivisiz asılı duruyormuş. Yapıştırma sanmışlar ama tekrar asınca herhangi bir yapışkan kullanılmadığını görmüşler. Kağıtta sürekli sihir varmış, Fırtına onu oraya asarken tılsım vererek sabitlemiş.
Nazire hala Fırtınayı ailesine anlatmış. Endişelerini gidermiş. Fırtınanın gelip yemek yediğini giderken de çok dua ettiğini söylemiş. Bu şiiri de yaylaya ve yayla halkına yazdığını belirtmiş. Şiir hâlâ o duvarda çivisiz bir şekilde asılı dururmuş. Bakalım şiirde neler yazıyormuş;
İnsan olmam gerekir size görünmem için
Halacım yemeklerin lezzetli biçim biçim
Yedirdin acıktım da insan olduğum için
Bir bedene büründüm sana görünmek için
**** **** ****
Yayla evleri ıssız dağlar inliyor sanki
Ben hep buralardayım bu görev bana baki
Yazın tekrar gelirsin kış çıksın kar var şimdi
Ara sıra inerim köyleri gezerim belki
**** **** ****
İnsanoğlu buraya geldi yaptı evleri
Salıncakta sallanır minnacık bebeleri
Ateş yakar kadınlar ısıtır da sütleri
Şifa bulur içenler doyurur mideleri
**** **** ****
Geceleri emanet oldunuz bana burda
Allah izinleriyle kuşattım ordularla
Sizden iyilik gördüm merhamet var yaylada
Korkmayın evvel Allah bizler varız burada
**** **** ****
Sizler gibi kılarız namazı niyazları
Gözler bizi göremez bedenler alev gazı
Narı semumdan vermiş mevlam yaratmış ayrı
Mesken edindik sizlen bu güzelim yaylayı
**** **** ****
Kara kışlar girer de terk edip gidersiniz
Burda garip sesleri duymak istemezsiniz
Ağaçlar sarsılır da dağlar inler kimsesiz
Halinden hal ağlıyor kurt kuş yazsız güneşsiz
**** **** ****
Yolları açık tutun yayla evlerin gelin
Dokuma halıları ayak altına serin
Ninni söylesin yine bebeğe güzel gelin
Hasret kaldım sizlere yaz bahar beklemeyin
**** **** ****
Ey yaylacılar bizden korkmayın dostunuz var
Size bela verene ederiz dünyayı dar
Yaylacılar sizleri kabilem sever sayar
Gece gündüz yaz ve kış mülklerinizi kollar
Sinan KORKMAZ
Semum diye geçen bahis. Benim bildiğim Semum şeytanın hizmetkarlarıdır.
vuyiiii cikmayacağum pirdaha yaylalare
Boyle hikayeleri nasil yaziyosun sasiyorum Sinan Hocam. cok bacarili bazen hikayelrindeki o cinin sen oldugunu dusunmuyor degilim. basariler dilerim.
tam not veriyorum mukemmel olmus