J.K.Rowling’in Başarı Hikayesi
J. K. Rowling’in kitapları dünya çapında rekorlar kırmıştı ve bir çok ödüllere de sahip olmuştu. Kitapları 500 milyondan fazla satıldı ve 80 dile tercüman edildi. Tabi ki sadece kitapları değil, filmleri de ayrı rekorlara imza attı. Kim Harry Potter’i tanımaz ki? Filmlerine bakmayanlar ve kitaplarını okumayanlar bile onun ismini tanıyor …
Ne büyük bir başarı değil mi?
İnsan bu başarıyı planlasa bile belki bu kadar denk getiremez. Ama J. K. Rowling’in bu yolda yaşadıkları az değildi. Başarı nedense en beklenmedik anda vurdu onu …Her şey aslında bir trende başlamıştı. Manchester’dan Londra’ya giden bir tren yolculuğunda Joanne K. Rowling, derin düşüncelere dalmıştı. Aklına aniden gelen bu “fikirle”, gözlerinin önüne o küçük genc Harry’i getirmişti. Yazacak hiçbir şeyi olmadığı için, dört saatlik yolculuğunda, tüm bu düşüncelerini aklında tutması gerekiyordu. İşte o an, Harry Potter doğmuş oldu.
Bu fikir ona hiç beklenmedik bir anda gelmişti ve bu fikri takip etmek için ayrı cesaret lazımdı. Ama yaptı. Arkasından gitmek için ilk adımlarını attı …
Ancak fikirleri gerçekleşinceye kadar bir çok zorlukların üstesinden gelmesi gerekiyordu.
Yazmanın ortasında olduğu ve büyümeye başlayan hikayesinin sırasında, Annesi, multiple sklerozdan, yani merkezi sinir sistemi hastalığından hayatını kaybetmişti.
Annesinin ölümü, Harry Potter’ın bir yetim olmasına ve ölüm konusunun hikayede büyük bir rol almasına sebep olmuştur. Bu sürec, Rowan için çok zor ve üzücüydü. Bu yüzden Portekiz’e gidip, bu acılardan bir süre uzak durmak istiyordu. Yazdığı hikayeyi yanına da alıp, orada öğretmenliğinin yanında, yazıp ve bitirmek istiyordu.
Portekiz’de bir televizyon gazetecisine aşık olup, evlenmişti ve kısa bir süre sonra hamile kalmıştı. Fakat evliliği sadece birkaç ay sürdüğü için, Joanne Rowling bebeği ile birlikte yanlız başına İngiltereye geri dönme kararı almıştı. Joanne Rowling bu noktadan sonra yoksullukla sınanacaktı. Devlet çocuk bakım evinde, kızı için yer kalmadığından dolayı, tek başına çocuğuna bakmak zorunda kalmıştı ve çocuk bakıcısına da parasının yetmediği için, iş aramaya başlamıştı, ama maalesef bundan sonuç elde edememişti. Ancak sosyal yardım ile ve arkadaşlarından aldığı bir miktar para ile, yaşamına zor da olsa, devam edebildi. Kendisini aşağılanmış ve değersiz hissetse bile, yine de kalbinin en derinlerinde bir umut ışığı vardı; Harry Potter.
Bulduğu her boş vaktinde ve zor zamanlarında, ümit veren kitabı üzerinde çalışmaya devam ediyordu. Kızı bebek arabasında uyurken Joanne Rowling, çoğunlukla bir kafede, not defterlerine Harry Potter’ın hikayesini yazıyordu. Akşam, eski bir daktiloda el yazısıyla yazılmış bir versiyonunu da çıkartıyordu, çünkü bir bilgisayara parası yetmiyordu. Gece gündüz çalışmanın ardından nihayet “Harry Potter ve Felsefe Taşı”nın ilk bölümünü tamamlamayı başarmıştı. Hemen çeşitli yayıncılara göndermişti, ancak hiç kimse uzunluğu ve karmaşıklığı nedeniyle kitabını yayınlamak istemiyordu. Fakat sadece bir yıl sonra, yayıncı Bloomsbury, Gençlik Kitabı Komiseri Barry Cunningham’ın desteğiyle romanını yayınlamaya karar verdi. Çünkü 8 yaşındaki kızı, kitap ve Harry Potter hakkında çok heyecanlıydı ve onu bu küçük kızın heyecanı ikna etmişti.
26 Haziran 1997’de “Harry Potter ve Felsefe Taşı” sadece 500 kopya ile sınırlı bir sayıda çıktı. Ancak yayıncı, tekrar çalışmasını tavsiye etmişti, çünkü çocuk kitap yazarı olarak, fazla para kazanacağını düşünmüyordu.
Ama her şey farklı gelişmişti, çünkü yayınlanmasından üç gün sonra, bir ABD yayınevi şaşırtıcı bir şekilde kitabın Amerikan hakları için 100.000 ABD Doları karşılığında satın almak istiyordu. Bu parayı daha önce hiç bilinmeyen bir çocuk kitabı yazarına ödemek bir sansasyondu. Fakat bu sadece inanılmaz bir başarı hikayesinin başlangıcıydı, çünkü yakında bu kitap, tüm dünyanın ilgisini çekecekti. Bir anda büyücülerin ve cadıların göz kamaştırıcı dünyasına yükselen ve sevilmeyen yetim Harry Potter’ın öyküsü, çocuklarının ve yetişkinlerinin sevgisini fazlasıyla kazanacaktı. Harry Potter destanının diğer kısımları Joanne Rowling tarafından yazılmış ve tekrar tekrar dünya çapında rekorlar kırmaya devam etmiştir.
Harry Potter’in hikayesini sona erdirmek, onun dayanıklılığı ve kararlılığıydı. Sonunda ünlü bir yazar olacağı umudundan asla vazgeçmedi ve çeşitli aksiliklerle de yenilmedi. Sosyal yardımlarla ayakta kalan Rowling, dünyanın en başarılı yazarına dönüştü …
J. K. Rowling’in başarı öyküsü, mükemmelliği elde etmek için büyük bir isimle doğmak zorunda olmadığımıza dair mükemmel bir kanıttır. Bir keresinde yaptığı röportajda, “Başarınızı kararlarınız belirler, seçenekleriniz değil!” demişti.
Bu başarıyı elde etmek için, bir çok kara günlerden geçmişti Rowling. Düşünsenize, fikrinizi 12 kere sunuyorsunuz, ama 12 kere red cevabı alıyorsunuz. Siz bu durumda olsanız, ne kadar süre sonra pes ederdiniz? Birinci, veya ikinci denemenizden sonra mı?
Bizde aynı şekilde hiç bir zaman pes etmememiz lazım! Eğer yolumuzda duran taşları kaldırmazsak, hiç bir zaman varmak istediğimiz yere varamayız. Ayağımızın altında duran taşlara takılacağımıza, o taşları alıp, kendimize bir merdiven yapalım. Bu dünyada hiç bir zaman başarı kendiliğinden bize gelemez!
Küçükken kaç tane hayalin vardı? Ne oldu onlara? Büyüdükçe mi anladın, ne kadar imkansız olduklarına? Fakat en zor durumda bile, bir kitap yazmaktan asla pes etmeyen J. K. Rowling hangi başarılara imza attı? Sen olsan başarılı olacağına inanırmıydın?
Bir çoğumuz paramız veya imkanımız olmadığı için bir çok hayalinden vazgeçiyor. Halbuki herkesin gittiği yoldan gitmemiz gerekmez, değil mi? Bu dünyaya farkımızı koymamız lazım.
Biz asıl imkanımız olmadığında, seçimlerimizle, her türlü zorlukları aştıktan sonra, başarıya ulaştığımızda bir fark yaratmış oluruz!
Güzel bir sözle veda etmek istiyorum …
“Dünyayı değiştirmek için büyüye ihtiyacımız yok; ihtiyacımız olan gücü zaten içimizde taşıyoruz.” – J. K. Rowling
Hikayeyi Gönderen: Burak Can