Aşk Hikayelerinden “TALİHSİZ AYSEL” 10. Bölüm
‘Bu silah sesleri de nereden geliyor’ dedi Orhan Kaptan ‘Mustafa, Mustafa, dışarıda neler oluyor’
Mustafa, Orhan Kaptan’ın sağ koluydu ve sırdaşıydı. Bütün pis işlerini ona yaptırır, kendisi de arkadan zevkle izlerdi. Elif Hanıma silah çeken de o olmuştu.
Mustafa’dan ses gelmeyince tekrar seslendi, ama nafile. Üstelik silah sesleri gittikçe yaklaşıyordu. Ondan ses gelmeyince neler olduğunu anlamak için oturduğu koltuktan kalkarak kapıya yöneldi. Tam elini kapının elçeğine uzatmıştı ki kapı aniden açıldı ve içeriye iri kıyım adamlar girdi.
‘Sizde kimsiniz?’ dedi Orhan Kaptan, sinirli bir şekilde ‘Ayrıca, hangi cesaretle bu şekilde ofisime giriyorsunuz?’
Adamlar bellerindeki silahları göstererek;
‘Bizimle geliyorsun Orhan Kaptan’ dediler.
‘Sizde kimsiniz?’ dedi Orhan Kaptan, korku içerisinde. Ardından korumalarına bağırdı, ama ne Mustafa’dan ne de korumalarından ses geliyordu.
‘Orhan Kaptan, zorluk çıkarma ve bizimle gel’ dedi, iri kıyım adamlardan biri.
‘Benden ne istiyorsunuz?’ dedi Orhan Kaptan, sesi titreyerek.
‘Onu gidince görürsün’ dedi, bir başka iri kıyım adam.
Konuşmalarına son veren iri kıyım adamlar, Orhan Kaptan’ı derdest edip bir ipe bağladılar.
‘Bunu sen istedin’ dedi, onu ipe bağlayan iri kıyım adam. Ardından tuttuğu gibi sırtına attı. Odadan çıktıklarında ise manzara korkunçtu. Başta Mustafa olmak üzere bütün adamları öldürülmüş ortalık kan gölüne dönmüştü.
Orhan Kaptan, gördüğü manzara karşısında korkudan bayılmıştı.
‘Ayıltın şunu, bakalım yine horozlanacak mı?’ dedi paşa lakaplı Elif Hanım. Emri alan adamları bir kova suyu Orhan Kaptan’ın başından aşağıya döktüler.
Soğuk suyu iliklerine kadar hisseden Orhan Kaptan, titreyerek kendine geldi.
‘Nihayet kendine geldin?’ dedi Elif Hanım, tıslayarak
Elif Hanımı karşısında gören Orhan Kaptan, bağlı olduğu halde diklenerek:
‘Sen kim oluyorsun da adamlarımı öldürüp beni kaçırıyorsun’ dedi, dişlerini sıkarak.
‘Ne kadar da aptalsın’ dedi Elif Hanım, kahkaha atarak ‘Şu an sandalyeye bağlısın, buna rağmen dikleniyorsun’
‘Bırak beni, yoksaa…’ dedi Orhan Kaptan, fakat sözünü tamamlayamadan çenesine yumruk atıldı. Yediği yumruğun etkisiyle de sandalyeyle beraber yere düştü.
‘Kaldırın şunu’ dedi Elif Hanım ‘bakalım duydukları karşısında yine diklenecek mi?’
Adamlar onu kaldırdıktan sonra;
‘Benim kim olduğumu daha anlayamadın mı?’ dedi Elif Hanım, çakmak çakmak gözlerle.
‘Hayır, sadece benimle iş yapmaya çalışan birisin’ dedi Orhan Kaptan, ağzındaki kanı tükürerek. Ardından Elif Hanıma ‘Hem bu kadar adamı nereden topladın’ dedi merak içerisinde.
‘Demek, daha tanıyamadın’ dedi Elif Hanım, dişlerini gıcırdatarak ‘Öyleyse kim olduğumu tanıtayım’ dedikten sonra yüzüğünü ters çevirerek Orhan Kaptan’a gösterdi.
Yüzüğü gören Orhan Kaptan, dehşete kapılarak:
‘Sen, sen gaddar, zalim ve cana kıyan paşa’
‘Nihayet tanıdın beni’
‘E, e, evet, tanı, tanıdım seni’ dedi Orhan Kaptan, kekeleyerek.
‘Eee, tanıdığına göre sonunun da ne olacağını biliyorsun’
‘E, e, e, evet bi, bi, biliyorum’ dedi Orhan Kaptan kekeleyerek. Bu arada korkudan altına işemiş pantolonlu sapsarı olmuştu.
Elif Hanım, onun altına işediğini görünce burnunu tutarak:
‘Aptal herif, bu kadar korkak olduğunu bilmiyordum’
‘Ne olur öl, öl, öldürme be, be, beni’ dedi Orhan Kaptan.
‘Seni öldürmeyeceğim, fakat serbest de bırakmayacağım. Bana silah çekmenin cezasını fazlasıyla çekeceksin’ dedi, sesli bir şekilde. Ardından adamlarına seslenerek ‘Alın şunu gözümün önünden ve farelerin cirit attığı zindana götürün’
Adamlar emri alır almaz Orhan Kaptan’ın kollarından tutup sürükleye sürükleye götürdüler.
Yazar – Murat CANPOLAT
Hikayenin Bölümleri
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11
aşk hikayesi, aşk hikayeleri, hikaye, hikaye oku, aşk hikayesi okuma, kısa aşk hikayeleri, Türk aşk hikayeleri, kısa hikaye, hikaye okuma,