Hikaye Oku; “BEDEL”
Gece yarısına on dakika kala, barın giriş kapısının önüne yanaşan son model Range Rover herkesin dikkatini toplayamayı başarmıştı. Şoförün telaşından arabanın içinde önemli biri olduğu fark ediliyordu. Kapı önünde duran, vücut çalışmaktan gömleğin düğmelerini zor ilikleyen bodyguardlar bile, ceketlerinin düğmelerini iliklemeye başladılar. Uzun boylu, dar kesim takım elbisesi, pahalı marka saati, tasarım olan kol düğmeli gömleğinin ışıltısında bay Yuri Bolaşek araçtan indi. Ağzında has Küba üretimi puro, gecenin karanlığına dumanını salıyordu. Boynuna taktığı pırlanta ağırlıklı tasma tabir ettiğimiz kolyesi insanın gözünü alacak kadar parlıyordu. Bu gece biraz endişeli gözüküyordu. Hızlı adımlar ile barın kapısına yöneldi. Bodyguardlar başı ile selam verdiler. Korumasız sokağa çıkmayan bay Yuri bu gece yalnız gelmeyi tercih etmişti…
Müziğin ritmine kendini kaptıran kalabalık. bir o tarafa bir bu tarafa sallanıp duruyordu. İğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalıktı bu gece Paradise. Dj ortamı iyice hızlandırmış, içtiği tekilanın etkisiyle şarkıdan şarkıya geçiyordu. Bay Yuri kalabalıktan sıyrılarak kendisi için hazırlanan locaya doğru yöneldi. Garsonlar koşar adımlarla masayı donatmaya başlamışlardı bile. ”Ne alırdınız bay Yuri”
‘ Her zamankinden getir Selçuk. Annen nasıl ? ”
” Sayenizde iyi efendim. Getirdiğiniz ilaç işe yaradı. Artık bize yemek bile yapmaya başladı ”
bunu söylerken garsonun yüzündeki mutluluk belli oluyordu. Garsonları bir orkestra şefi gibi yönlendiren mekanın müdürü Ali, koşar adımlarla masaya yaklaştı.
”Hoşgeldiniz efendim. Nasılsınız? İyisiniz inşallah. Kusura bakmayın, son dakika haber geldiği için iyi hazırlanamadık. Mazur görürsünüz umarım bu gecelik bizi bay Yuri..”
”Hayat, 200 km hızla giden bir araca şoförlük yapacak cambazlığı bilmek gibidir Ali. Kafana takma. Biraz bunaldım, kafamı dağıtmak için geldim. Sen işine dönebilirsin.” Bir avcının elinden kurtulmuş tavşan gibi hızlı adımlarla masadan uzaklaştı müdür. Rusya günlerinde olduğu gibi sek buz gibi votka boğazından aşağıya süzülürken, biricik eşi Maria’ yı hatırladı.
‘ Ah Maria. Benim biricik sevgilim….”