Hasan BoykasKorku HikayeleriSizden Gelenler

Gizli İlimler Part 4

Gizli İlimler Part 4

Arkadaşlar  tatilde olduğumdan dolayı uzun süre yazamadım. Bu nedenle hepinizden özür dilerim.

Evet Pazartesi sabah saat 8, gözümden yaşlar akarak yolculuğa çıktık. Akıl hastanesine (Tımarhaneye) giren kişiler, oradan zor ve uzun süre sonra çıkarlar. Korktuğumdan ağlamıyordum, arkadaşlarımı ve ailemi çok uzun zaman sonra göreceğime üzülüyordum. Annem çaktırmıyordu, ama gözlerinin dolduğunu görüyordum. Bir kitap yüzünden buralara düştüm diyordum içimden. Artık gelmiştik, hiç ayağımı atacağımı düşünmediğim o yere.  Ordaki görevli beni aldıktan sonra, ailenle vedalaş ve sana yeni odanı göstereyim dedi. Belki 20 dakika anneme sarılmıştım. Ayrılığın düşüncesi beni fazlasıyla üzüyordu zaten.

Beni götürdüklerinde her yeri gezdirdiler, ardından nerenin yasak nerenin izinli olduğu bölümleri gösterdiler. Gezerken gördüğüm yerlerden pek çoğu ilgimi çekti. Bir kapı vardı, hani doktorlar ameliyata girer kapılar birden kapanır, her yer bulanık olur, içerden çığlık sesleri gelir falan işte. Öyle bir kapıydı gördüğüm. Çok meraklanmıştım ancak orası da yasaklılar arasındaydı.

Nihayet sonunda odama gelmiştik, hemen bana hap verdiler ve ilacımı ve suyumu  içene kadar başımda beklediler. İlacı dilimin altına sakladım onlar gidince çıkardım. Odada yalnızdım, her hangi bir oda arkadaşım yoktu. Biraz yattıktan sonra saat 12 olmuştu, yemeğe çağırmışlardı. Kantine doğru ilerlediğimde tüm gözler benim üstümdeydi. Herkes bana bakıyordu. Orası küçük bir yer olduğundan herkes birbirini tanıyordu. Tanımasa bile göre göre tanıyordu. Yemeğimi alıp oturmuştum. Etrafıma baktıkça senelerimin burada geçeceğini düşünüyordum ve bu nedenle sürekli ağlayasım geliyordu. Bir Alman ve bir Tük gelip yanıma oturdular. Tanıştık, iyi anlaştık hatta kanka olduk diyebilirim. Öğle yemeğinin son on dakikası kalmıştı.  Sohbet oldukça iyi  gidiyordu. Arkadaşlar saat 14:30 da Sekto 2’nin önünde buluşalım dediler. Sekto 2 ileri derecede kafayı sıyırmışların yeriydi. Oraya gitmeye izinliydik ancak ordan ötesi yasaktı. (ileride Sekto 3 ve Sekto 4 vardı) Benim merak ettiğim yer Sekto 3’tü. Sekto 4’ün yerini zaten kimse bilmiyordu.

Saat 14:20 olmuş ve ben yavaş yavaş  Sekto 2’ye doğru ilerliyordum. Ulaştığımda arkadaşlar oradaydı. bir odaya girdik Almanca sohbet odası denir. Biraz konuştuk, onlarda benim gibi  merak ediyorlarmış, Fakat Sekto 3’ü görmüşler, 4’ü arıyorlarmış.  Hemen nasıl gördünüz dedim. Kimseye söylemezsen sana gösteririz dediler. Söz verdim tabii ki. Dışarıya çıktık. Kurallara göre 6’ya kadar dışarı çıkmak serbestti. Sonra akşam yemeği, yemekten sonra da 11’e kadar dışarısı serbestti. Biraz ilerledikten sonra Türk olan, “işte burası Sekto 3,” dedi. “Peki buraya nasıl giriliyor,” dedim. “Çamaşırhaneden gidiliyor, ilerideki vagonları görüyor musun? İşte onlarla gideceğiz,” dedi.  ” O vagonlar saat 3’te içeri, 5’te dışarı çıkartılıyor”

Çok heyecanlanmıştım, çok merak ediyordum ama korkuyordum da. Eğer ceza alırsam, orada kalma sürem uzayacaktı. Etrafa şöyle bir baktıktan sonra vagonlardan birine atladık. İçeri doğru gidiyorduk. Dışarıda anlaştığımız gibi vagonlar durduktan sonra 5 dakika bekledik sonra gizlendiğimiz yerden çıktık ve çamaşırhane deydik.

İki saatimiz vardi sekto 3’ü tamamlamaya. Yukarıda borular vardı büyük, gerçekten çok büyüktü. Fil bile sığardı. O borulardan yürüyorduk ve odaları tek tek görebiliyorduk. Arkadaşlar, “sana bir yer göstereceğiz ordan aşağıya ineceğiz orası aklini başından alır,” dediler. Oraya yaklaştık ve duyduğumuz tüm o bağırmalar çağırmalar o odadan geliyordu. İnmeye korkuyordum, ya birisi görürse veya başka bir şey. Tüm cesaretimi topladıktan sonra tam ineceğim sırada arkadaşlarımın saldırıya uğradığını gördüm ve hemen ardından güvenlik içeri girdi. Sonradan öğrendim ki o odaya sırf güvenlikle ve Taser Shockla girilmesini uyaran Posterler varmış, her neyse isimleri. Ben korkuyla çok sessiz ama o kadar adrenalin dolu geri gidiyordum. Bir odayı izlemeye başladım, daha 1 saat kadar zamanım vardı. Bir adam veya kadın tam göremedim, ortaya oturmuşlar ve kitap okuyorlardı sanki “Gizli İlimler” kitabı gibiydi yeşil kaplı, ama olamaz dedim. Sonuçta Alman tımarhanesindeydik. Ama öyle daldıktan biraz sonra o siyah cisimleri görmeye başladım. Etrafında oturmuş onları dinliyorlardı. Ben onları fark ettikten sonra onlar da beni fark etti ve ben  o  korkuyla koşmaya başladım.

Arkadaşlar çok uzun olduğundan dolayı burada kesiyorum.  Eğer isterseniz devamını Son part olarak yayınlarım. Bu yaşadıklarım kesinlikle gerçektir. İnanıp inanmamak size kalmıştır. Teşekkür ederim.

 Hasan Boykas

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

5 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu