Bildiğimizden Farklı Bir Cin Hikayesi; “Menan Cinleri 1. Bölüm”
Akşamın alaca karanlığında, yanık otlar üstünde ve kayalık bir vadide, Cinlerin Menan Padişahı, kabilesine dedi ki:
— Bir zamanlar, buralar orman idi. İnsanlar, insanlardan değil, yılandan, çıyandan ve kurtlardan korkardı. Geyikler dolaşır, bülbüller şarkı söyler, çiçekler gülerdi. Ağaçlar yağmurla yıkanır, rüzgârla saçları taranır, dereler çağlardı. O günler çok gerilerde kaldı… Balta girmeyen ormanların yerini şimdi bozkırlar aldı. Şimdi balta sapı bulmak bile zor…
— İyi ama dedeciğim, bunları niçin anlatıyorsun?
— Evet, sen, bunları zor anlarsın. Yine de anlamaya çalış yavrum. Çünkü tecrübesizlik dertlere yol açar.
Sonra bütün cinlere döndü:
— Ey Menan Cinleri, dikkat edin. Orman kesenlerin çocukları, bugün birbirini kesiyor. İnsanlar kahvede, okulda veya bir meydanda toplanıyor, yine insanlar gelip, bunları öldürüyor. Artık şeytana, cine hattâ mikroba gerek kalmadı. Kurşun yiyen insanlar çam gibi yıkılıyor. Kaçanlar gizlenince, geride insan ölüleri ve yaralıları kalıyor. Yine de «insanca yaşarlar» mış… Benim de buna aklım ermiyor…
— Dedeciğim sen, her şeyi biliyorsun, hem de aklım ermiyor, diyorsun.
— İnsanlar, çok ilerledi ve bizi geçtiler. Gökte uçuyorlar, denizin dibinde gidiyorlar ve yerde de birbirlerini yiyorlar. Son haberlere göre gökte ve denizde de savaşıyorlarmış. Böylece bize iş kalmadı ve işsizlik bütün acılığı ile artıyor. Bilmem ki ne yapmalı?
— Yâni, insanları çarpmaya gitmeyecek miyiz?
— Gereksiz… Onlar, medenî araçlarla birbirlerine çarpıyor ve çarpışıyorlar. Bu yüzden çoğu çarpık yaşıyor. Biz de işsiz kaldık işte. Fakat üzülmeyin. Eskiden insanlar, cin hikâyesi söyler, eğlenirlerdi. Şimdi biz de insan hikâyeleri, hattâ inanılmaz şeyler anlatabilir, insan masalları söyler, böylece eğlenebiliriz.
Meselâ insanlar, medeniyet denilen çok güzel bir şey bulmuş, çok güzel bir dünya kurmuşlar. Fakat bu güzel dünyada durmadan savaşıyorlar. İşte şimdi bu masalı sizlere anlatacağım.
Dahası var: Dünya güzel, yaşamak güzel derler, her sene binlerce kişi intihar eder. Bu masalı da benden dinleyeceksiniz. Ümit ederim korkmazsınız.
Korkmazsınız deyince aklıma geldi. Eskiden insanlar, cinlerden korkardı, şimdi cinler insanlardan korkuyor, ne garip şey değil mi?
Bir gün musluğu sökülmüş çeşmenin başında… Bir gün dalı kırılmış ağacın altında… Bir gün sahipsiz bir vatanda… Bir gün ağlayan bir ananın yanında… Bir gün de tatil bekleyen polisin, jandarmanın civarında sizlere insanlık masalları anlatacağım. Şimdilik bütün cinlere öğüdüm şudur:
İnsanlığını yitiren insanlardan kaçının. Ne zaman ki insan olanlar, birbirlerine destek olur, insanlığını yitirenleri, kanunların zincirine bağlarsa, o zaman biz de şehirlere ineriz. İnsanların hayat düzenlerinde arızalar çıkarırız. Tâ ki kendilerini her şeye hakim sanmasınlar ve Allah’ı unutmasınlar. Hastalıklar, insanlara ilâç aratır. Dertler dünyanın geçiciliğini gösterir. Evet evet insan, şu dünyayı bir misafirhane bilmelidir. İşte bizim asıl vazifemiz budur.
Kısa kesiyorum ki, sözün sonu, baş tarafını unutturmasın. Bütün cinler sabaha kadar serbesttir. Tekrar ediyorum, insanlardan uzak kalın ve insanlar gibi tehlikeli oyunlar oynamayın.
Ey Menan Cinleri, hepinize neşeli zamanlar…
Hekimoğlu İsmail