Kardeş Olmak
Bir tanıdığım olan Lionel e kardeşi doğum günü hediyesi olarak bir araba almıştı. Lionel o akşam çalıştığı yerden çıktığında hep yeni arabasının yanında yoksul bir çocuğun durduğunu görmüş çocuk ona dönüp, “bu araba sizin mi efendim” diye sormuş.
Evet, kardeşim doğum günü hediyesi olarak aldı ” diyerek başıyla oynamış Lionel. Çocuğun ağzı şaşkınlıkla açık kalmış . ”Yani kardeşiniz bunu size hediye etti. Siz hiç bir şey ödemediniz öylemi? Vay canına! Umarım ben de…..” diye devam etmeye çalışmış ama sözcükler boğazı’nda düğümlenmiş.
Lionel çocuğun cümleye nasıl devam edeceğini az çok tahmin ediyormuş. Muhtemelen, umarım bende böyle bir kardeşe sahip olurum diyecekti,’ diye düşünmüş.
Tam o sırada çocuk ”umarım bende öyle bir kardeş olabilirim” diye tamamlamış cümlesini. Lionel yanıldığını fark etmiş. Şaşkınlıkla çocuğa bakarken birden, “arabama binip, bir kaç tur atmak ister misin?” diye soruvermiş.
“Evet tatbiki bayılırım!” demiş çocuk.
Kısa bir gezinin ardından çocuk parlayan gözleriyle Lionel’e dönüp, “Benim evimin önünden de geçebilir miyiz efendim,” diye sormuş.
Lionel gülümsemiş. Bu küçük çocuğun mahalledekilere bu arabaya bindiğini göstermek istediğini düşünüyormuş. Ama Lionel bu sefer de haksız çıkmış. Çocuk, “şu önü merdivenli evin önünde durabilir misiniz lütfen,” demiş.
Küçük çocuk koşup merdivenlerden tırmanmış. Bir kaç dakika geçmeden Lionel onun geri geldiğini görmüş ama bu kez oldukça yavaş hareket ediyormuş; çünkü kucağında sakat kardeşini taşıyormuş. Kucağındaki kardeşini merdivenin son basamağına oturtup arabayı işaret etmiş.
“Bak işte burada Max, aynı sana yukarıda anlattığım gibi. Kardeşi bu arabayı ona doğum gününde hediye etmiş hem de hiç bir karşılığı olmadan. Bir gün ben de sana böyle bir araba alacağım. Böylece sen de sana anlattığım her yeri kendi gözlerinle keşfedebileceksin.”
Lionel bunları duyduktan sonra arabadan inmiş, iki çocuğu da ön koltuğa yerleştirmiş ve hiç unutulmayacak bir gezinti yapmışlar.
İşte o gece Loned, sabaha kadar uyuyamamış ve ‘vermenin kutsallığı’ hakkında düşünmüş.
Manolya Kokulu Hikayeler – Ender Haluk Derince