Sizden Gelenler

Hikaye “Süper Kahraman” 4. Bölüm

Hikaye

Hikaye “Süper Kahraman” 4. Bölüm

Tam isabet. Daha önceden kapıcı Fikri’nin kaldığı dairenin duvarına evden artan badana boyasıyla çizdiğimiz kalenin tam doksanına çaktım topu.

“Aferin lan kerata” dedi Deniz Abi, “Sen bu işi biliyorsun. Söyle babana da bu yaz yazdırsın seni artık bir alt yapıya.”

“Yok be abi” dedim “abartıyorsun.” “Öyle gelişine vurdum işte” deyip mütevazı ama gö..ü kalkık bir şekilde diğer çocukların arasından sıyrılarak Deniz Abi’nin yanına doğru gittim.

“Eee ne var ne yok abi, neler yapıyorsun?” diyerek konuya girdim. Amacım boşluğunu yakalayıp bilet konusunu açmak.

“Ne olsun be oğlum aynı işte ortaya devam.”

Deniz abi mahallenin genç yeteneklerine 7/24 orta açan bir abimizdi. Çekirdek çitler gibi muz orta açardı. Yaşıtları evlenip barklanmış, işe güce girmişti. Aralarında kumara bulaşanlar, alkol batağına düşenler olmuştu. Bir iki tanesi beyaz yakalı güzel kariyerlere bile sahip oldu. Hatta bir tanesi siyasete bulaştı, milletvekilliği yaptı bir dönem.  Deniz Abi bunların hiçbirine bulaşmadı. Ne alkole ne sigaraya ne karıya ne kıza ne de siyasete. Hiçbirine bulaşmadı. Onun için varsa yoksa muz orta. Gençlerin ortası eksik kalmasın diye harcadı bir ömrü. Onlar ortasız kalacak, topları göğsünde yumuşatıp dömi vole vuramayacaklar diye bırakamadı mahalleyi.

Yıllarca dedikodusu dolaştı mahallede. Deniz Abi’yi Kocaelispor istemiş, Deniz Abi’yi Kasımpaşa’nın seçmelerine çağırmışlar, Deniz Abi’ye Sarıyer yarı profesyonel sözleşme teklif etmiş. Deniz Abi bunların hiçbirini yalanlamadı. Ama doğrulamadı da. Ne zaman konusu açılsa, elini kaldırıp “Deniz Abi buradayım” diyen bir çocuğun ortasını yapmak için “Dur hacı bekle, şunu kesip geliyorum hemen.” deyip ortamdan uzaklaştı.

Bu sefer Deniz Abi’yi konudan uzaklaştırmamam gerekiyordu. Bu yüzden onunla beraber hareket etmeye başladım. Biliyorum ki ne söylersem söyleyeyim onun için öncelik muz ortaydı. O yüzden Deniz Abi’nin muz ortasını engellemeyecek şekilde bir yandan ufak ufak konuyu ona açarken bir yandan da Deniz Abi’nin yanında topa hareketleniyor, ortayı kestikten sonra da beraber geri geri koşup yeni orta için pozisyon alıyordum. Nefes nefese bir şekilde de olsa meramımı anlattım.

Deniz Abi bir yandan beni dinliyor, bir yandan gelen topları kontrol ediyordu. Bazen orta yapmadan önce sağ elini havaya kaldırıyor. Bu, arka direğe keseceğim demekti. Bazen de iki elini beline koyuyor, bu da ön direk demekti. Bütün mahallenin çocukları bunu ezbere bilirdi.

Elini beline koymasına rağmen arka direğe hareketlenen bir çocuk oldu. Hemen bağırarak müdahale ettim, “Oğlum görmüyor musun Deniz Abim elini beline koydu, ne işin var arkada, koşsana ön direğe, bir b.k..tan anlamıyorsunuz yaa!!!” diye çıkıştım çocuğa.

Sonra Deniz Abi’ye dönüp “Abi bir b.k…tan anlamıyor bunlar ya!” diye gözüne girmeye çalıştım. Amacım Deniz Abi’nin gözüne girerek kafa golümden sonra artı bir puan daha alıp, otobüs biletine ulaşmak. Oradan da ver elini TÜBİTAK.

“Öğrenecekler oğlum öğrenecekler” dedi, gayet sakin bir şekilde. Hiç istifini bozmadan, orta yapmak için topa doğru hareketlendi yine.

“Eee abi ne diyorsun bizim iş için? Halleder miyiz?” diye sordum tekrar peşinden koşarak.

Önce yaptığı ortaya nasıl vurduklarına baktı. Top Ekrem’e geldi. Ekrem güzel yattı topun altına ama tam oturmadı ayağına. Kaval kemiğiyle vurdu topa. Çok kötü vurdu. Top yuvarlana yuvarlana kalecinin ellerinde eridi gitti. Deniz Abi biraz suratını ekşitti sadece. Sonra geri geri giderek yeni orta pozisyonu alırken cevap verdi.

“Hee o iş mi? Hallederiz lan takma kafana” dedi. “Yarın sabah gel yanıma, iner alırız iki dakikada” dedi.

“Kralsın abi” dedim. “Bu alemde teksin” dedim. “Azcık sarışın olsan, bu teknikle Premier Lig’de çok rahat top oynardın” dedim.

Sonuncusu biraz abartı oldu kabul ediyorum. Ama olsun. Sonuçta bilet olayını çözmüştüm.

“Teşekkür ederim abi” deyip yanından uzaklaşırken, Deniz Abi çoktan kestiği ortanın akıbetinin peşine düşmüştü. “Oğlum öyle mi vurulur? Alnınla vuracaksın kafayı, bak böyle.” diye kendi dünyasına dönmüştü bile.

Ertesi gün Deniz Abi gerçekten de bilet olayını çözdü benim için. İndik Harem’e, aldık bileti. “Cam kenarı verin, kardeşimin canı sıkılmasın yolda” diye de koydu şeklini. 7E numaralı biletimle, 10:45’te Harem’den kalkan Ankara otobüsünün camına çoktan kafamı yaslayıp hayallere dalmıştım bile.

İlkay Demir

  1. Bölüm
  2. Bölüm
  3. Bölüm
  4. Bölüm
  5. Bölüm

hikaye, hikaye oku, hikaye okuma, hikaye yaz, hikaye yazma, super kahraman,Digiturk,TÜBİTAK’,TÜSİAD,

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu