Siyahlı Adamlar
Merhaba arkadaşlar. Ben Bursa’nın Yiğitler mahallesinde oturan bir arkadaşınızım. Bir kaç yıl önce yaşadığım bir olayı sizinle paylaşacağım. Bir Cuma günü cünüp şekilde yatağıma girdim. Saat 3’e kadar uykum olduğu halde uyuyamadım. Zor da olsa uyudum ama bir müddet sonra rüyalar görmeye başladım. Rüyamda siyah elbise giyinmiş adamlar evin kapısını zorluyordu. Birden uyandım lavobaya gidip elimi yüzümü yıkadım. Odama girip kapıyı kilitledim. Cama yaklaşıp evimizin yanında ki parka baktım. Parkta ki salıncak kendi kendine sallanıyordu rüzgar var diyerek fazla takmadım yatağıma girip uyudum. Sabah kalktığımda okula geç kalkmıştım, kapının koluna bastığımda hiç zorlanmadan açıldı oysa ki gece kapıyı kilitlemiştim. Çantamı alıp hızlıca evden çıktım. Merdivenlerde babamla karşılaştım işten geliyordu. Gece yaşadığım olayı hızlıca babama anlattım. Babam yorgun olduğundan beni geçiştirmek için rüyalanmışsındır diyerek eve gitti. Ertesi gün rüyamda yine o siyah adamları gördüm. Ama bu sefer kapıyı zorlamıyorlardı çünkü artık kapıyı açmışlardı. Yine aynı şekilde kan ter için de uyandım. Yorganı kafama çekip uyumaya çalıştım. Ama uyuyamıyordum, gözlerimi her kapattığımda aklıma siyah elbise giyinmiş o adamlar geliyordu. Sabah kalktığımda hafta sonu olduğu için kahvaltıya indim. Annem mutfakta tek başına sofrayı hazırlıyordu. Annemin yanına gidip olayı anlattım. Annem rüyalandığımı, açıp Kur’an okumamı söyledi. Abdest alıp Kur’an okduktan sonra biraz rahatladım. Herşeyin geçtiğini sandım oysaki daha yeni başlıyorduk. Artık her gece rüyamda o siyah adamları görüyordum. Her gece bana biraz daha yaklaşıyorlardı, sanki evde birini arıyorlardı. Her gece kapımı kilitlememe rağmen, sabah kalktığımda kapıyı ardına kadar açık buluyordum. Hergün annemle babama olayı anlatmama rağmen beni geçiştiren cevaplar veriyorlardı. En sonunda beni bir psikoloğa götürdüler. Bir kaç seansdan sonra doktor olayın psikolojik olmadığını söyledi.
Artık rüyamda o adamları görmeye alışmıştım. Yine bir gece kapıyı kilitleyip odama girdiğimde. Odanın camı sonunda kadar açıktı. Cama yaklaşıp yandaki parka baktım. Yine aynı salıncak hızlı bir şekilde sallanıyordu. Ama rüzgar yoktu, ayrıca diğer salıncak kıpırdamıyodu bile. Camı kapatıp perdeyi çektim. Yatağıma girip uyudum. Gece rüyamda yine o siyah adamları görmüştüm ama bu sefer benim yatağımın yanında beni izliyorlardı. Kan ter içinde uyandım odamın kapısı yine sonuna kadar açıktı. Annemlerin yanına koştum kapılarına hızlıca vurdum. Ama annemler uyanmıyordu. Sabah beni baygın halde yatak odasının kapısında bulmuşlar. Kaldırıp bir hocaya götürmüşler. Hoca elime bir şey sürerken uyandım. Bir müddet sonra beni odadan çıkardılar. Hoca annem ve babam beraber bir şey konuşuyorlardı. Yarım saat sonra odadan çıktılar. Hoca benim üzerime bir kaç dua okuyup elindeki muskayı boynuma taktı. Ne olursa olsun muskayı çıkarmamam gerektiğini söyledi. Ordan çıkıp arabayla eve giderken hiç birimiz konuşmadık. Arabadan indiğimizde annemin ağladığını farkettim. Ne oldu diye sorduğumda ne annem ne babam ikiside hiç bir şey söylemiyordu. Artık bende içime kapanmıştım.
Bir gün halam bize geldiğinde annemle konuşurken duymuştum. Annem cinlerin beni esir aldığını söyledi. Halam ismini sorduğunda annem İfril cininin olduğunu söyledi. Halamın gözleri fal taşı gibi açıldı. Hemen odaya girip bilgisayarımdan İfril cinini araştırdım. Sonuçlar karşısında dehşete düşmüştüm. Çünkü, en zarar verici kabile oldukları yazıyordu. Bir müddet sonra kilo vermeye başladım. Eski gücümü kaybediyordum. Artık dışarı çıkıp arkadaşlarımla gezmiyordum. Bu durum haliyle anne ve babamı üzüyordu. Annem neredeyse her gün ağlıyordu. Ama artık kabuslar görmüyodum. Bir gün banyoya girerken muskayı boynumdan çıkardım. Elbiselerimin yanına bıraktım. Girdim banyo yaparken birden başım dönmeye başladı. Orda bayılmışım babam ambulans çağırmış beni hastaneye götürmüşler. Uyandığımda koluma serum bağlamışlardı. Doktor yanıma gelip tansiyonu düşmüş demiş. Hastaneden çıkıp eve gelirken babam beni muskayı çıkardığım için azarlamaya başladı. Eve gittiğimizde evin kapısı açıktı hırsız girdi diyerek babam direk içeri girdi ama evde hiçbir yer dağıtılmamıştı, her şey sağlam bir şekilde yerinde duruyordu. Sadece benim odamda yatağım parçalanmıştı. Yastığımın içindeki yünler sağa sola fırlatılmıştı. Annem odamı topladı. Sonra mutfağa geçip oturduk. Babama bana ne olduğunu sordum. Babam içime cin kaçtığını, geçmesi için en az 4 kurban kesmemiz gerektiğini söyledi. Bana biraz saçma geldi inanmadım. Zaten maddi durumumuzda ona yetmezdi.
Bir iki gün sonra babam elinde bir poşet etle geldi. Elimden tutup yine aynı hocaya gittik. Babam beni kapıda bırakıp hocanın yanı gitti. Bir müddet sonra beni çağırdılar ama içeride çok pis bir koku vardı. Yanmış et kokuyordu. Hoca beni yanına çağırdı. Yanık bir eti sol omzumdan bastırdı çok ağır bir kokusu vardı. Eti çektikten sonra kibriti yakıp üstümde söndürdü. Çok kötü bir koku ve acı vardı. Ordan çıktıktan sonra babam olanları anlattı. Kurban derken, inek felan değil, köpek ve kedi olduğunu söyledi. Eve gittikten sonra artık kötü rüyalar geçmişti ve muska takmama gerek yoktu. Ama hiç bir zaman eskisi gibi mutlu olamadım. Şimdi 20 yaşındayım ve o günler geride kaldı. Geçen günlerde beni iyileştiren hocanın boğazlanarak öldürüldüğünü öğrendik. Sanırım o günler geri gelecek.
Okuyucularımızdan Gelenler
Neden başka renk deyilde sadece siyah? Bir korku hijayesi klassiği bak kardesim ben bir yazarim bu işlerden anlarim.
Sadece güldüm
inanmadım saçma hem de çok
Ben de yiğitlerde oturuyorum ve şuan aklımda brç park var korktum kardş
Neresinde oturuyosunuz hanfendi