Başarı HikayeleriÇocuk HikayeleriDüşündüren-Eğitici Hikayeler

Bir Başarı Hikayesi; “Hayalperest Papatya Çiçi”

Çocuklarımız İçin Çok Güzel, Eğitici Bir Başarı Hikayesi; “Hayalperest Papatya Çiçi”

Bir zamanlar yemyeşil bir dağın yamacında bembeyaz yaprakları, çoğu çiçeğe göre çok uzun boyu olan Çiçi adında bir papatya vardı. Çevresi diğer papatyalar ve çeşit çeşit birçok çiçekle doluydu. Boyunun uzunluğundan dolayı diğerlerinin arasından sıyrılır hepsine tepeden bakardı.

Diğer bütün çiçekler gün boyu güneşlenip sohbet ederlerken Çiçi onlara katılmaz sadece güneşlenmekle yetinirdi. Ona neden böyle davrandığını sorduklarında da tek bir cevabı vardı. O da hayal kuruyorum olurdu. Bir gün yine parlak güneşin altında güneşlenip sohbet ederlerken Çiçi’nin yanındaki papatya sordu,

– Neden sürekli hayal kuruyorsun?

– Çünkü hayal kurmak çok güzel. Mesela ben aşağıdaki nehrin kenarına gitmeyi hayal ediyorum.

– Niye böyle bir şey istiyorsun ki? Baksana burası çok güzel havası temiz, güneşi parlak.

– Nasıl gideceksin ki kökün burada?

Diye sordu arkasındaki gül

– Bu Çiçi de hep hayalci, olmayacak şeyler düşünüyor.
Dedi, başka biri

Çiçi’nin konuşmasına fırsat vermeden bütün çiçekler hep bir ağızdan gülmeye ve hayalperest Çiçi ile dalga geçmeye başladılar. Bu duruma daha çok canı sıkılan Çiçi öfkeyle konuştu,

– Hepiniz göreceksiniz, siz burada güneşlenirken ben mis gibi bir nehrin kenarında güneşleniyor olacağım.

Ama kimse Çiçi’yi duymadı ve kahkaha atmaya devam ettiler.

Akşam olduğunda bütün çiçekler uykuya dalmış olmasında rağmen Çiçi sabah yaşanan olaydan dolayı hala hem üzgün hem de öfke doluydu. Köklerini topraktan çıkarsa bile aşağıdaki nehrin kenarına nasıl ulaşacağını bilemiyordu ama umurunda da değildi öncelikle köklerini çıkarmalıydı.
Çiçi kararlı bir şekilde köklerini toprağın altında hareket ettirmeye başladı. Hareket kabiliyeti arttıkça daha hevesleniyor ve güçleniyordu. Sabah olmak üzereyken kökünün bir tanesini topraktan çıkarmayı başarmıştı. Geriye iki tane kalmıştı. Uzun zamandır uğraşının sonucuna ulaşmanın verdiği başarı duygusu ve yorgunlukla uyuyakaldı.

Sabah olduğunda bütün çiçekler uyanıp güneşlenmeye başladığında Çiçi’nin hala uyuduğunu görenler ne kadar da garip bir çiçek diye düşündüler. Çiçi’nin farklılığına alıştıkları için artık üzerinde çok durmuyorlardı.

Akşam olduğunda bütün çiçekler tekrar uykuya dalarken Çiçi uyandı ve azimle köklerini çıkarma çalışmasına devam etti. Sabaha karşı nihayet bütün köklerini çıkardı ama ayakta duramayıp devrildi.

Köklerinden yardım alarak sürünmeye başladı ama çok yavaş ilerliyordu. Enerjisinin sonlarına yaklaşmışken yanından geçmekte olan böceği fark etti, böcek merakla sordu.

-Neden yerde yatıyorsun sen?

– Aşağıdaki nehre ulaşmak için sürünüyorum.

– bu şekilde oraya çok uzun zamanda varırsın. Bence yardıma ihtiyacın var.

– belki sen bana yardım edebilirsin böcek kardeş. Beni sırtına alıp nehre kadar götürebilirsin.

– ben seni taşıyamayacak kadar küçüğüm, üzgünüm sana yardımcı olamam.

Dedi minik böcek ve yoluna devam etti. Ancak papatyanın bu çabasından da etkilenmişti. Biraz ilerledikten sonra Çiçi için üzüldü ve geri döndü.

Tamam sana yardım edeceğim ama bunu tek başıma yapamam. Diğer arkadaşlarımı çağırmam gerek. Beni burada bekle.

Tamam çok teşekkür ederim, zaten istesem de bir yere gidemiyorum.
Böcek hızla diğer arkadaşlarını çağırmak için oradan uzaklaştı.
Kendisi gibi beş tane böcekle birlikte geri döndüğünde Çiçi’yi bıraktığı yerde buldu.

Diğer böcekler yanyana geçip Çiçi’yi sırtlarına aldılar ve ağır ağır ilerleme başladılar.

Çiçi minik böceklerin bu yardımından dolayı hem çok sevindi hem de çok duygulandı.

Bu şekilde hava kararınca uyuyup dinlenerek, sabah olunca yollarına devam ederek birkaç gün boyunca yol aldıktan sonra nihayet nehre vardılar ve minik böcekler sırtlarından Çiçi’yi yorgunlukla indirdiler ve biraz soluklandıktan sonra Çiçi’ye veda edip evlerine geri dönmek üzere yola koyuldular.

Çiçi onlara teşekkür ettikten sonra nehre baktı. Gözlerine inanamıyordu, içindeki mutluluk o kadar çoktu ki yaprakları heyecandan titriyordu. Bir an önce kurumak üzere olan köklerini toprağa gömmek istiyordu. Bir süre yerde çırpındıktan sonra köklerinden birini toprağa sokmayı başarmıştı. Topraktan aldığı suyla canlandıktan sonra diğer iki kökünü de toprağa soktu ve tekrar eskisi gibi ayağa kalktı.

Akşam olmak üzereydi, nehri izledi ve huzurla uykuya daldı.

Diğer tarafta Çiçi’nin yokluğunu fark eden çiçekler Çiçi’ye inanmadıkları ve onunla alay ettikleri için utandılar. Artık hiçbiri konuşmak istemiyor güneşlenirken hayal kuruyorlardı.

Sizden Gelenler- Yazar: Zeynep Duru

Eğitici Hikayeler, Başarı Hikayeleri, Çocuk Hikayeleri

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

3 Yorum

  1. Bu gün gıcıklığım üstümde. Bu hikaye hayallerin öneminden onlara ulaşmak için mücadele vermek gerektiğinden bahsediyor. Tüm bunlar çok güzel ama alınan risklerden ve hayallere ulaşacağım derken eldekinden de olma ihtimalinden hiç bahsetmemiş. Çiçi kendisine yardım eden böceklere denk gelmese köklerini çıkardığından olduğu yerde çürüyüp gidebilirdi. Not: Tekrar ediyorum gıcıklığım üstümde. Hikaye iyi.

      1. Haklısın, hikayelerin mantıklı derken gerçekten mi diyorsun yoksa alay mı ediyorsun bilmiyorum ama iki türlü de haklısın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu