Sabahattin Ali'den Seçmeler

“Köstence Güzellik Kraliçesi”nin Hikayesi

Sabahattin Ali Hikayeleri

Yanımdaki ikinci şişeye de başlamıştı. Salonu gitgide daha çok sis kaplıyordu. Masalar tenhalaşmış, kadınların yüzüne daha açık bir yorgunluk çökmüştü. Masalarda uyuyup kalmamak için kendilerini sarsıyorlardı. Büfedeki adam da bir kenara oturmuş ve çenesini eline dayayarak düşünceye dalmıştı. Keman bilmem kaç yüzüncü defa Toselli’nin serenadını haykırıyor ve piyanist başını arkaya fırlatarak, bu parçayı ilk defa çaldığı zamanki coşkunluğunu bulmaya çabalıyordu.

İkinci şişeyi de yarılayan adam, elini omuzuma koydu:

-Siz garip bir insansınız!- dedi. -Konuşmuyor, sormuyorsunuz. Fakat öyle bir haliniz var ki, her şeyi anlayabilirsiniz hissini veriyor.-

Eliyle yakasını tuttu, şarap şişesini itti. Bir şey söylemek istiyordu. Masanın üstünde duran elime yapıştı:

-Artık dayanamayacağım…- dedi. -Artık dayanamayacağım. Söyleyin bana… Ben ne yapayım?-

Elimi çektim. O da toplanır gibi oldu ve önüne baktı. Sonra hafif bir sesle:

-Affediniz… Affediniz. Aman Yarabbi, sizi ne kadar taciz ediyorum…- diye yalvardı.

Kendisini teskin ettim:

-Söyleyiniz- dedim, -sizi alaka ile dinleyeceğim!-

-Ah!.. Alaka ile değil… Beni anlayarak dinleyiniz… Bana acıyınız. Ahhh!..- diye inledi. Sonra birdenbire, mukaddeme filan yapmadan, anlatmaya başladı:

-Sekiz sene evvel… O zaman Bükreş Üniversitesi’nde okuyordum. Dişçi olacaktım. Babam Köstence’de doktordu. Vaziyeti fena değildi. Bana neşeli bir talebe hayatı temin edebiliyordu. Bilmem gittiniz mi, Bükreş, dünyanın en neşeli şehri, Bükreş Üniversitesi dünyanın en neşeli mektebidir… Ben de oranın en neşeli talebesiydim… Belki de en yaramaz talebesi. Kadınların üzerinde de hususi bir nüfuzum vardı. Onları mühimsemeden kendilerine lakayt olmadığımı hissettirmenin usulünü biliyordum. Birçok istasyonları arkasında bırakan bir tren kadar tabiilikle birinden ötekine atlıyordum. Fakat son sınıfta iken küçük bir Besarabyalı kız beni kendine bağlamaya muvaffak olmuştu. Hatta ikimiz aynı pansiyona taşınmıştık. Çok çapkın bir mahluktu. Dünyada kederin ne olduğunu bilmiyordu. Birkaç ay beraber yaşadıktan sonra kış vakansı geldi. Ben Köstence’ye gidecektim. Hiç teessürsüz birbirimizden ayrıldık. On beş gün sonra dönecektim.

Köstence’ye öğle üzeri geldim. Trenden çıkar çıkmaz kalabalık bir alayla karşılaştım. Durup seyrettim. Bir sürü halk arasında, çiçeklerle süslenmiş bir kamyon geçiyor ve bunun içinde beyaz elbiseler giydirilmiş, adeta daha çocuk denebilecek bir genç kız ayakta durup etrafa selamlar veriyordu. Başında hanımellerinden bir taç vardı. Yanımdakilere sordum. ‘Köstence Güzellik Kraliçesi!’ dediler; ilk kraliçe seçimi bu sene olduğu için, halk pek coşkun ve dün akşamdan beri bütün Köstence ayakta imiş.

Otomobildeki kıza baktım. Yüzü biraz yorgun, biraz şaşkın ve biraz da mesuttu.

Alay geçtikten sonra evime gittim.

O gece kraliçenin şerefine bir balo veriliyordu. Arkadaşlarım muhakkak benim de gelmemi istediler. Yorgun olduğumu filan söyledim, ısrar ettiler.

Biliyor musunuz, bir dakika, hatta bir saniyede verilen veya verilmeyen bir karar, bir tereddüt anı, insanın hayatı üzerinde ne uçsuz bucaksız neticeler doğurabiliyor.

O gün baloya gitmesem, arkadaşlarımın muhakkak fazla şiddetli olmayan ısrarlarını biraz kuvvetle reddetsem, hayatım kim bilir nasıl bir istikamet almış olacaktı.

O akşam baloya gittim. Kalabalıktık. Kraliçe her dansta başka bir gencin kollarında görülüyordu. Birkaç kere yanımdan geçti. Yüzü gündüzki gibi biraz yorgun, biraz şaşkın ve biraz da mesuttu.

Bir aralık büfeye gitmiştim. Arkamdan birisi çekti. Döndüm: Arkadaşlarımdan biri. Yanında kraliçe vardı. Bizi tanıştırdı, sonra:

‘Bükreşli üniversite talebesine bir dans bahşetmez misiniz?’ dedi.

Dönmeye başladım ve ilk olarak o zaman bu kadına dikkatle baktım. Ayaklarım dolaşır gibi ve içimde, uzak sezişlerle, bir şey kırılır gibi oldu. Onun da gözleri bana dikilmişti. Kendimde bir şey söyleyecek kudret bulamadım ve dans bitinceye kadar kendime gelmeye çabaladım. Hiçbir şey konuşmadan ayrıldık.

Önceki sayfa 1 2 3 4 5 6 7Sonraki sayfa

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu