Sabahattin Ali'den Seçmeler

“Köstence Güzellik Kraliçesi”nin Hikayesi

Sabahattin Ali Hikayeleri

Fakat ne kadar yanılıyormuşum. Ah, efendi, bilseniz ne kadar yanılıyormuşum. Fakat sizi sıkıyorum, değil mi? Affediniz, sonuna geldim… Evet, babamdan bir miktar para alıp Bükreş’e döndüğüm günlerde, birkaç kişi birlikte bir müzikhole gitmiştik. Onu orada, birkaç sarhoş talebenin masasında gördüm. Göğsü bağrı açık ve fitil gibi sarhoştu. Beni uzaktan tanıyamadı. Yanına yaklaşınca gülerek doğruldu. Sonra birdenbire kaşları çatıldı. Sarhoş dimağı birçok hatıraların hücumuna uğruyormuş gibi gözleri bulandı ve beni eliyle göğsümden iterek sallana sallana uzaklaştı; o akşam bir daha salonda görünmedi.

Ben harap bir halde kaldım. Fazla oturamayarak yattığım yere döndüm ve ertesi akşam erkenden aynı müzikhole koştum. Oradaydı, benim geleceğimi biliyormuş gibi, hayret etmeden yanıma yaklaştı. Masama oturdu. Şundan bundan konuştuk. Fakat ne bir kelime ile kendi vaziyetinden, ne de eski günlerden bahsetti. Ben sözü açmak isteyince sert bir tavırla susturdu ve:

‘Ben bütün geçen günleri unuttum. Hiçbir şey hatırlamıyorum!’ dedi.

Her akşam oraya devama başladım ve her akşam aramızdaki bu manasız konuşmalar tekrarlandı. Benimle bir arkadaş gibi konuşuyor, beraber içiyor, dans ediyor, fakat bir kelimeyle bile eski şeylere dokunmama müsaade etmiyordu.

Tekrar deli gibi ona aşık olduğumu hissettim. Bir uçurumun kenarında ve yuvarlanmak üzere olan bir adam gibi çırpınıyordum. Son bir ümitle kendisine buradan ayrılmasını ve benim yanıma gelmesini söyledim; sadece güldü, acı acı güldü.

O zamandan beri benim için dayanılmaz hayat başladı. Marina bir yerde durmuyor, muhtelif şehirleri, memleketleri dolaşıyordu. Ben de her şeyi bırakarak onunla beraber dolaşmaya başladım. O, buna itiraz etmedi. Hatta benimle alakadar oldu. Bana yardım etti. Fakat başka hiçbir şey… Sanki etten, kemikten ve sinirden yapılmış bir mahluk değildi. Sanki bir mermer, bir kaya yahut bir ölüydü. Ne ağlamalarım, ne kendimi mahvedercesine geçmişi tamire çalışışım fayda vermedi. Altı senedir bu hayat, bu cehennem hayatı devam ediyor. Bu altı senede onun kalbinin bana karşı bir kere bile yumuşadığını görmedim. Demin gördüğünüz gibi, benimle çok alakadar ve dosttur. Fakat o kadar. Bir kere kapadığı kalbini bir daha açmıyor. Dolaştığımız şehirlerde aynı yerlerde, bazan aynı odada kalıyoruz. O, aramızda görünmez, soğuk bir duvar bulundurmasını biliyor. İstiyorum ki, bana kızsın, beni tahkir etsin, beni dövsün. Her şeye razıyım. Hatta beni öldürsün. Yalnız aramızdaki bu kahredici uzaklık bir parça azalsın. Tahammül edemeyeceğimi, bu hayatı daha fazla sürükleyemeyeceğimi sandığım anlar oldu. O zaman her şeye bir son vermek istedim. Fakat bir ümit elimi bağladı. Bazan günlerce ortadan kayboldum. İstedim ki, o benim artık bırakıp gittiğimi sansın ve başka bir erkek bulsun. Bugünlerde onu hep uzaklardan gözetledim. Yanında bir erkek görsem, eve başka bir erkekle girdiğini veya onun başka bir erkeğe gittiğini görsem bir anda kurtulacak, hem onu, hem kendimi öldürerek, bu parçalayıcı azaplara bir son verecektim. Fakat bir kere bile, efendi, onu bir kere bile başka bir erkekle görmedim. Beni asıl berbat eden bu… Onun beni sevdiğini, hala beni sevdiğini, deli gibi beni sevdiğini, benden başkasını asla sevemeyeceğini bilmek… Fakat bir kere olan şeyi artık unutamadığını, sırf bunun için yaşamanın ikimiz için de dünyanın en dayanılmaz işkencesi olduğunu düşünmek… Ah… bilseniz o beni ne kadar seviyor. Bunu anlıyorum. Siz anlamadınız mı?.. (O da ne kadar azap çekiyor görmüyor musunuz? Ne yapayım efendi, ben ne yapayım?..-

Önceki sayfa 1 2 3 4 5 6 7Sonraki sayfa

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu