Sabahattin Ali'den Seçmeler

“Köstence Güzellik Kraliçesi”nin Hikayesi

Sabahattin Ali Hikayeleri

Fakat ondan sonraki danslarda, isminin Marina olduğunu, bir mağazada satıcılık ederken güzellik kraliçesi seçildiğini ve yarın gene işe başlayacağı için bu iki günlük yorgunluğun kendisini düşündürdüğünü öğrendim.

Bu tatlı, fakat devamsız rüyadan artık uyanmak ister gibi bir hali vardı. Bu hal beni büsbütün ona yaklaştırdı. İhtimal etrafımda bu kadar tabii mahluklar görmüş olmadığım için bu kızın yanı bana ılık ve gürültüsüz bir köşe gibi görünüyordu. Ertesi günlerde de kendisini görmek için söz aldım.

Ne diye uzatmalı bu lafları, efendi!.. Hulasa o geceden sonra onu her gün gördüm. Köstence’de kaldığım on beş gün bir saat gibi geçti. Ah, o on beş günün hatırasını içimde nasıl bir yerde saklıyorum bilseniz… O günlerde bütün dünyayı bir parmağımla yerinden oynatabileceğimi sanıyordum. O günlerde benim için her şey kabildi. Bütün kainatın ve milyonlarca senelik hayatın hiçbir manası olmasa böyle bir on beş günün bunlara mana verebileceğini düşünüyordum. Sahilde yan yana dolaşıyor ve sadece birbirimize bakışıp gülümsüyorduk. Yalnız rüzgarın dolaştığı ve dalgaların yaladığı plajlarda paltolarımıza bürünerek koşuyor ve birbirimizin soğuktan kızaran yanaklarını öpüyorduk.

Fakat on beş gün çok çabuk geçti. Bükreş’e dönmek zamanı geldi. Ona evlenmeyi vaat etmiştim, fakat bunu aileme açmama ihtimal yoktu. Bir mağazada satıcı olan ve sonra güzellik kraliçeliği gibi, burjuva muhitlerinin aforozuna kafi bir sıfatı üzerinde taşıyan bir kızın lafını evde ağzıma almak bile tehlikeli olurdu.

Mektebi bitirince hemen gelip kendisini alacağımı, o zaman müstakil olacağım için kimseye danışmaya hacet kalmayacağını söyledim. İstasyona gelmesi doğru olmadığı için, bir gün evvelden ayrıldık. O dakika hala gözlerimin önündedir. Belki yarım saat birbirimizi kucakladıktan ve ağlaştıktan sonra, ben uzaklaşırken, arkamdan seslendi. O zamana kadar kendisinden duymadığım ciddi bir sesle:

‘Sakın beni bırakma… Ben sonra çok fena olurum Gravila!’ dedi.

Ben bu ihtarın dehşetini hiç düşünmedim. Fakat ne bilirdim… Bunun bu kadar şiddetle hakikat olacağını ne bilirdim?..-

Gravila biraz durdu. Gözlerini uzaktaki köşede uyuklayan kadına çevirdi ve sonra şarap bardağını yakalayarak sonuna kadar içti. Şarap damlaları tıraşlı çenesinden kirli gömleğine süzülüyordu. Eliyle onları siler gibi yaptıktan sonra devam etti:

-Ben Bükreş’e döndükten sonra birkaç ay mektuplaştık. Onun her mektubu daha ateşlenmiş olarak geliyordu. Fakat ben dünyanın en neşeli şehrinde ve dünyanın en neşeli insanları arasında Köstence Güzellik Kraliçesi’ni icap ettiği kadar çok hatırlayamıyordum. Son mektuplarımdan bunu, hissetmiş olacağını zannediyor ve üzülüyordum. Fakat o hiçbir şekilde bunu ima edecek bir şey yazmıyordu. Benim mektuplarım gitgide seyrekleşti. Dersler, arkadaşlar beni çok meşgul ediyorlardı ve tekrar aynı pansiyona taşındığımız küçük Besarabyalı, insana göz açtırmıyordu. O da beni unutmaya başladı diyordum. Çünkü, üst üste üç mektubunu cevapsız bıraktıktan sonra o da yazmaz olmuştu. Ben bu macerayı da diğer hatıraların arasına gömdüm. Yalnız, onları hatırlamak bana tatlı bir iş gibi geldiği halde, bunu aklıma getirmekten adeta korkuyordum.

Üniversite bitti. Ben hiç Köstence’ye uğramadan, o sıralarda Bükreş’e gelmiş olan babamın ve annemin gönlünü yaparak, buraya, Almanya’ya geldim. Mesleğimde ilerlemek istiyordum. Neşeli ve hoş günler tekrar başladı ve bir buçuk sene sürdü. Sonra Romanya’ya döndüm. Bir kabine açmak için lazım olan parayı koparmak maksadıyla Köstence’ye gittim. Bu sırada güzellik kraliçesi hakkında korka korka malumat almak istediğim bir arkadaş, onun uzun zaman evvel birdenbire ortadan kaybolduğunu söyledi. Oh, dedim, mukadderat bizim ayrı yollarda yürümemizi istemiş, ne yapalım?

Önceki sayfa 1 2 3 4 5 6 7Sonraki sayfa

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu