Dehşet ÖyküleriDünya KlasikleriKorku Hikayeleri

Dehşet Hikayeleri “LANETLİ” 4. Bölüm

Dehşet Hikayeleri

Dehşet Hikayeleri “LANETLİ” 4. Bölüm

“Mezardan Gelen Bir Açıklama”

Lanetli

Dehşet Hikayeleri: Merhum Hugh Morgan’ın günlüğünde, öneri anlamında bilimsel değerleri olması muhtemel ilginç notlar bulunmaktadır. Cesedinin başındaki soruşturmada bu defter ka­nıt kabul edilmemiştir; herhalde görevli, jüri­nin aklınlı karıştırmayı gerekli görmedi. Bah­sedilen ilk girdilerin tarihi, yaprağın üst kıs­mı yırtık olduğundan belirlenememektedir; girdinin kalan kısmı şöyledir: Dehşet Hikayeleri

…..yarım daire şeklinde koşuyordu, kafa­sı sürekli dairenin merkezine dönük bir hal­de ve sonra da yine kıpırdamadan durup hid­detle havlıyordu. En sonunda elinden geldi­ğince hızla çalılara doğru koşuyordu. Önce delirdiğini sandım ancak eve döndüğümde, belirgin bir cezalandırılma korkusundan baş­ka bir farklılık göremedim tavırlarında

.“Bir köpek burnuyla görebilir mi? Koku­lar, beyindeki bir merkezi kendilerini yayan şeyin imgeleriyle doldurabilir mi?… Dehşet Hikayeleri

“2 Eylül. Dün gece, evin doğu tarafındaki sırtın tepesinden yükselen yıldızlara bakar­ken, hepsinin birbiri ardına ortadan kaybol­duklarını gözlemledim; soldan sağa. Yıldızla­rın tutulmaları sadece bir an sürüyor ve aynı anda sadece birkaçı kayboluyordu, ama bü­tün sırt boyunca, tepenin bir iki derece açı­ğında bulunanların hepsi karanlığa gömül­müştü. Sanki benimle onların arasından bir şey geçmişti de, neyin geçtiğini ben göreme­miştim ve yıldızlar da bu şeyin çizgilerini be­lirginleştirecek kadar geniş değildiler. Off! Bundan hiç hoşlanmadım…”

Birkaç haftanın girdileri kayıptı, defterden üç sayfa yırtılmıştı. Korku Hikaye

“27 Eylül. Yine buralarda dolandı; her gün varlığına ilişkin kanıtlar buluyorum. Dün, yi­ne bütün gece, iki namlusu da saçma dolu si­lahımla aynı gizlenme yerinde nöbet tuttum. Sabahleyin, taze ayak izleri oradaydı, önceki gibi. Yine de uyumadığıma yemin edebilirim: gerçekten de artık neredeyse uyumuyorum. Bu çok berbat, tahammül sınırlarım aşıyor! Eğer bu inanılmaz deneyimler gerçekse deli­receğim: eğer hayal ürünüyse zaten delirmi­şim demektir.

“3 Ekim. Gitmeyeceğim; beni buradan kaçıramaz. Hayır, burası BENİM evim, BENİM toprağım. Tanrı korkaklardan nefret eder… Korku Hikaye

“5 Ekim. Artık dayanamıyorum; benimle birlikte birkaç hafta geçirmesi için Harker’ı davet ettim; onun sağduyusu hâlâ yerinde. Tavırlarından deli olduğumu düşünüp dü­şünmediğini anlarım.

“7 Ekim. Bu bulmacanın çözümünü bul­dum; dün gece geldi aklıma; birdenbire, san­ki Tanrı bahşetmiş gibi. Ne kadar da basit; ne kadar da inanılmaz derecede basit!

“Duyamadığımız sesler vardır. Ses perde­sinin her iki ucunda da, mükemmellikten uzak bir aygıt olan insan kulağının algılaya­madığı notalar bulunmaktadır. Ya çok yük­sek ya da çok alçak notalardır bunlar. Bir ke­resinde ağacın bütün tepesini istila etmiş bir karatavuk sürüsü görmüştüm -aslına bakılırsa pek çok ağacın tepesini- hepsi de dur­madan şarkı söylüyordu. Bir anda, tamı ta­mına aynı saniyede, hepsi birden havalanıp uzaklara uçtular. Nasıl? Hepsi birbirini görü­yor olamazdı, bütün ağaç tepeleri birbirinin içine geçmişti. Hiçbir noktadaki bir lider tü­müne birden görülüyor olamazdı. Bütün o gürültüden daha yüksek ve tiz, ama benim duyamadığım bir uyarı ya da komut sinyali verilmiş olmalıydı. Aynı eşzamanlı havalanışın, sadece karatavuklarda değil, diğer bütün kuşlarda da sessizce gerçekleştiğini gözlemle­dim. Geniş çalılıkların ayırdığı bıldırcınlarda örneğin, hatta bir tepenin farklı taraflarında olsalar bile.

“Okyanusun yüzeyinde birbirlerinden ki­lometrelerce uzakta güneşin tadını çıkaran ya da oyunlar oynayan bir balina sürüsünün, aralarındaki yeryüzü parçasının dışbükeyliği­ne rağmen bazen aynı saniyede suya daldıkları denizciler tarafından bilinen bir gerçektir, bir anda hepsi birden gözden kaybolurlar. Sinyal verilmiştir, kalambirideki denizciyle güvertedeki arkadaşlarının duyabilmeleri için fazla alçak bir sinyal, gene de denizciler, san­ki bir katedralin, orgun basıyla çalkalanan taşlarına benzeyen gemilerinde titreşimleri hissederler

.“Sesler için geçerli olan renkler için de geçerlidir. Güneş tayfının her iki ucunda da, kimyager, ‘şua tesirli’ diye bilinen ışınların varlığını ölçebilir. Bunlar, göremediğimiz renkleri temsil ederler, ışığın yapısındaki tümlevsel renkleri. İnsan gözü mükemmel bir aygıt değildir; menzili, gerçek ‘kromatik ölçe­ğin’ sadece birkaç oktavını kapsar; ben deli değilim; bizim göremediğimiz renkler var. Korku Hikaye

“Ve, Tanrı yardımcım olsun! Lanetli Şey de öyle bir renk işte!”

AMBROSE BIERCE

1. Bölüm

2. Bölüm

3. Bölüm

4. Bölüm

hikaye, hikaye oku, öykü, dehşet hikayeleri, korku hikayeleri, lanetli, ceset, lanet, ambrose bierce hikayeleri, dünya klasikleri, dehşet, korku, yaratık, hayalet,  ölü, ceset, ölmüş adam, jüri, hikaye örnekleri, dehşet hikayeleri örnekleri, korku hikayesi örnekleri,

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu