Dehşet Hikayeleri “LANETLİ” 3. Bölüm
Dehşet “Çıplakken Bile Paçavralar İçinde Olunabilir”
Dehşet Hikayeleri: Görevli oturduğu yerden kalkıp ölünün yanında dikildi. Çarşafı ucundan kaldırıp çekerek çırılçıplak, mum ışığında balçığımsı bir sarıya bürünmüş olan ölünün bedenini gösterdi. Üzerinde, belli ki ezilmeler sonucunda damarlardan fışkıran kanın sebep olduğu geniş, mavimtırak siyah lekeler vardı. Göğüs kısmı ve vücudunun yanı, sanki sopayla dövülmüşe benziyordu. Çok kötü yırtılmalar vardı; deri lime lime soyulmuştu. Dehşet
Görevli, masanın ucuna geçti ve çenenin altından geçirilip kafanın tepesinde bağlanmış mendili çözdü. Mendilin çekilmesi boğaza ne yapıldığını ortaya çıkardı. Daha iyi görmek için ayağa kalkan bazı jüri üyeleri, meraklarından pişman olup yüzlerini çevirdiler. Midesi bulanan ve neredeyse bayılmak üzere olan şahit Harker, açık pencereye gidip, pencerenin pervazından sarktı. Mendili ölünün boynuna bırakan görevliyse odanın bir köşesine yürüdü ve bir elbise yığınının arasından kıyafet üstüne kıyafet çıkartıp hepsini birer birer incelemeye tabi tuttu. Elbiselerin hepsi yırtılmıştı ve kurumuş kan lekeleriyle doluydu. Jüri üyeleri daha yakın bir incelemeye girişmediler. İlgisiz görünüyorlardı. Aslına bakılırsa, bütün bunları daha önce de görmüşlerdi. Onlar için yeni olan tek şey Harker’ın ifadesiydi. Dehşet
“Baylar,” dedi görevli, “elimizde başka kanıt yok, sanırım. Göreviniz size zaten açıklanmıştı; eğer sormak istediğiniz bir şey yoksa dışarı çıkıp hükmünüzü kararlaştırabilirsiniz. Korku.
”Sözcü ayağa kalktı, altmışlarında, uzun boylu, kaba giyimli, sakallı bir adamdı.
“Bir şey sormak istiyorum sayın görevli,” dedi. “Şahidiniz en son hangi tımarhaneden firar etmiş acaba?”
“Bay Harker,” dedi görevli, ciddiyet ve sükûnetle, “en son hangi tımarhaneden firar etmiştiniz?” Korku
Harker’ın suratı yine kıpkırmızı kesildi, ama hiçbir şey söylemedi ve yedi jüri üyesi ayağa kalkıp ağırbaşlı adımlarla kulübeyi boşalttılar.
“Eğer bana edeceğiniz hakaretleri bitirdiyseniz efendim,” dedi Harker, görevli memur ve ölüyle baş başa bırakılır bırakılmaz, “sanırım artık gitmekte özgürüm?”
“Evet.” Dehşet ve Korku
Harker tam ayrılmak üzereydi ki, eli kapı mandalının üzerinde durdu. Mesleki alışkanlıkları çok gelişmişti; kişisel gururundan bile daha fazla gelişmiş. Dönüp şöyle dedi:
“Oradaki defterin Morgan’ın günlüğü olduğunu görüyorum. Çok ilginizi çekmiş gibi; ben ifade verirken bile okuyordunuz. Görebilir miyim? Halk bilmek isteye…”
“Defter bu meselede bir rol oynamayacak,” diye cevapladı memur, tekrar paltosunun cebine koyarken; “içindeki her şey yazanın ölümünden önce yazılmış.”
Harker evden çıkarken jüri üyeleri tekrar içeri girip, çarşafın altından cesedin belirgin hatlarının göründüğü masanın çevresine dizildiler. Sözcü, mumun yanına oturup göğüs cebinden bir kalemle kâğıt çıkartıp büyük bir çaba göstererek aşağıdaki hükmü yazdı. Diğerleri de farklı zorlanma dereceleriyle imzalarını attılar;
“Bu adamın cesedinden arta kalanlar, biz jüriye, ölümüne bir dağ aslanının yol açtığını düşündürtüyor, ama yine de içimizden bazıları, adamın geçirdiği bir hastalık sonucu öldüğünü düşünüyor.”
AMBROSE BIERCE
hikaye, hikaye oku, öykü, dehşet hikayeleri, korku hikayeleri, lanetli, ölü adam, ölü, ceset, lanet, ambrose bierce hikayeleri, dünya klasikleri, dehşet, korku, yaratık, hayalet, kurt saldırısı, dağ aslanı, ölü, ceset, ölmüş adam, jüri, hikaye örnekleri,dehşet hikayeleri örnekleri, korku hikayesi örnekleri,