Sincabın Verdiği Ders
Hikaye Oku; 15 yıl önce, tecrübesiz ve meteliksiz bir muharrir olduğum sıralarda, bir gün önemli bir mesele üzerinde düşünmek için tenha bir parka gitmiştim. Dört yıl önce nişanlandığım sevgilimle evlenmeye bir türlü cesaret edemiyordum. Gelecek yıl içinde gelirimin artıp artmayacağına dair hiçbir fikrim yoktu; sonra belirli bir gelir sahibi olmadan, önceden tahayyül ettiğim gibi karımla, Paris, Roma, Viyana, Londra gibi yabancı şehirlerde nasıl yaşayarak yazı yazabileceğime aklım ermiyordu.
Tam bu sırada, bir sincabın yüksek bir ağaçtan diğer yüksek bir ağacın üzerine atladığını gördüm. O kadar uzakta olan bir dala nişan almıştı ki onun her an yere düşerek yaralanmasını bekliyordum. Sincap, tahmin ettiğim gibi, o dala yetişemedi, fakat yere düşecek yerde, yarım metre kadar daha aşağıdaki bir dala tutunabildi. Bundan sonra hiç zahmet etmeden göz koyduğu dala kadar tırmanabildi.
Yanımda oturan ihtiyar bir adam dedi ki :
– Sincapların böyle ağaçtan ağaca atlamalarına yüzlerce defa şahit oldum. Bilhassa civarda köpek varken yere düşmelerinin çok tehlikeli olabileceği, zamanlar oldu. Fakat onlar gene de tecrübe ettiler; onların bu yüzden zarar gördülerini hiç bilmiyorum.
Adam biraz durdu, sonra konuşmasını şu sözlerle bitirdi.
– Bütün hayatların sadece bir tek ağaçta geçirmek istemedikleri takdirde, başka ağaçlara atlamaya cür’et etmeleri şarttır.
– Bir sincap bile şansını denemekten çekinmiyor. Ben bir sincap kadar mı olamıyorum? diye düşündüm.
İki hafta kadar sonra nişanlımla evlendim. Yol parası biriktirir biriktirmez de Avrupa’ya hareket ettik. Her zamankinden iki misli daha fazla çalışmaya başladım. İlk önceleri biraz sıkıntı çekmekle beraber, çok geçmeden iyi para kazanmaya başladım.
Üç yıl sonra New York’a döndüğümüzde, bir dostum, beni, yabancı memleketler hakkındaki intibalarım mevzuunda bir konferans vermeğe zorladı. Dinleyicilerin karşısına çıkınca dilimin tutlacağını düşündüğümü söyleyerek dostumun teklifini reddedecek oldum.
Bunun üzerine karım:
– Sincabı unuttun mu? diye çıkıştı.
Onun “Bu işe bir teşebbüs et, başarılı olamasan bile zarar görmezsin” demek istediğini biliyordum. Bu sözlerin etkisiyle müteakip aylar zarfında 20 den fazla konferans verdim. Dinleyicilerimin dikkatini muhafaza etmeği başardığım gibi, bu yeni tecrübeden de hoşlanmaya başlamıştım.
Bu tarihten beri, beni korkutan yeni bir tecrübeden kaçınır gibi olunca, derhal sincabı hatırlarım. Bu arada, parkta oturan ihtiyar adamın “Bütün hayatlarını bir tek ağaçta geçirmek istemedikleri takdirde, başka ağaçlara atlamağa cür’et etmeleri şart” sözleri kulaklarımda çınlar.
Bende artık sincaplar gibi “ağaçtan ağaca” atlamaya alıştım. Bu arada da sincapların sık sık bu cambazlığa teşebbüs etmelerinin sırrını da ele geçirdim. “ağaçtan ağaca” atlamak, daima yeni teşebbüslere girişmek hayatın en büyük zevklerinden biridir.
Özel notlar:
– Muharrir ne demek El Cevap: Yazar
– Risk büyük ise heyecan da büyük olur
– Hayatta karşılaştığımız fırsatların herbirinde muhakkak riskler vardır, ancak riski göze alanlar kazanabilir.
– Hayatta karşımıza çıkan ilginç şeylerden kendimize ders çıkarmasını bilmeliyiz. Her zaman yanımızda bir ihtiyar olmayabilir.