Cüneyd SuaviDüşündüren-Eğitici Hikayeler

Özenti

Hikaye

Özenti

Fakir bir adam, her gün TV’de gördüğü yakışıklı sanayiciye özenerek, onun gibi zengin olmaya karar vermiş.

Sık sık Allah’a yalvarıp:

– Ver Yarabbi! diyormuş. Fakirlikten bezdim usandım artık.

Adam, bu işi aklına koyunca, cebinde kalan son üç beş kuruşu, yine zengin bir kişinin yazdığı “Nasıl Zengin Olunur?” ve “ Zenginliğin Sırları” kitaplarına yatırıp her birini dikkatlice okumuşsa da, açıkçası pek bir şey anlamamış. Her halde en iyisi, dedesinden duyduğu şeyleri yapmakmış. Zaten bunun için de, hiç bir masraf yapmak gerekmiyormuş.

Dedesi ona nasihat ederken:

– Allah bütün duaları işitir, dermiş, Ne istersen O’ndan istemelisin. Özellikle geceleri, teheccüd namazlarından sonra dua edersen, muradına tez elden kavuşursun.

Fakir adam en nihayet bu yolu seçmiş. Yatsıyla sabah arası bol namaz kılarak, gözyaşları içinde dua etmiş.

Bu arada kurbanlar da adamış tabi.

Fakirlikten kurtulursa besili bir koç, köşeye yaklaştığında iri bir dana, köşeyi döndüğünde de bir deve kesecekrniş. Eğer çok zengin olursa kurbanların sayısı artacaknuş.

Adam altı ay boyunca gece namazlarına devam etmiş. Hiç bir taraftan para gelmeyince, ümidini kaybetmeyip bu sefer de oruca niyetlenmiş. Her ayın on beş günü, hiç aksatmadan oruç tutuyormuş, üstelik de fazla bir şey yemeden. Sonunda bir deri bir kemik kalmış ama, kendisine bir hâller olmaya başlamış. Yakınlarına, gaipten tuhaf sesler duyduğunu, hatta bazen 0 seslerin sahibiyle konuştuğunu söylüyormuş.

Kendisiyle konuşanlardan biri, bir gün ona seslenip:

– Ey garip adam. demiş. Özendiğin o kişiyi tanıyor musun?

Adam, bir süre düşünmek zorunda kalmış.

Bahsedilen kişiyi sadece ekranlarda gördüğünden, o adamın nasıl yaşadığını, neler yeyip içtiğini, nerelerde gezdiğini pek bilmiyormuş.

Kendisiyle konuşan:

– İstersen o adamı sana yakından tanıtayım demiş. Hem önceki hayatını hem sonrasını…

Fakir adam bu bir fırsatı kaçırmak istememiş. Teklifi teşekkürlerle kabul edince, manevi bir sinemayla, hayran olduğu kişiyi seyretmeye başlamış.

Perdeye ilk yansıyan, uzun bir kuyruk oluşturan kişilermiş. Zengin sanayici de, o kuyruğun önündeki bir masada oturup, her gelene bir şeyler veriyormuş.

Fakir, hemen sormuş tabi: “Bu kuyruk nedir?” diye,

– Zengin adam, işçilere aylık veriyor, denmiş. Birçok fabrikasında, belki on bin tane işçi çalışır. Özendiğin o kişi, işçilerin maaşını kendi eliyle vermekten hoşlanır.

Fakirin hayranlığı iyice artmış. Böylesine alçak gönüllü bir adama ilk defa rastlıyormuş.

Manevi sinemada, manzaralar peş peşe sıralanmış.

Biraz sonra farklı bir görüntü gelmiş perdeye: Zengin adamın elinde süslü bir bavul varmış, çevresinde de beş tane koruma…

Fakir olan, hayranlıkla ona bakarken, duyduğu ses bu sefer:

Özendiğin o adam, güzel bir tatile çıkıyor, demiş. Mevsim henüz kış ama, 0 sıcak bir ülkede dinlenecek. Tabi ki güneşte biraz bronzlaşacak.

Fakir adam, bir kez daha içini çekmiş. Çünkü o güne kadar, ırgat gibi çalışmaktan bir hafta bile tatil yapmamış.

Ver Allah’ım, demiş, can-ı gönülden. Ben de onun gibi keyif süreyim.

Fakir adam daha sonra, o zenginin hayatından birçok tablo seyretmiş. Boğazdaki muhteşem villasını, en son model üç-beş tane arabasmı, bankadaki hesaplarını falan…

Fukaracık, hülyalara dalıp giderken, 0 ses tekrar çınlayıp:

– İstersen farklı bir film koyalım, demiş. Anlaşılan bu işten çok hoşlandın.

– Evet!. diye atılmış bizimkisi. Hoşlanmamak mümkün mü? Yeni film, manevi ekrana yansıdığında, adam itiraz edip:

– Biz bu filmi daha önce seyrettik, demiş. İnsanlar yine sıraya girmişler, birçoğu da o adamın çevresini sarmışlar. Daha önceki gibi, adam bavulunu yanına almış, her halde yine tatile çıkıyor. Hayır. demiş kendisiyle konuşan. Arada sadece bir benzerlik var. Kuyruktaki kişiler, “kul hakkı ”ndan alacaklı olan işçileridir. Patronlarından haklarını istiyorlar. Çevresini saranlar da, onun dolandırdığı ya da gücendirdiği insanlardır.

O bavula gelince:

Adam uzun bir tatile çıkıyor. Fakat bu sefer, çok daha sıcak bir yerde bronzlaşacak. Gördüğün manzaralar, adamın öldükten sonraki hâlleridir.

Cüneyd Suavi – Hayatın içinden 2 – “Sevgi Hikayeleri”

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu