Bir Aşk Hikayesi
Bir sonbahar sabahıydı. Rüzgar esiyor, hafiften de yağmur yağıyordu. Yolda giderken bir park gördüm. Gidip orada ki bir bankta oturmayı planlıyordum. Yorulmuştum. Hemde çok yorulmuştum. Hafızamı kaybetmiştim. Sevdiğim insanları hatırlamıyordum. Sadece annemi hatırlıyordum. Onu hatırlamamın tek nedeni onu hatırlamam için yaptığı çabalardı. Şuan zihnimin içi bomboş bir karanlıktı. Zifiri karanlık. Hatırlamaya çalıştıkça başım çatlayacak gibi ağrıyordu ve bende bu yüzden eskileri hatırlamamaya çalışıyordum. Elbet bir gün hatırlarım…
Banka gelip oturdum. Yan bankta bir genç oturuyordu. Ve oldukça yalnız duruyordu. Oturmuş gözlerini denize dikmiş öylece bakıyordu. Çok mutsuz olduğu her halinden anlaşılıyordu. Oturduğum banktan kalktım ve onun yanına oturdum. Hâlâ gözlerini denize dikmiş bakıyordu. Yanına oturduğumu bile fark etmedi. Ona dönüp:
– Neyiniz var? Çok mutsuz görünüyorsunuz, dedim. Denize bakarak:
– Hiçbir şeyim yok. Yanılıyorsunuz, dedi. Ben asla bu konuda yanılmazdım.
Tekrar ona:
– Anlatmak istemezseniz sizi anlarım. Ama yanınızda oturabilir miyim?, dedim. Nedense burada kendimi çok huzurlu ve güvende hissediyordum. Mutluydum. Nedenini bilmeden hemde. Bir müddet böyle devam etti sessizliğimiz. Daha sonra genç bana dönerek:
– Canınızdan bile çok sevdiğiniz insan artık sizi hatırlamıyorsa ve size yabancıymışsınız gibi davranıyorsa canınız ne kadar acır bilir misiniz? Her gün onu uzaktan izlemek yanına gidip iki kelime konuşamamak nasıl bir duygudur bilir misiniz? İnsanın canından can götürür. Yavaş yavaş canını senden alınır. Yavaş yavaş soğursun her şeyden, dedi. Anlaşılan sevdiği kişi onu hatırlamıyordu. Ne acı bir şeydi bu? Ben de:
– Belki bir umut vardır. Belki sizi hatırlar. Nereden biliyorsunuz ki bunu? dedim teselli etmek için. Uzunca bir iç çekti ve:
– Üç yıl…üç yıl oldu ama değil adımı yüzümü bile hatırlamadı. Çünkü ben karşısına çıkmıyorum. Onun bana “siz kimsiniz?” demesi beni kahrediyor. Bundan dolayı çıkmadım bu zamana kadar karşısına, dedi. Ne kadar acı bir olaydır bu ALLAH’ım. İnsan sevdiğinin yanına gidip “seni seviyorum” diyememesi ne kadar kötü. Gidip yüzüne, gözlerine saatlerce bakamamak. Ona dönüp:
– Sorun olmazsa kızın adını öğrenebilir miyim?, dedim. Gencin onu çok sevdiği her halinden belliydi. Sevdiği kızın iyiliği için kıza daha görünmemişti. Bunu kendimden iyi biliyorum. Eğer hafızanı kaybetmişsen hatırlamak insana biraz acı veriyor. Genç dönüp bana baktı. Uzunca bir süre gözümün içine baktı. Sanki gözlerinin içinde gökyüzünü görüyordum. Bu çok huzur verici bir şeydi. Ama ben neden bu gence karşı böyle hissediyordum. Daha adını bile bilmediğim bu gencin yüzüne baktıkça huzur buluyordum. Genç gözlerimin içine bakmaya devam ederek, “öğrenmeyi gerçekten istiyor musun?, dedi. Ben de evet anlamında başımı sallamıştım. Gözlerimin içine tekrar bakarak “o sensin Zeynep. Benim sevdiğim, canımdan bile çok sevdiğim kişi sensin. Kaza geçirdiğinde hastaneye gelmiştim. Anneni gördüm. Annen bana hafızanı kaybettiğini söylemişti. Ve bende sana sadece camın arkasından baktım. Üç yıldır senin bir gün beni hatırlaman umuduyla yatıp kalkıyordum. Ve seninle karşılaşmak için ALLAH’a hep dua ettim. Ve sonunda bugün kaza geçirip hafızanı kaybettiğinin üçüncü yılı oldu ve bugün sen buradasın benim yanımda. Şuan bu anlattıklarıma inanmamış olabilirsin. Ama inan ki doğru söylüyorum sana, dedi. Ben de:
– Hayır yok öyle bir şey. Ben de sabahtan beri daha doğrusu yanına geldiğimden beri neden bu kadar mutlu ve huzurlu hissediyorum diye düşünüyordum, dedim. Bu sırada elinde tuttuğu kitabın içinden bir resim önüme düştü. Alıp ona verirken benim ve onun yan yana ve çok mutlu olduğumuz bir fotoğraf gördüm. Gerçekten doğru söylüyormuş. Ona sarıldım. Ve ona:
– Gerçekten çok özür dilerim ben seni hatırlayamadım. Oysa beni ne kadar seviyormuşsun ve beni üç yıl boyunca beklemişsin bir umutla. Bir gün gelirim umuduyla. Beni bu kadar sevdiğin için çok teşekkür ederim Engin, dedim. Evet hatırlamıştım. Bu çok garip bir şeydi. Fotoğrafı görür görmez onunla yaşadığım her şey gözümün önünden film şeridi gibi geçti. Meğer ne kadar seviyormuşuz biz birbirimizi.
Mevlam artık hiç ayırmasın bizi…
Sizden Gelenler